Yeni Şafak'ın haberine göre Suriye'de 2014-2016 döneminde ülkenin üçte birlik kısmında hakimiyet sağlayan DEAŞ terör örgütü 2016-2019 aralığında tüm bu işgal koridorunu PKK'ya devretti. Deyrizor-El Baguz bölgesinin de PKK'ya devredilmesi ile bir dönem sayıları 60 bini aşan ve 50 bin kilometrekareden fazla alanı kontrol eden DEAŞ terör örgütünün Suriye'de ki toprak egemenliği tamamen sona erdi.
ABD-PKK ittifakı Suriye genelinde DEAŞ mensupları ve aileleri için Doğu ve Kuzey aksında 20'den fazla kamp hapishane tesis etti.
DEAŞ militanlarının önemli bir kısmı Ayn İsa, Derik, Aynel Arab, Kesra, Savame Hapishaneleri ile Deir el Zor bölgesi El Omar petrol bölgesinde ABD Askeri Üs bölgesine yakın noktada inşaa edilen cezaevlerine konuldu. Örgüt üyelerinin kadın ve çocuklardan oluşan yakınları ise El Hol, Roj ve Rukban mülteci kamplarına yerleştirildi.
Haseke-El Hol kampında halen 35 binden fazla DEAŞ'lı yakının kaldığı belirtiliyor. Son derece kötü koşulların hakim olduğu El Hol aynı zamanda ülkede kurulan en büyük mülteci kampı olma özelliği taşıyor.
DEAŞ'LILAR PKK İÇİN ŞANTAJ ARACI
PKK elebaşılarının DEAŞ'ı uluslararası camiaya karşı yıllardır işgal gerekçesi olarak kullandığını vurgulayan Suriye Kabile ve Aşiretler Konseyi Sözcüsü Mudar Hammad, "Barış Pınarı Harekatı ile taktik değiştirdiler. Şimdi artık bırakma tehdidini kullanıyorlar. Çünkü ellerinde tutukları DEAŞ'lılar çoğunlukla Avrupa ülkelerinden gelen teröristler ve bu ülkeler ne kadın ve çocukları ne de erkek teröristleri iade almak istemiyorlar. PKK'da bu durumu şantaj aracına dönüştürdü" ifadelerini kullandı.
DEAŞ VE PKK'YI ALIP ÜLKEMİZDEN ÇIKIN
Suriye Kabile ve Aşiretler Konseyi olarak başta ABD ve Avrupa olmak üzere tüm DEAŞ ve PKK belasını bize musallat eden ülkelere açık bir çağrıda bulunuyoruz' diyen Mudar Hammad sözlerini şöyle sürdürdü:
Suriye halkı ne PKK'yı ne de DEAŞ'ı hiçbir biçimde istemiyor. Milyonlarca Suriyeli bu terör şebekelerinin benzersiz zulümlerine maruz kaldı. Her ikisi de Suriye'ye taşınan ithal örgütler ve biz ABD, AB ülkeleri ve diğer PKK destekçilerine ülkemize musallat ettiğiniz terör örgütlerini alın ve Suriye'yi terk edin' çağrısında bulunuyoruz. PKK ve DEAŞ tam bir şer topluluğu.
EVLERİ İÇERİSİNDE YAŞAYAN İNSANLARLA YAKIYORLAR
Bölge de eğitim bitti, okulların tamamına yakını terör karargahları ve PKK karşıtlarının atıldığı hapishanelere dönüştürüldü. Yıllardır tarlalarımız yakılıyor, yüzbinler evini terk etti, binlerce şehidimiz var on binlerce insan örgüt tarafından kaçırıldı, alıkonuldu. Deir el Zor, Haseke, Rakka ve Münbiç'te halen akan kanın tek sorumlusu PKK terör örgütü. Daha birkaç gün önce Tel Goran ve Tel Barak'ta evleri içerisinde oturan sakinleri ile birlikte yaktılar. Madem ABD ve diğer müttefikleri PKK'yı dost ve ortak görüyor hepsini alıp kendi memleketlerine götürsünler. Suriyeliler ne DEAŞ'ı ne de PKK'yı istemiyor, bu toprakları terk etsinler ve destekçileri ile birlikte istedikleri yere yerleşsinler.
TÜRKİYE FARKI
Rusya, ABD, PKK, DEAŞ ve ülkemizi bombalayan tüm harici unsurlar Esed'le birlikte onlarca yerleşim birimini haritadan sildi. Caz'a, Akraşe, Saffane, Tel Sehan, Aftiriye, El Zerke, Halaf El Hasan, El Hanva, El Hüseyniye, El Ihaymar, Um Keyf, El Agbiş, Keşkeş El Cebur, El Azavi, El Cayır ABD ve PKK'nın haritadan sildiği yerleşim birimlerinden bir kaçı. Şu an Resulayn ve Tel Abyat'a da bir askeri operasyon düzenlendi. Şimdi herkes vicdan, ahlak çerçevesinde baksın. Barış Pınarı Harekatı'nda kaç sivil öldü ? Kaç ev yıkıldı? Kaç okul, resmi daire, tahıl ambarı, hastane, yerle yeksan edildi? Kaç ocak söndü? Cevap sıfır. Türk askeri ve Türk kurumlar ev ev gezerek 4 yıllık yarayı tedavi etmeye çalışıyorlar. İşte bu Türkiye farkı.