Cep telefonu kılıflarında da zehir var!

Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Erdal Matraş'ın verdiği bilgiye göre, ayakakabılardan sonra cep telefonu kılıfları da zehir saçıyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :07 Aralık 2014 , 00:00 Güncelleme Tarihi :05 Ocak 2015 , 17:53
Cep telefonu kılıflarında da zehir var!
"Markasız uzakdoğu menşeli ayakkabıların en az yarısının zehirli olduğunu yıllardır tespit ediyor ve söylüyoruz" diyen Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Erdal Matraş'ın verdiği rakamlara göre, Türkiye'de her 5 ayakkabıdan 1'inin zehirli olduğu sonucu ortaya çıkıyor.

Matraş Deri Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Matraş ile Matraş'ı konuşmak üzere buluştuk, ama konu döndü dolaştı son günlerin en büyük tartışmalarından biri olan zehirli ayakkabı mevzuuna geldi. Aynı zamanda Deri Sanayicileri Derneği ve Deri Tanıtım Grubu Başkanı da olan Matraş, sektörün nabzını da en iyi tutan isimlerden biri.

İşte sohbetimizden öne çıkan başlıklar ve Matraş'ın dikkat çektiği tehlikeler:

-Zehirli ayakkabıların ortaya çıkması sizi şaşırttı mı, yoksa bu konu herkesin tahmin ettiği bir gerçeğin gün yüzüne çıkması mı?

Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Bakın, Kasım 2007'de halk pazarlarına gittik, rastgele örneklem seçip akredite laboratuvarlarda test ettirdik. Hepsi zehirli çıktı. İktidarsızlıktan tutun kansere kadar 38 çeşit kansere sebep olduğunu raporlarla anlattık. 2011'de yine yaptık, yine hepsi zehirli çıktı. Biz bunu ilk bağırmaya başladığımız zaman, 2007'lerde ithalat 300-350 milyon dolar seviyesindeydi, ama hızla artıyordu. Her sene yaptık bu açıklamayı. Yaptıkça da arttı zehirli ayakkabı olayı. Biz her sene 'Bunlar zehirlidir, düşük yapar, iktidarsızlık yapar, kanser yapar' dedik. Her gün ayağınızda olan, cildinize temas eden bir şey ayakkabı

"KORKUTMAK İSTEMEYİZ AMA TEHLİKE BÜYÜK"

-Siz bütün ithalatın zehirli olduğunu mu varsayıyorsunuz?

Biz Uzakdoğu menşeli olan, yani ithalatın yüzde 80'lik kısmından bahsediyoruz. Bu tür ürünlerin en az yarısı zehirli. Bunlar markasız, pazarlarda satılıp deri zannedilen ürünler.

-Verdiğiniz rakamlardan şu çıkıyor: Ayakkabı pazarının yüzde 50'si ithal, bunun da yüzde 80'i Uzakdoğu menşeli. Bunların yarısı da zehirli diyorsunuz, yani pazarın yüzde 20'si zehirli mi?

Rakamlar bunlar. Pazardaki 5 ayakkabıdan 1'i zehirli deyip insanları korkutmak istemeyiz. Ama Uzakdoğu'dan gelenlerin çoğu markasız zaten, bunlar kanserojen ihtiva ediyor.

-Şimdi denetimlerin yeniden kamu tarafından yapılacağı belirtiliyor, bu, bu tür vakaları azaltır mı?

Bu gelişme, taramaların daha ciddi olacağının, gözden kaçmayacağının, daha bilinçli hareket edileceğinin bir göstergesi. Umarız etkin denetim olur.

Erdal Matraş, tehlikeli kimyasal madde içeren ayakkabıların iktidarsızlık, düşük, 38 çeşit kanser gibi pekçok soruna yol açtığını tespit ettiklerini söylüyor.

CEP VE TABLET KILIFLARI DA RİSKLİ

- Zehir tehlikesi başka ürün gruplarında da var mı?

Cep telefonu kılıflarında da benzer bir sorun olduğunu düşünüyoruz. 18 milyon akıllı telefon, 2 milyon da tablet var Türkiye'de. Elimizde olan bu ürünlerin kılıflarının daha sağlıklı olması gerekir. Elektronik kılıf tarafında yoğunlaşıyoruz bu aralar. Turkcell ile işbirliği başlattık. Çok kolay değil, deri, sağlıklı kılıfa geçilmesi. Şu anda yeni başladık, 10 noktada varız

EK VERGİYE CEVABEN 5. VE 6. BÖLGEDE YATIRIM AÇIKLANACAK


- Ayakkabıya gelen ek vergiye karşılık bir üretim yatırımı gelir mi?

Olacak, mesela şu an daha organize imalatlar planlanıyor. Teşvik sisteminden de yararlanan imalatlar olacak. Fikir şu: 5. ve 6. teşvik bölgelerinde ayakkabı sanayii bölgeleri kurularak üretimi hızlandırmak istiyoruz. Kümelenme gibi, sanayi sitesi gibi düşünün.

- Kim önayak oluyor bu organizasyona?

Üzerine görev düşen STK'lar yakında bunun açıklamasını yapacak. Biz de bir parçasıyız. Önce bir pilot ilde bunu yapmak lazım, sonucunu görünce önü çok açık bir proje diye düşünüyorum.

"ŞUURSUZ SEVİYEDE SATIŞ SONRASI HİZMET VERİYORUZ"

- Matraş olarak mağaza sayısını artırma düşünceniz yok mu?

Çok keskin bir grafikle büyümeyi istemiyoruz. Bu bizim tercihimiz. Biz müşterinin olabildiğince uzun süre ürünü kullanmasını istiyoruz, aradan 15 sene geçse de tadilatını yapıyoruz, dikiş yapıyoruz, boyuyoruz, o insanın o ürünü kullanmaya devam etmesini istiyoruz. Satış sonrası hizmetimiz şuursuz derecede. Bundan herkes çok mutlu oluyor. Ayrıca e-ticaret bizim için çok sürpriz oldu. Sektörde ilkiz, o yüzden erken yol aldık. Yurtiçi satışlarımızın yüzde 30'unu kapsar bir hale geldi.

KİMSE DERİ SEKTÖRÜNÜ KÜÇÜMSEMESİN"


- Size göre ayakkabıya gelen ek vergi ne zaman sonuç verir ve perakendeci dahil herkes mutlu olur?

Önce şunu söyleyeyim, bu sektörel bir sorun olmaktan çıkıp ülke sorunu olmuştu. 500 yıllık deri ve ayakkabı sanayii iç piyasayı 1 milyar dolar gibi bir rakamı ithalata kaptırdıysanız bu çok büyük bir sorun. Bu rakam bir de gümrük rakamı, perakende satış fiyatı değil. Pazarın yüzde 50'den fazlası ithal. Muhakkak bir darboğaz olacak. Ama sonunda açık denize çıkılacak. Perakendeciler de haklı kendine göre, ama kimse Türk deri imalat sanayiini küçümsemesin. Burada hem iç pazara hem ihracata yetecek imalat yapılır. Gelecek yıl bugünlerde daha az gergin bir perakende sektörü görürüz. Sonra da bu karara inanan insanlar ordusu görürüz.

- Perakendecilerden sitem oluyor mu?

Olmaz olur mu! Hem de çok ciddi sitem oluyor. Nerede bir perakendeci dostumuz görse 'Ne olacak bu işin sonu?' diyor.

DENGE AYAKKABICILIK:

'Fason üretimdi, fark edince hemen toplattık'

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın 'tehlikeli kimyasal madde ihtiva eden ayakkabılar'ın sahibi olarak açıkladığı Arow markasının sahibi Denge Ayakkabıcılık'tan dün basın bir açıklaması geldi. Açıklamada, şirketin iç piyasada fason üreticilere ürettirmiş olduğu tüm ürünleri toplattığı ve satışını durdurduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Bu ürünlerin üretimini yapanlar hakkında hukuki girişimlerde bulunduk ve bulunmaya devam edeceğiz. Şirket halkın sağlığını tehlikeye atan ürünleri piyasaya arz etmemiş olup yukarıdaki açıklamaya konu ayakkabılar henüz gümrük kontrolünde iken tespit edilerek gerekli tedbirler alınmıştır. Söz konusu ayakkabıların üçüncü kişiler tarafından piyasaya sürüldüğünü düşünüyoruz."

TÜRKİYE UMUM AYAKKABICILAR FEDERASYONU:

'Deri diye satılan ürünün fiyatına takunya alınmaz'

Zararlı kimyevi maddeler içerdiği tespit edilen ayakkabıların piyasada satıldığı haberlerinin yankıları sürüyor. Türkiye Umum Ayakkabıcılar Federasyonu Başkanı İbrahim Buğur, şunları kaydetti: "Zehirli ayakkabılar, vatandaşları tedirgin etti. Ne ayakkabıyı alan ne de satan, zehirli olup olmadığını biliyor. Halen piyasada 30 liraya, 40 liraya 'hakiki deri' diye ayakkabı satılıyor. Oysa bu tamamen hayal, çünkü yüzü ve iç astarı deri olan, altı kösele bir ayakkabının maliyeti 100 lira. Siz 30-40 liraya takunya bile alamazsınız. Vatandaşlarımız ucuz ayakkabıya heves etmesin."

Kaynak: Haberturk