Yunanistan medyası daha önce de benzer haberlerle Türkiye'yi kışkırtmaya çalışmıştı. Geçen yıl Türkiye'nin Libya ile imzaladığı Deniz Sınırları Yetki Alanı Mutabakatı, Yunanistan'ın hak iddia ettiği alanlarla çakışmıştı. Yunanistan bu sebeple darbeci general Halife Hafter'i desteklemeye başlamıştı.
Hafter'in bir başka destekçisi olan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi'nin "Sirte kırmızı çizgimiz. Sınırlarımız içinde veya dışında göreve gitmek için hazır olun" açıklaması, Libya'ya operasyon sinyali olarak yorumlanmıştı.
Hafter'in Sirte'yi kaybetmesi halinde Mısır ordusunun Libya'ya gireceği tehdidini savuran Sisi'ye, beklendiği gibi bölgedeki müttefikleri hemen destek vermişti. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), peş peşe yaptıkları açıklamalarla Sisi'nin Haziran ayı başında duyurduğu ateşkes talebinin arkasında durmuştu.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum tarafından kabul edilen Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Mısır ve müttefiklerinin tehditlerini kınamıştı. Sisi'nin bu tehditinin ardından uzmanlar, Mısır ordusunun zayıf olmadığını ancak henüz istenilen operasyonel düzeye ulaşamamış olduğunu vurguluyor.
Peki Mısır ordusunun askeri kapasitesi ne? 440 bin muvazzaf askeri bulunan Mısır ordusunda, 4 bin 295 tank ve 11 bin 700 zırhlı araç bulunuyor. Globalfirepower'ın açıkladığı rakamlara göre 303 saldırı-önleme uçağı ve 375 helikopteri bulunan Mısır ordusnun ayrıca 7 fırkateyn ve 8 denizaltısı bulunuyor.
ORSAM Başkan Yardımcısı İsmail Numan Telci, 2013'deki askeri darbeden sonra Cumhurbaşkanı Sisi'nin Rusya, Almanya ve Fransa'dan savunma sanayi ithal etse de, Mısır'ın henüz sert bir güç olamadığının altını çiziyor.
Telci, "Operasyon kabiliyeti ayrı bir meziyet, Sina Yarımadası'nda DAEŞ ile mücadelede yeterli olamadıklarını gördük" diyor. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'ndan Burhanettin Duran ise, Sisi'nin bu çıkışı, Mısır'ın güvenlik kaygıları yüzünden, bir yandan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın baskısıyla diğer yandan da Libya'da Rusya ve Fransa'nın varlığına güvenerek yaptığını söylüyor.
Duran, "Ruslar hem Wagner üzerinden hem de savaş uçaklarıyla Cufra'da. Sirte'de de büyük bir yığınak var. Sisi'nin ortaya koyduğu kırmızı çizgi açıklaması, biraz kendinden ziyade Rus-Fransız desteğine de karşılık geliyor" diyor.
Milliyet yazarı Deniz Kilislioğlu ise, "1960'lardaki Yemen travması da Mısır'ın elini kolunu kendi toprakları dışında operasyon için bağlıyor." diyor "Mısır'ın Vietnam'ı" olarak nitelendirdiği Kuzey Yemen İç Savaşı'nı hatırlıyor.
"1962'de başlayan savaş 8 yıl sürdü. 1962'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdünnasır'ın desteğiyle askeri darbe yapıldı, İngiltere ve Ürdün Suudi Arabistan'ı, Sovyetler Birliği Mısır'ı destekledi, Mısır Yemen'e gönderdiği 70 bin askerden 27 binini kaybetti."
LİBYA'DAN BİR AÇIKLAMA DAHA
Libya'nın Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ordusu sözcüsü Albay Muhammed Kanunu, "Sirte ve El Cufra'nın kurtarılması her zamankinden daha önemli" dedi.
Libya'da BM tarafından meşru olarak kabul edilen UMH ordusunun, Türk İHA ve SİHA'larının desteği ile yürüttüğü başarılı operasyonların ardından, UMH ordusu sözcüzü Albay Muhammed Kanunu, "Sirte ve El Cufra'nın Rus paralı askerlerinden, yerel suç örgütlerinden kurtarılması ve nereye giderseler gitsinler peşlerinden takip etmemiz her zamankinden daha önemli" dedi.
'SİRTE VE EL CUFRA İŞGAL ALTINDAYKEN ATEŞKEŞ KONUŞMAK ANLAMSIZ'
Kanunu ayrıca, Sirte ve El Cufra'nın yabancı paralı askerler tarafından işgal altında olduğu sırada ateşkesi tartışmanın anlamsız olduğunu belirterek, "Yabancı paralı askerlerin Sirte ve El Cufra'yı işgal ettiği bir zamanda ateşkesi tartışmak anlamsız. Bahsedilen bölgelerdeki yabancı paralı askerler, Hafter'i destekleyen ülkeler tarafından sağlanan silahlarla donatılmıştır. Aynı ülkeler Rus, Suriye ve Afrika paralı askerlerinin varlığından da sorumludur. Bu ülkeler, Libya petrol sahaları üzerinde kontrol yürütüyor" ifadelerini kullandı.