Türk ve Rus ulusal varlık fonlarından 200 milyon avroluk yatırım planı

Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) tarafından ortak bir yatırım platformu olarak kurulan Türkiye-Rusya Yatırım Fonu (RTIF), ortak projelere birlikte yatırım yapmak için prensip anlaşması yaptı. TVF ile RDIF tarafından ortak bir yatırım platformu olarak kurulan RTIF'ın, ilk etapta ortak projelere 200 milyon avro yatırım yapması planlanıyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :08 Nisan 2019 , 19:42 Güncelleme Tarihi :08 Nisan 2019 , 19:45
Türk ve Rus ulusal varlık fonlarından 200 milyon avroluk yatırım planı

İÇİNDEKİLER

Türkiye Varlık Fonu'ndan yapılan açıklamaya göre, TVF ile RDIF tarafından ortak bir yatırım platformu olarak kurulan RTIF'ın, ilk etapta ortak projelere 200 milyon avro yatırım yapması planlanıyor. Anlaşma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin huzurunda bugün imzalanacak.

İlk etapta hayata geçirilecek projelere 200 milyon avroluk kaynak ayrılan fonun toplam büyüklüğü 900 milyon avro olarak belirlendi. Taraflar, her iki ülkede de teknoloji, sağlık ve altyapı gibi öncelikli olan sektörlere odaklanarak ortak projeler geliştirmeye başladı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Sönmez, şunları kaydetti:

"Bu, bizim için önemli bir kilometre taşı. RTIF üzerinden hedef sektörlerde yatırımları başlatmanın hem iki ülke hem de ulusal varlık fonlarımız arasındaki ilişkileri güçlendireceğine inanıyoruz. RTIF'in karşılıklı yatırım kültürünü geliştireceğini, nitelikli doğrudan yatırımları artıracağını, ayrıca Türk ve Rus şirketlerinin bölgesel büyümesine katkıda bulunarak iki ülke arasındaki iş birliğini daha da ileri seviyelere taşıyacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu, TVF'nin yeniden şekillendirdiğimiz yol haritası kapsamında da önemli bir adımdır."

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Üst Yöneticisi (CEO) Kirill Dmitriev de Rusya ve Türkiye arasında ortak projeler geliştirmeye başladıkları için çok memnun olduklarını belirterek, "Günümüzde sağlık, altyapı ve teknoloji sektörleri yatırım ve her iki ülke ekonomilerinin gelişimi açısından çok cazip. Hayata geçirdiğimizde bu projelerin ülkelerimizdeki yaşam standardı ile karşılıklı iş hacmi ve verimliliğini belirgin şekilde artıracağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.