Şimşek, 81 ilin Defterdarlarının katılımıyla Afyonkarahisar'da gerçekleştirilen "Defterdarlar Çalışma Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, bir hazine mülkünün üzerinde kurulan otelde etkinliğin yapılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi ve hazine mülklerinin atıl olmaktan çıkarılıp istihdam oluşturularak kullanılmasının örneği olduğunu söyledi.
Maliye Bakanlığı olarak ülkenin kalkınmasına, büyümesine ve refah artışına güçlü bir şekilde destek vermeleri gerektiğini aktaran Şimşek, son 11 yılda ülkenin son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen büyük bir başarı elde ettiğini, küresel krizin olduğu bir dönemde ortalama yüzde 5.1 büyüdüğünü belirtti.
Türkiye'nin 1923-2002 yılları arasında yüzde 4.5 büyüdüğünü anımsatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Geçen yıl eğer bizim Gayri Safi Yurtiçi Hasılamız (GSYH) yaklaşık 800 milyar dolar ise yaklaşık olarak söylüyorum. Eğer Türkiye bütün cumhuriyet tarihi boyunca yüzde 4.5 yerine 5.1 büyüseydi muhtemelen bizim GSYH'mız 1.3 trilyon dolar civarında olurdu. Bayağı bir fark varmış. Şunu da hatırlatmakta fayda var; sizler sadece defterdarlarımız değilsiniz aynı zamanda toplumda kanaat liderlerisiniz. Türkiye geçmişte çok zaman heba etmiş. 1990 yılında bu ülkenin GSYH'sı 213 milyar dolardı. 2002'ye geliyorsunuz hala 200 milyar dolar civarı. Türkiye son 11 yıllık süreçte çok büyük ilerleme kaydetti. Bunun temelinde ne var diye sorarsanız, tabi en önemli faktör siyasi istikrardır. Siyasi istikrarla birlikte doğru politikalardır. Bu doğru politikaların en önemlisi de mali disiplindir. Mali disiplin sayesinde bu ülkenin kendisini uçurumun eşiğinden, çok güçlü bir performansa getirmişiz. Geçmişte nasıl biliyorsunuz. Çok yüksek bütçe açıkları, bu bütçe açıklarının para basılarak finanse edilmesi ve bunun getirdiği yüksek enflasyon ve yüksek reel faizler ile makro ekonomik istikrarsızlık. Çok şükür o günler geride kaldı. Bundan maliye çalışanlarımızın genel olarak Maliye Bakanlığımızın katkısı büyük. Bütün katkısı olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."
Şimşek, 2013 yılının Türkiye açısından, makro ekonomik performans açısından, maliye politikası açısından oldukça iyi bir yıl olduğunu belirterek, "Çok basit bir gösterge var. Geçen yıl bütçe açığımız 18.4 milyar lira ama siz de biliyorsunuz ki bizim bütçe yaparken hedefimiz neredeyse bunun iki katı civarındaydı. Aslında bütçe açığı GSYH'ya baktığımız zaman geçen yıl yüzde 1.2 düzeyinde gerçekleşmiş. Bu gerçekleşme 1985 yılından bu yana en iyi 3. gerçekleşme. Diğer 2 gerçekleşme de yine hükümetlerimiz döneminde, 2000'li yılların ortasında. Dolayısıyla çok güçlü bir bütçe performansı ortaya koymuşuz. Bu da tabi ki ülkemizin önünü açıyor. Bunda hepinizin katkısı var" diye konuştu.
2B'DE EK SÜRE
Şimşek, 2B'de bir tasarıyla başvurulara ek süre tanıyacaklarını da ifade etti ve şöyle dedi:
"2B kapsamında 31 Ocak itibariyle 600 bin 643 adet taşınmaz ve 816 bin 361 kişi kullanıcı durumda. Bunların yüzde 77.1'i olan 629 bin 356 kişi satın almak için başvuru yaptı. Başvuruda bulunanlardan 530 bin 831 kullanıcı değerlendirilebilir durumda. Bu hak sahiplerinden 392 bin 119 kişiye satış gerçekleştirilmiş. Başvuru sahiplerinin 98 bin 525 kişinin talebi o taşınmazların özel bir kanunlar kapsamında değerlendiriliyor olması nedeniyle bu dikkate alınmıyor. Ama diğerlerine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Mecliste bir tasarı söz konusu. Bu tasarıyla başvuru sürelerine ilave bir hak tanıyacağız ve bu çerçevede 2B'ye ilişkin değerlendirilebilecek bütün parselleri mümkün olduğunca hak sahiplerine ulaşarak onlara bu kanun çerçevesinde bu yerlerin satışını gerçekleştirmemiz lazım. İlk dönemde çok başvuru var ama yine de şu veya bu nedenle başvuramayanlar var. Bununla ilişkili önemli bir husus daha var."
Aynı kanunla hazineye ait tarım arazilerinin de satışının önünü açtıklarını dile getiren Şimşek, "Bayağı cazip koşullarda biz bunu ortaya koyduk. 6 yıla kadar bir taksit söz konusu. Yüzde 10 peşin falan ödeniyordu çünkü biz hazine arazilerinin işgal edilmesini değil vatandaş tarafından sahiplenilmesini, oradan ülkemize katma değer üretilmesini tercih ediyoruz. Son başvuru tarihi 28 Nisan 2014. Önümüzde çok kısa bir süre kaldı. Bu konuda yoğun bir çabaya girmemiz gerekiyor" dedi.
"BİZDE SEÇİM EKONOMİSİ OLMAZ"
"Biz de seçim ekonomisi olmaz" diyen Şimşek, şöyle devam etti:
"Nasıl ki biz krizi literatürümüzden çıkardıysak seçim ekonomisini de literatürümüzden çıkartmışız. Tabi ki küresel gelişmeler var. 2008-2009'da son 60 yılın en büyük dünya krizini yaşadık. Türkiye etkilendi ama geçici bir etkilenme söz konusu. Kalıcı bir tahribat yaşanmadı. Dolayısıyla biz bugünü de bu çerçevede değerlendiriyoruz. 2014 yılında bütçe harcamaları yüzde 7 artacak. Peki nominal GSYH yüzde kaç artacak, yüzde 10. Bu ne demek? Harcamaların milli gelire oranı azalıyor demek. Peki bundan seçim ekonomisi çıkarılabilir mi? Seçim bütçesi sonucuna varabilir miyiz? Kesinlikle hayır. Tam aksine seçim yılında, disiplin ön planda. Harcamaların milli gelire oranı azalıyor. 2014 yılı bütçemiz ihtiyatlı bir bütçedir. Bizim nominal GSYH artışı yüzde 10 civarı ama biz bütçe gelirlerinin artışını yüzde 3.5 civarında öngörmüşüz. Vergi gelirleri artışını da yaklaşık 6.8 civarında öngörmüşüz. Bu da şunu ifade ediyor, 2014 yılında disiplini elden bırakmayacağız."
