Gözler orada! Af, EYT, 3600 ek gösterge, nafaka ve taşeron işçi yasası en son durum, çıktı mı? 9 Mart Meclis gündemi!

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya 'dan infaz düzenlemesi ve süresiz nafaka hakkında açıklama geldi. Canlı yayında konuşan Özkaya , infaz düzenlemesi hakkında son durumu aktardı. EYT, af, 3600 ek gösterge, nafaka ve taşeron işçi yasası en son durum vatandaşlar tarafından oldukça merak ediliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan ve kısa bir süre içerisinde Meclis gündemine gelmesi beklenen düzenleme ile cezasızlık algısı ortadan kaldırılacak. 1 ay hapis cezası bile alan birisi belirli bir süre cezaevinde kalacak. Cinsel, uyuşturucu, örgütlü, terör suçlarını işleyenler ile mükerrerler (tekrar suç işleyenler) hariç cezaların infazı 2/3 (yüzde 67) yerine ½ (yüzde 50) olarak uygulanacak.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :08 Mart 2020 , 12:11 Güncelleme Tarihi :09 Mart 2020 , 09:11
Gözler orada! Af, EYT, 3600 ek gösterge, nafaka ve taşeron işçi yasası en son durum, çıktı mı? 9 Mart Meclis gündemi!

İÇİNDEKİLER

Milyonlar Meclis gündemini yakından takip ediyorlar. Bu bağlamda af, EYT, 3600 ek gösterge, nafaka ve taşeron işçi yasası gibi konular oldukça revaçta. Son olarak ise AK Parti 'den infaz düzenlemesi açıklaması geldi. AK Parti Milletvekili Ali Özkaya , kanal 3 adlı televizyon programında Mehmet Ali Güzbey 'in gündeme dair sorularını yanıtladı. AK Parti çok gelişmiş kadrosu olan bir parti. Her konuda çalışmalar yapıldı yapılıyor. Tabi bu en son sayın Cumhurbaşkanımızın taktirine bağlı. Sayın Adalet Bakanı Cumhurbaşkanımıza sunacak ve dha sonra düzenleme Meclise gelecek. Ama ne zaman gelir ? Şu gün demem benim açımdan uygun değil" dedi. Peki EYT, sözleşmeli personele kadro, taşeron işçi, af, nafaka, ek gösterge çıktı mı, son durum Meclis'e geldi mi? Detaylar takvim.com.tr'de

DETAYLAR İÇİN BİR SONRAKİ SAYFAYA TIKLAYINIZ

9 MART MECLİS GÜNDEMİ

Basın Toplantısı 11:00

Sn. Öztürk YILMAZ - BAĞIMSIZ ARDAHAN Mil...

Basın Toplantısı 13:30

Sn. Haydar AKAR - CHP KOCAELİ Milletveki...

NE ZAMAN MECLİSE GELECEK?

AK Parti çok gelişmiş kadrosu olan bir parti. Her konuda çalışmalar yapıldı yapılıyor. Tabi bu en son sayın Cumhurbaşkanımızın taktirine bağlı. Sayın Adalet Bakanı Cumhurbaşkanımıza sunacak ve dha sonra düzenleme Meclise gelecek. Ama ne zaman gelir ? Şu gün demem benim açımdan uygun değil. "

Nafaka düzenlemesi de 2. yargı paketi kapsamında ele alınacak.

AK Parti 'den infaz düzenlemesi açıklaması geldi.

AK Parti Milletvekili Ali Özkaya , kanal 3 adlı televizyon programında Mehmet Ali Güzbey 'in gündeme dair sorularını yanıtladı. Güzbey 'in infaz yasasında son durum nedir? sorusuna Özkaya şu şekilde cevap verdi: "2005 yılında ceza kanunu çıktı ve ceza infaz kanunu çıktı. Yeni sistemle hem cezaları hem infaz süresini arttırdık. Eskiden adam öldürme 24 yıl hapis cezasıydı. Şimdi müebbet hapis cezası. Eğer bir kişi ağırlaştırılmış müebbet alırsa 30 yıl, müebbet alırsa 24 yıl bir fiil yatar. Bir yıl denetimli serbestliği var Eskiden olsa 24 yıl verilse 9 yıl yatacaktı. Ceza miktarı arttı. Uyuşturucuda eskiden 1-2 yıl yatarlardı. Şimdi 8 yıla kadar yatıyorlar Hırsızlığın bazı halleri gasptan daha fazla hale geldi.

Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin önemli bir kısmı uyuşturucu , hırsızlık, adam öldürme , terör suçları, tabi terör son dönemlerde FETÖ 'den oldu. Cinsel istismar suçları ve mükerrir suçlarından oluşuyor. Bunlar 4'te 3 yatıyor. Yani 100 gün ceza aldıysa 75 gün hapiste kalıyor. Diğerleri 3'te 2 yatıyor. 2016 yılından önceki suçlarda 2 'te 1 oldu. Denetimli serbestliği de 2 yıla çıkardık. Yani o tarihten önce 4 yılceza alanlar hiç cezaevine girmiyor gibi bir şey. Bugün normalde 18 ay ceza alanlar hiç hapse girmiyor. 2016 yılından öncesinde girmiyor.

Biz diyoruz ki infaz kanununu çok sadeleştirelim. A suç B suç diye. Bir suç ağırsa cezası ağır. Yani iki defa ağır. Mesela Almanya 'da uyuşturucu 1 yıldan 20 yıla kadar. Bizde 10 yıldan 20 yıla kadar. Belirli suçlarda bu cezanın ve infazın yüksekliği içerde kalma süresini arttırıyor. Bunun yüzünden gireen çıkmıyor. Aynı zamanda biz istinaf mahkemelerini getirdik. 5 yıldan az alanlar istinafta kesinleşiyor Yargıtay 'a gitmiyor. İstinafta hızlı kesinleşiyor. Böyle olunca cezaevlerindeki tutuklu sayısı arttı. Cezaevlerinin amacı kişiyi ıslah etmek. 2 mağdurların hakkını menfaatini korumak. Bizim cezamız bu amaca hizmet ediyorsa demekki doğru yapıyoruz. Eğer etmiyorsa demekki yanlış yapıyoruz.

İspanya ve İtalya 'da uyuşturucu için köyler belirlemişler. Onları oralarda ıslah ediyorlar. Çok acı olaylar var. Bazı aileler çocuğu hapse girsin istiyor. Bir çocuk annesini arıyor. Annesine diyor ki bana cezaevine gelirken uyuşturucu getir diyor. Anne yüreği dayanamıyor. nereden buluyorsa buluyor uyuşturucu, cezaevine getiriyor. Telefonlar dinlendiği için anneyi de yakalıyorlar uyuşturucu ile ve anne de 9 yıl ceza alıyor. Yargının işini arttırmayacak, geçmişi çok ele almadan sonuca gidecek bir düzenleme yapılmalı.

AF YASASI CEZA İNDİRİMİNDE SON HABERLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan ve kısa bir süre içerisinde Meclis gündemine gelmesi beklenen düzenleme ile cezasızlık algısı ortadan kaldırılacak. 1 ay hapis cezası bile alan birisi belirli bir süre cezaevinde kalacak. Cinsel, uyuşturucu, örgütlü, terör suçlarını işleyenler ile mükerrerler (tekrar suç işleyenler) hariç cezaların infazı 2/3 (yüzde 67) yerine ½ (yüzde 50) olarak uygulanacak.

AF YASASI CEZA İNDİRİMİNE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK GELİYOR!

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak nihai şeklini siyasetin vereceği düzenleme ile infaz sisteminde köklü değişikler yapılıyor. Ceza adaletini pekiştirici adımlar atılıyor. Evde infaz, geceleyin infaz gibi alternatif infaz sistemleri geliştiriliyor.

CEZASIZLIK ALGISINA NEŞTER

Düzenleme ile kamuoyunda rahatsızlık yaratan ve cezasızlık algısı doğuran konularda önemli bir adım atılacağı ifade ediliyor. Buna göre, erteleme, paraya çevirme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi karar verilmeksizin 1 ay dahi hapis cezası alanların belirli bir süre cezaevine konulması öngörülüyor. Mevcut sistemde 18 ayın altında ceza alan biri cezaevine hiç girmiyordu. Çünkü 18 ay cezanın infazı yani 2/3'ü 1 yıl olarak hesaplanıyordu. Bu sürede denetimli serbestlik kapsamına girdiği için bu kişiler cezaevine hiç girmiyordu.

DENETİMLİ SERBESTLİĞE YENİ DÜZEN

Yeni düzenleme ile bu sistem son buluyor. 1 yıllık otomatik denetimli serbestlik mekanizması terk ediliyor. 1 ay hapis cezası alan birisinin cezasının infazı 15 gün olacak. Bu sürenin 1/5'i denetimli serbestlikte değerlendirilecek. Yani 1 ay hapis cezası alan bir kişi 12 gün cezaevinde kalacak. Tabi bu süre 3 yılı altında kaldığı için açık cezaevinde geçirilecek.

İNFAZ ½ OLUYOR

Yeni sisteme göre, mahkemelerce verilen cezaların 2/3'ü yani % 67'si yerine ½'si yani yüzde 50'si cezaevinde geçirilecek. Bu sürenin de 1/5'i denetimli serbestlikte geçirilebilecek. Denetim süresi her koşulda 3 yılın üzerinde olamayacak. Örneğin; mahkemece 10 yıl hapse mahkum edilen bir kişinin cezasının infazı 5 yıl olacak. Bu 5 yılın 4 yılı cezaevinde geçirildikten sonra hükümlü iyi halliyse denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilecek. Yani 10 yıl ceza alan bir kişi iyi halli olması durumunda cezaevinde toplamda 4 yıl geçirecek. Mevcut sistemde 10 yıl ceza alan biri 5 yıl 8 ay cezaevinde kalıyordu.

5 SUÇ KAPSAM DIŞINDA

Her suç bu kapsama girmeyecek. Cinsel suçlar, uyuşturucu madde ticareti, örgütlü suçlar, terör suçlarını işleyenler ile mükerrirler (tekrar suç işleyenler) yarı yarıya infaz kapsamı dışında olacak. Bu suçlarda infaz yine ¾ yani % 75 olarak uygulanmaya devam edecek. Yani bu 5 suçtan herhangi birinden 10 yıl ceza alan birisinin infazı 7,5 yıl olacak. Bu cezanın da 1/5'i denetimli serbestlik kapsamında geçirilecek.

KADIN VE YAŞLILARA EVDE İNFAZ

Düzenleme ile konutta infazın kapsamı da genişliyor. Mevcut sistem kadınların 6 ayın altında kalan cezalarının evde infazına imkan tanıyordu. Bu süre 1 yıla çıkarılıyor. 1 yılın altında ceza alan bir kadın hükümlünün cezasının infazı evinde elektronik takip sistemi ile yapılabilecek. Yine eski sistemde 70 yaş üzerindekilerin 1 yılın altında kalan cezalarının evde infazına imkan tanınıyordu. Bu süre şimdi 2 yıla çıkarılıyor. 75 yaş ve üzerindekiler için ise 3 yıl olan süre ise 4 yıla çıkarılıyor. Cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyeceğine dair Adli Tıp Kurumu tarafından rapor verilen kişiler 3 yıla kadar olan cezalarını konutta infaz edebilecek.

DOĞUM YAPAN KADINLAR İÇİN 1,5 YILLIK ERTELEME

Düzenleme ile kamuoyunda çok tartışılan bir konuda daha adım atılıyor. Mevcut sistemde doğum yapan kadınlar, doğumun üzerinden 6 ay geçmeden cezalarını çekmek üzere cezaevine alınmıyordu. Yeni düzenleme ile bu süre 1,5 yıla çıkarılıyor. Yani bir kadın doğum yaptıktan ancak 1,5 yıl sonra cezasını çekmek üzere cezaevine alınabilecek. Doğum yapan kadınların aldıkları ceza 3 yıl ve altında ise bu ceza konutta infaz edilebilecek.

2020'DE SİCİL AFFI ÇIKACAK MI?

Meclisin çalışmaya başlamasıyla birlikte sicil affının gündeme gelmesi bekleniyor. Daha önce Binali Yıldırım'ın Başbakanlığı döneminde çıkarılan sicil affı bankaların kendi aralarında kurduğu ve banka veri tabanlarında bulunan kredi notlarını silmemeleri yüzünden çok fazla kişi bu aftan yararlanamamıştı. Yeni sicil affının daha kapsamlı ve ticari ürünlere yansıtılan bir af olması bekleniyor.

Erdoğan yeni bir sistem önerisi: Çalışmaya devam etseler bile...

Toplantıda bir milletvekili emeklilik yaşıyla ilgili sıkıntıları dile getirdi, emeklilikte yaşa takılanların çalışmaya devam etseler bile maaşlarının düşmemesi için yeni bir sistem kurgulanması önerisinde bulunduğu belirtildi.

SON DAKİKA EYT HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Erdoğan daha önce 'ben bu işte yokum' demişti

Erdoğan daha önceki açıklamalarında EYT'lilerle ilgili tartışmalara noktayı koymuştu. "Yapmayacağım, seçim kaybetsem bile bu işte yokum" diyen Erdoğan konu hakkında şunları söylemişti:

"Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim başımıza erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödeyecek ve ödedi. Niçin erken emeklilik? Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın. Erken emekli olup ikinci iş arayacak ve işsizliğin yükselmesine neden olacak. Bu hesap kötü bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola teşvik etmeyin. Seçimi kaybetsek de olmayacak. İskandinav ülkelerinin hepsi erken emeklilik sistemiyle battı. Herkes vaktinde emekli olmalı."

Bakan Selçuk: "EYT'nin maliyeti sürdürülebilir değil''

Aile , Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise EYT konusunda şu ifadeleri kullanmıştı:

"Benim elimde on küsur analiz var. Her türlü kombinasyonu denedik. Fakat hiçbirisinin maliyeti sürdürülebilir bir maliyet değil. Emeklilik için yaş şartını bekleyen 1998 öncesi işe giren sigortalımızın ortalama yaşı 48. 65 yaşını bekleyecek değiller. Bunlar kademeli olarak emekli olacaklar. Emeklilik yaşının 65 olduğu iddiası da doğru değil. 2008 reformu tam kendi seviyesine ulaştığı zaman gerçekleşecek yaş. 65 yaş şartı kadın ve erkek sigortalı için 2048'de sağlanacak. 2048 yılına kadar bütün emekliler kademeli olarak belli yaş aralıklarında emekli oluyorlar. Şu anda 52,7 ortalama emeklilik yaşımız var. EYT olan kesimin yaklaşık yarısı şu anda 657 kapsamında"

Ne kadar EYT'li var?

EYT'lierin sayısı yaklaşık 6 milyon kişi civarında olup hemen emekli olabileceklerin sayısı ise 1 milyon kişinin üzerinde. EYT'lilere emeklilik imkanı tanınmasının sosyal güvenlik sistemine maliyeti ise 10 yılda 700 milyar liranın üzerinde olacağı da tespitler arasında. Ancak emeklilikte yaşa takılanlara göre düzenleme yapılsa sadece 700 bin kişi hemen emekli olabilecek ve bunun da maliyeti yıllık 10 milyar liranın biraz üzerine çıkacak.

3600 ek gösterge son durum Meclis'ten geçti mi?

Yaklaşık 1.6 milyon memur ve emekliyi yakından ilgilendiren 3600 ek gösterge hakkında sevindiren haberler var. Öğretmen, polis, hemşire ve din görevlisi olan memurların alacağı 3600 ek gösterge sonrası maaşlarda 400 lira ile 500 lira arasında artış olacak. 3600 ek gösterge ne zaman çıkacak kimleri kapsayacak araştırması yaklaşık 1.6 milyon emekli ve memurun gündeminde.

Öğretmen, polis, hemşire ve din görevlisi olmak üzere 1,6 milyon memur ile memur emeklilerinin yakından takip ettiği 3600 ek gösterge düzenlemesi ile ilgili son gelişmeleri sizler için derledik.

ÇIKARSA İKRAMİYELERDE CİDDİ BİR ARTIŞ OLACAK: Ek gösterge artışı hem maaşları hem emekli ikramiyesini hem de emekli maaşını artıracak. Ancak gösterge durumuna göre memurdan memura farklılık gösterecek. Maaş artışından yararlanacaklarda ise bu artışlar yıllık 400 lira ile 500 lira arasında değişecek.

EK GÖSTERGE NEDİR: Ek gösterge memurların, aylık ücretlerinin, emekli aylıklarının ve emekli ikramiyelerinin belirlenmesinde önemli unsurlardan biridir. Ek göstergelerin yüksek olması emekli aylığı ve ikramiyesinin de yüksek olması demektir. Bu nedenle memurlar bulundukları unvanların 1'inci derece kadroları için belirlenen ek gösterge rakamlarının yüksek olmasını istemektedirler. Ek göstergesi 3600 olan bir memur ile 2500 olan bir memurun alacağı zam oranı ya da maaş miktarı aynı olmayacaktır. 657 sayılı Devlet Kanunu'na tabi olan öğretmen, polis, din görevlileri, hemşireler gibi birçok meslek grubu ek göstergelerin artışını dört gözle bekliyorlardı.

Yüzbinlerce taşeron işçiyi ilgilendiriyor! Yargıtay'dan emsal karar

Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi, geçtiğimiz günlerde başta hastaneler olmak üzere kamu kurumlarında taşeron olarak çalışan yüz binlerce çalışan için emsâl bir karara imza attı. Yüksek mahkeme, bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalışan işçinin ödenmeyen kıdem tazminatından hem kamunun hem de şirketin sorumlu olduğuna hükmetti.

Yargıtay, yıllardır tartışılan taşeron işçilerin kıdem tazminatının kim tarafından ödeneceğine dair emsâl bir karara imza attı. Bir kamu hastanesinde taşeron şirket bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalışan işçi, emeklilik sebebiyle işten ayrıldı. Kıdem tazminatını dahi alamayan temizlik görevlisi, İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu. İşçi, hastanede haftanın 6 günü fazla mesai yaparak çalıştığını, bayram tatillerinde de çalıştığını, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını öne sürdü.

Taşeron işçinin tazminatını kim ödeyecek

Davalı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu avukatı ise belirsiz alacak davası açılmayacağı ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davanın açıldığı tarihten 5 yıl önce muaccel hâle gelen ücret alacaklarının zaman aşımına uğradığını savundu. Davacının emeklilik dilekçesiyle iş sözleşmesini sona erdirdiğini, ihbar ve kıdem tazminatına ilişkin giderlerin sözleşme ve genel giderleri içinde firmaya ödendiğinden idarenin sorumluluğunun bulunmadığını dile getirdi.

TAŞERON İŞÇİ SON DAKİKA HABERLERİ

Asıl işveren konumunda olmadıkları ve sorumluluğun müteahhitlere ait bulunduğunu, asıl işverenin anılan firmalar olduğunu savunan avukat, davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etti. Davalı taşeron şirket avukatı ise davacının talepleri konusunda sorumluluğu bulunmadığını dile getirdi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmederek, tazminatın Kamu Hastaneleri Birliği tarafından ödenmesine karar verdi. Kararı davalı avukatı temyiz etti.

'Kıdem tazminatından sorumlu tutulmaması hatalı'

Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi, tazminattan taşeron şirketin de sorumlu olduğuna dikkat çekti. Kararda, "Somut uyuşmazlıkta davalı şirketi son alt işveren olup, kıdem tazminatının tamamından diğer davalı kurum ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumludur. Mahkemece davalı kurumun rücu haklarında ihlal eder şekilde davalı firmanın kıdem tazminatından sorumlu tutulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir" denildi.

Anayasa Mahkemesi'nden çok önemli nafaka kararı

Konya'da eşinden boşanan 4 çocuk babası, velayetlerin verildiği eski eşi ve çocukları için ödediği toplam 1000 liralık nafakanın maaşından fazla olduğunu iddia ederek, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi'nin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, eşinden 2011'de boşanan dört çocuk babası İbrahim A.'nın, eşine ayda 100 lira, her çocuk için 75'er lira nafaka ödemesine karar verildi.

İbrahim A.'nın boşandığı eşi, kendisi ve çocukları için hükmedilen nafaka miktarının artırılması için 2014'te dava açtı. Dava dilekçesinde, velayetleri ev hanımı olan ve geliri bulunmayan annede bulunan çocukların dördününün de öğrenci olduğu, birinin üniversitede okuduğu belirtildi.

Davaya bakan Konya 4. Aile Mahkemesince, tarafların ekonomik durumu araştırıldı.

Kolluk tarafından yapılan araştırmada, "Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde memur olan başvurucu İbrahim A.'nın aylık geliri hakkında bilgi edinilemediği, ikinci kez evlenen İbrahim A.'nın eşinin öğretmen olduğu, babasına ait evde kira vermeden oturduğu, 4 çocuğun velayetinin bulunduğu annenin ise ilkokul mezunu olduğu, babasına ait evde oturduğu, nafaka dışında 200 lira belediyeden yardım parası aldığı, çocukların ikisinin il dışında, ikisinin ilköğretim çağında öğrenci olduğu" belirlendi.