Altın konseyinin altına olan talebi teşvik etmek, bu yönde çalışmalar yapmak için var olduğunu anlatan Göksel, pazara ilişkin derin araştırmalar gerçekleştirdiklerini ve bunu sektör oyuncularıyla paylaştıklarını söyledi.
Altının özellikle son ekonomik kriz döneminde tercih edilir bir yatırım aracı olduğunu anımsatan Göksel, bunun öncelikle altının fiziki değerinden kaynaklı olduğunu anlattı.
Altının yok olmayan bir emtia olduğuna dikkati çeken Göksel, şunları kaydetti:
''Altın aynı zamanda her yerde kullanılabilecek bir emtiadır. Bugünlerde dolar ve avroda yaşanan güven eksikliği altına olan güveni bu dönemde de canlı tuttu ve bundan sonra da altına güven devam edecek. Şu an en risksiz yatırım aracının altın olduğunu söyleyebiliriz. Son 9 yıla bakıldığında altın fiyatlarının gayet istikrarlı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Gerçekten araştırmalar da gösteriyor ki portföyünüz en ufak oranda bile altın içeriyorsa, bu, yatırımcısına istikrarlı bir şekilde kazanç ve güven sağlıyor. Dünya Altın Konseyi olarak fiyatlara ilişkin bir değerlendirme yapamıyoruz ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; altına olan talep istikrarlı bir şekilde devam ediyor ve edeceğini de öngörüyoruz.''
Altın fiyatlarındaki bu durumun özellikle takı sektöründe bir miktar kaygı yarattığını da hatırlatan Göksel, ''İnsanların alım gücü yükseldikçe bu durumun etkilerin azalacağına inanıyorum'' dedi.
Türkiye'nin, Dünya Altın Konseyi'nin ofisinin bulunduğu ülkeler arasında olduğunu hatırlatan Göksel, altın konusundaki yerinin çok farklı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin bu konuda İtalya ile yarıştığını söyleyen Göksel, ''Tasarımda gerçekten öndeyiz ve bu alanı desteklemeliyiz'' dedi.