EYT ÇIKARSA KİMLER YARARLANACAK?
EYT kanunun Meclis'te görüşülmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması durumunda 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı girişi bulunan kişileri kapsayacağı belirtiliyor. 1999'da yürürlüğe alınan 4447 sayılı Kanun ile emeklilik yaşı kadın sigortalılıklarda 58, erkek sigortalılarda ise 60 olarak belirlenmişti. Emeklilik için prim gün sayısı da 7 bine çıkartılmıştı. Bu yüzden de EYT kanunu çıkarsa 8 Eylül 1999 öncesinde işe başlayan sigortalılar, kanunun kapsamında bulunacak.
EYT ÇIKARSA NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
EYT kanunun çıkması durumunda kamuoyunda EYT'liler olarak isimlendirilen emeklilikte yaşa takılan 6 milyon vatandaş bulunduğu belirtiliyor. Bu doğrultuda da EYT kanunun çıkmasından sonra ne zaman emekli olurum sorusu da gündeme geliyor. Ancak her vatandaşın sigortalılık durumunun farklı olması ve yanı sıra 4A/4B/4C şeklinde farklı sigorta kolları için belirlenmiş olan emeklilik koşulları farklılık gösterdiğinden, bu emeklilik tarihlerinin zamana yayılacağı tahmin ediliyor. Ne olursa olsun 6 milyon vatandaşın aniden emekli olmasının devlet bütçesi için oluşturacağı ciddi yük dolayısı ile gerçekçi bir yaklaşımda bu sürecin aniden olmasının mümkün olmadığı görülüyor.
ÖNEMLİ İSİMLERDEN PEŞ PEŞE EYT AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: İskandinav ülkeleri bu sistemle battı, milletimin zararına olan bu işte asla yokum.
Binlerce vatandaşın yakından takip ettiği EYT hakkında yeni açıklama var. primini dolduran bir emekli adayı, emeklilik yaşını beklemek zorunda. EYT sorunu 1999'da emeklilik yaşını yükselten 4447 sayılı kanun ile ortaya çıktı. 8 Eylül 1999 gününe kadar işçiler emeklilik için iki şartı yerine getirmesi gerekiyordu: Kadınlar için 20, erkekler için 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 günlük prim ödeme gün sayısı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk: Bakanlık olarak bizim elimizde 10 küsur analiz var. Her türlü kombinasyonu denedik. Fakat hiçbirisinin maliyeti sürdürülebilir bir maliyet değil.
ÖMER ÇELİK AÇIKLAMA YAPTI
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı sonrası gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, EYT konusuna değinerek 'Sorunlara duyarlıyız ama ülkeye maliyeti var' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanımız uzun zamandır Türkiye'nin yönetiminde birinci derecede söz sahibi. Sorunlara duyarlıyız ama ülkeye maliyeti vardır. Ülkeye bir maliyeti vardır. Bu maliyet altından kalkılacak bir maliyet değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız son sözü söylemiştir. Bazı partiler açıklama yapıyor. Onlar bu sorumluluğun altında değildir. Eğer çözülebilecek mesele varsa çözülmektedir.
Talep edildiği gibi çözülmeyecek mesele söz konusuysa Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere AK Parti kadroları dürüst bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Son derece dürüst bir şekilde Türkiye'nin gerçekleri paylaşılmıştır.
EMEKLİLİKTE YAŞA NASIL TAKILDILAR?
8 Eylül 1999 tarihinden önce kadın 20; erkek 25 yıl sigortalılık ve 5000 gün prim koşulunu yerine getirerek emekli olabiliyordu. 8 Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlarda 58, erkeklerde 60'a çıkartıldı. 2008 yılında yapılan ikinci değişiklikle de emeklilik yaşı 2036'dan itibaren yeniden kademeli olarak artırılarak kadın ve erkeklerde 2048 yılında 65'te eşitlenecek.
EYT NEDİR?
Uzunca bir süredir sosyal medyada tartışılmakta olan EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) son zamanlarda ülke gündeminde kendisine hatırı sayılır düzeyde bir yer edindi. Kendilerine "EYT mağdurları" diyen kişiler kazanılmış haklarının ellerinden alındığını iddia ederken hükümet de "erken emeklilik" diye bir şeyin söz konusu bile olamayacağını ifade etti. Peki EYT'nin "hakikati" nedir? Bu yazıda çeşitli boyutlardan bu soruya cevap vermeye çalışacağım.
Bütün bu tartışmaların kökeninde aslında 1990'lı yıllarda yaşananlar bulunmaktadır. Süleyman Demirel 1992'de inanılmaz derecede popülist ve mantık dışı bir hamleyle emeklilikte yaş sınırını kaldırdı. Böylece çalışanların 40'lı ve hatta 30'lu yaşlarda emekli olabilmesinin önü açıldı. Emeklilik sisteminde yapılan bu değişiklik bir taraftan SSK'yı batma noktasına getirirken diğer taraftan da ekonomiye ciddi zararlar verdi.
"Çalışma çağı" insanların hayatlarında "verimli" bir şekilde çalışabileceği dönemdir. Dünyadaki genel kabul ise çalışma çağının 15-64 yaş arası olduğu şeklindedir. Demirel'in gerçekleştirdiği yasal değişiklik ile birlikte ortaya çıkan sistemde insanlar çalışma çağlarının daha ilk yarısında emekli olur hale gelmişlerdir. Bir insanın 40 veya 38 yaşında emekli olması ancak kötü bir şaka olabilir. Bunun gerçek hayatta yaşanmış olması ise hepimiz için büyük bir trajedidir. 1990'ların sahip olduğu kötü imajda işte bu trajedinin de hatırı sayılır bir payı bulunmaktadır. Şu halde, kendilerine EYT'li diyenler kendi çıkarları için hareket ederken 1990'ları kısmen de olsa geri getirmeye çalışmış olmaktadır.
İnsanların 38-40 yaşında emekli olduğu bir emeklilik sisteminin uzun süre devam ettirilebilmesi imkansızdı ve gerçekten de Mayıs 1999'da yapılan yasal değişiklik ile birlikte emekliliğe yaş sınırı tekrar getirildi. Bu yasaya göre Mayıs 1999'dan itibaren çalışmaya başlayan kadınlar 58, erkekler de 60 yaşından önce emekli olamayacaktı. Bu yasal değişiklik Mayıs 1999'dan önce çalışmaya başlayanları da etkileyerek bu kişilerin emekli olma yaşlarını yükseltti. Örneğin, prim gününü doldurduğunda 40 yaşında emekli olabilecek bir kişi bu yasal değişiklikten sonra emekli olabilmek için 48 yaşını beklemek durumunda kalabildi.