"ŞİRKETLERİN FAALİYETLERİNİ TÜRKİYE İLE SÜRDÜRMELERİ MANTIKLI OLACAK"
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener de salgın nedeniyle düşen petrol fiyatlarının, bu alanda arama-üretim ve servis hizmetleri veren bütün şirketleri ciddi anlamda etkilediğini söyledi.
Sektörde büyük bir kırılmanın yaşandığını ve bunun bir süre daha devam etmesinin beklendiğini ifade eden Akyener, şöyle konuştu:
"Gaz fiyatlarında her ne kadar petrol kadar sert düşüş yaşanmasa da yine de düştü. Gerçi Kovid-19 süreci öncesindeki gaz fiyatları da ilgili yabancı şirketlerin keşif iddia ettikleri sahaları geliştirerek, EastMed gibi ekonomik olarak mümkün olmayan bir projeyle taşımalarına imkan tanımamakta. Fakat şu an geldiğimiz noktada, Doğu Akdeniz'de şirketlerin, yerine göre dolaylı siyasi kazanımlar vasıtasıyla ve para kazanma gayesiyle riske atılabilecek bütçesi kalmadı. Örneğin bölgedeki en aktif oyuncu ENI, son çeyrekte kar oranlarının yüzde 90'lar seviyesinde düştüğünü açıkladı."
Akyener, bölgedeki en güçlü ülke olan Türkiye için durumun farklı olduğuna işaret ederek, "Türkiye arama faaliyetlerini, kamusal finans desteğiyle kendi deniz alanlarında sürdürmeye devam etmekte. Doğu Akdeniz'deki ilgili alanlar, çalışmalarını ekonomik gerekçelerle donduran diğer şirketler için 'riskli dış alanlar' kapsamındayken, Türkiye için ise 'Mavi Vatan'dır. Bu sebeple psikolojik, ekonomik ve lojistik olarak Türkiye bu noktada bölgedeki en avantajlı ülke. İlgili şirketlerin ise bundan sonra faaliyetlerini Türkiye ile sürdürmeleri, kendileri için de mantıklı bir tercih olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Doğu Akdeniz'deki riskli arama veya ekonomik olmayan geliştirme projelerinin 1 yıldan 5 yıla kadar ertelenebileceğini dile getiren Akyener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreç sonunda, önümüzdeki 5 yıllık süre zarfında, artan talep ve düşen arz sebebiyle doğal gaz fiyatlarının artacağı, maliyetlerin yeni otomasyon teknolojileri ile düşeceği tahmin edilmekte. Ayrıca Lübnan'da olası bir keşif bütün dengeleri değiştirecektir. Bütün bölge ülkelerinin gözü Lübnan'da devam eden ilk deniz sondajında. Bu sebeple ülke olarak sahip olduğumuz avantajlarımızın idrakiyle geleceği kurgulayarak, çok daha büyük atılımlar yapabilmemiz gerekiyor. Türkiye'nin bu noktadaki kararlı duruşu, teknik, politik, hukuki ve askeri adımları bölgedeki tüm dengeleri ülkemiz lehine değiştirdi. Şu an İtalyanlar da Avrupa Birliği de bölgedeki diğer küresel oyuncular da Türkiye'nin razı olmadığı bir modelin hayata geçemeyeceğinden emin oldular. Türkiye birliğini, istikrarını ve kararlılığını sürdürdüğü sürece bölgedeki küresel oyuncular ve diğer ülkeler Türkiye ile iş birliği süreçlerine girmek durumunda kalacaklar. Türkiye'nin yeni yatırımlar ile teknik kapasitesini geliştirmesi ise bölgedeki büyük hidrokarbon şirketlerinin Türkiye ile daha yakın bir iş birliği sürecine girme beklentilerini perçinlemektedir."