Trump'ın ekonomi tehdidi sökmedi

Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, Türkiye'nin Suriye'ye düzenleyeceği operasyon öncesi özellikle ABD tarafından yapılan "ekonomik yaptırım tehditleri"ni köşesine taşıdı. Bu tehditlerin piyasada karşılık bulmadığını söyleyen Güngör, Türkiye'nin son bir yılda ekonomi alanında attığı adımların bunda etkili olduğunu söyledi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :09 Ekim 2019 , 08:19 Güncelleme Tarihi :09 Ekim 2019 , 08:27
Trump’ın ekonomi tehdidi sökmedi

Sabah Gazetesi yazarlarından Dilek Güngör, bugün köşesinde kaleme aldığı yazıda Türkiye'nin Suriye operasyonu öncesi yapılan ekonomik tehditleri değerlendirdi. Güngör, özellikle geçtiğimiz gün Trump tarafından yapılan "Ekonominizi tamamen yok ederim" tehdidinin piyasalarda karşılık bulmadığının altını çizerken, Türkiye'nin son bir yılda spekülatif ataklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmesinin bunda etkili olduğunu söyledi.

İşte Dilek Güngör'ün "Tehdit sökmedi" başlıklı yazısı
Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna operasyon başlatma kararının ardından ABD Başkanı Donald Trump'tan gelen "Ekonominizi tamamen yok ederim" tehdidi sökmedi. Ne kur yakıp geçti, ne borsada büyük çöküş yaşandı, ne CDS'ler fırladı. 2 yıllık tahvilin faizi de değişmedi. Halbuki, eskiden olsaydı tarihte örneği olmayan, bu kadar aleni bir şekilde açık açık yapılan tehdidin yansıması ne olurdu?
Önceki gece Trump'ın tweet'inden sonra döviz piyasasında se dolar 5.85 TL'ye çıkmasına rağmen, daha sonra yüzde 1'den fazla değer kaybederek 5.78 liraya kadar geriledi. Dün gün içerisinde yüzde 2.2 düşerek 100 bin 656 puana kadar gerileyen endeks, yabancı alımlarının hızlanmasıyla tekrar 101 binin üstüne çıktı. Tahvil-bono piyasasında da faiz cephesinde bir değişiklik olmadı. Türkiye'nin 5 yıl vadeli Credit Default Swap (CDS) primi 365 oldu.

Deutsche Bank'ın Başstratejisti Ulrich Stephan, "Türkiye ekonomisinin daha da istikrar kazanmasını bekliyorum" açıklaması yaptı.
Anayasa fırlatıldığı dönemi hatırlayın. Bir gecede doların, faizin geldiği seviyeleri düşünün. Fazla uzağa gitmeye de gerek yok, geçen yıl ağustosta olanları anımsayın. Brunson krizi, S-400'ler ve iki bakana yaptırım kararıyla ABD ile ilişkiler gerilmişti. 10 Ağustos'ta ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergilerini iki katına çıkaracağını açıkladığı tweetiyle beraber TL, dolar karşısında yüzde 25 düşmüştü. O gece Asya borsalarında dolar TL karşısında 7.20'ye kadar çıkmıştı. Tetikçi kredi derecelendirme kuruluşları kriz tellallığına soyunmuştu. Spekülatif kur saldırısının bankacılık sektörüne sirayet edeceği lafları konuşulmaya başlanmıştı.

ANAHTARI VERMİYORUZ!
Ekonomiye gölge düşürmek için yapılan spekülatif kur saldırısı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın proaktif adımlarıyla püskürtülmüştü. Analistler, göreve geldiğinde "Piyasa ile kavga etmeyiz ama anahtarı vermeyiz" diyen Bakan Berat Albayrak'ın koordinasyonunda, ekonomi yönetimi tarafından gerçekleştirilen hamleler sayesinde döviz kurları üzerindeki spekülatif atakların bertaraf edildiğine işaret etti. Analistler, "Başta swap olmak üzere açık pozisyondan, karanlık havuza kadar her şey yeni kurulan finansal mimariyle kontrol altına alındı. İşte o deneyim önceki gece Türkiye'ye gelen açık tehdide rağmen piyasanın tepkisini sınırlı bıraktı" diyor.



ASKER TETİKTE BANKALAR TEYAKKUZDA
Gelelim dün çok tartışılan 8 Ekim meselesine... Biliyorsunuz, İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan'ın beş ay önce bir TV kanalında 8 Ekim'i işaret ederek döviz alımsatımlarında yığılma olduğunu söylemesi gündeme oturdu. Döviz opsiyonlarında alım ve satım yönünde 8 Ekim'deki yoğunlaşma, Trump'ın tweet'i ve Suriye'ye askeri harekatın zamanlamasıyla çakışınca her kafadan bir ses çıktı. Mesele çok teknik olsa da kafaların bulanmaması için birkaç kelam etmekte yarar var.

Bankacılar ve aracı kurumların verdiği bilgiye göre, 4-10 Ekim haftasında döviz piyasasında kayda değer büyüklükte alım-satım opsiyonları yazılmış durumda... Söz konusu hafta için 12.6 milyar dolar alış, 13.9 milyar dolar satış opsiyonu verilmiş. Kimi kur seviyesini 5.75, kimi 6, kimi 6.5 olarak girmiş. Hatta bazı yabancı banka ve fonların opsiyonları arasında uçuk kaçık seviyeler dahi var. Bir nevi kumar gibi...
Peki alım-satım opsiyonu açanlar kim derseniz...
Ağırlıklı küresel oyuncular... Yani ABD ve Londra'daki bankalar vb... Aralarında yabancı ortaklı Türk bankaları da var.
Ama öyle birilerinin itham ettiği gibi kamu bankaları filan yok. Merkez Bankası, SPK, Borsa İstanbul'un denetim birimleri konuyu enine boyuna araştırıyor.
8 Ekim tarihi bir tesadüf mü, onu bilemiyorum. Fakat önemli olan bu opsiyonların manipülatif bir harekete dönüp dönmeyeceği...
Ancak, Türkiye artık spekülatif ataklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirdi ve istikrar kazandı. Ekonomi yönetimi ve bankalar teyakkuzda. Mehmetçik nasıl gece-gündüz sınırda eli tetikte bekliyorsa, bankalar da fixing saatlerinde yaşanabilecek ani ataklara karşı uyumuyor. Şu kadarını söyleyeyim... Dün 6-7 banka nette 300-350 milyon dolarlık satış yaptı. Çok daha büyük bir atakla karşılaşılırsa merak etmeyin o da savuşturulur. Sonuçta, sermayenin 5'te birine kadar bankaların döviz pozisyonu açıp-kapatma imkânı da yetkisi de var.