Müşavir, danışman kadro veya pozisyonlarına, bakanlıkların merkez teşkilatında bakanlık müşaviri kadrolarına atananlar, derecelerine bakılmaksızın, bu kadro ya da pozisyonlara denk kabul edilen 1. dereceli bakanlık müşaviri kadrosuna ait mali, sosyal hak ve yardımlar ile emeklilik ve diğer özlük haklarından yararlanacak. Bazı üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon veya görevlerine ait tespit edilmiş bir ek gösterge rakamı bulunmamakla birlikte, bu kadro veya pozisyonların mali ve/veya emeklilik haklarının tespitinde emsal alınmak ya da denk kabul edilmek üzere memur kadroları belirlendi.
Üst kademe kamu yöneticisi olarak açıktan atananlardan, görevden alınanların veya görevi sona erenlerin memuriyetle ilişiklerinin kesilmesi genel kural olarak yine benimseniyor. Ancak istisnai olarak, açıktan atandığı ek göstergesi 6400 ve daha yüksek tespit edilen üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerinden alınanların veya görevleri sona erenlerin, talepte bulunmaları ve bunun uygun görülmesi halinde Cumhurbaşkanlığına bağlı ilgili, ilişkili kurum ve kuruluşlarda müşavir veya danışman kadro ya da pozisyonlarına yahut bakanlıkların merkez teşkilatlarında bakanlık unvanlarına atanabilecek. Kanunla, Cumhurbaşkanlığına bağlı ofis başkan ve başkan yardımcılarının görevden alınmaları halinde müşavir veya danışman kadro veya pozisyonlarına ya da bakanlık müşaviri kadrolarına atanmaları imkanı sağlanıyor.
375 sayılı KHK'ye eklenen geçici maddeye göre, ek göstergesi 6400 ve daha yüksek tespit edilen üst kademe kamu yöneticisi kadro, pozisyon ve görevlerinden 9 Temmuz 2018'den sonra alınmış veya görevi sona ermiş kamu görevlileri, talepleri üzerine, önceki yöneticilik görevlerinin ilgili olduğu kuruma, kurumun kadro/pozisyon yapısına göre müşavir ya da danışman kadro yahut pozisyonlarına ya da bakanlık müşaviri kadrolarına atanabilecek.
Bu kişilerden en az 2 yıl fiilen görev yapmış olanlardan, 9 Temmuz 2018'den maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadarki dönemde görevden alınan veya görev süresi sona eren kamu görevlileri, görevden alınarak ya da görevlerinin sona ermesi neticesinde atandıkları kadro veya pozisyonlarda bulunmaları kaydıyla, önceki üst kademe kamu yöneticiliği görevlerine ait ödemelerden 2 yıl yararlanacak. Atanma şartlarını kaybetme, ceza kovuşturması veya disiplin soruşturması sonucunda görevden alınan veya görevleri sona erenler, bu düzenlemelerden yararlanamayacak. Kapatılan Başbakanlık kadrolarında bulunan ve diğer kurum ve kuruluşlara nakledilen personelin mali haklarının korunması için düzenleme yapılacak.
Maaş derecesi ile kadro derecesi arasında kaç derecelik fark olabilir?
Devlet memurları için, kazanılmış hak aylık derecesi, kadro derecesi ve emekli keseneğine esas aylık derecesi olmak üzere üç farklı derece bulunmaktadır. Bunlar birbirine eşit olabileceği gibi aynı memur için üçü de farklı olabilir. Peki maaş derecesi ile kadro derecesi arasında kaç derecelik fark olabilir? İşte konuyla ilgili merak edilenler…
Devlet memurları için, kazanılmış hak aylık derecesi, kadro derecesi ve emekli keseneğine esas aylık derecesi olmak üzere üç farklı derece bulunmaktadır. Bunlar birbirine eşit olabileceği gibi aynı memur için üçü de farklı olabilir. Kazanılmış hak aylık derecesi 657 sayılı Kanunun 36. maddesinde belirlenen öğrenim durumuna göre memuriyete giriş ve yükselenebilir dereceler arasında her yıl bir kademe, her üç yılda bir derece yükselmesi ile yine aynı maddede sayılan durumların oluşması halinde alınacak ilave derece ve kademeler, kanun veya toplu sözleşmelerle verilen dereceler dikkate alınarak belirlenen derecedir. Her derece ve kademenin de 43. maddede düzenlenen gösterge tablosunda aylık göstergesi karşılığı vardır.
Memurların derece yükselmesinin şartları 657 sayılı Kanunun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre derece yükselmesi yapılabilmesi için,
a) Üst dereceden boş bir kadronun bulunması,
b) Derecesi içinde en az 3 yıl ve bu derecenin 3 üncü kademesinde 1 yıl bulunmuş,
c) Kadronun tahsis edildiği görev için öngörülen nitelikleri elde etmiş,
olması şarttır. Bir de (d) bendi olarak olumlu sicil alma şartı vardı ancak sicil sistemi 2011 yılında 6111 sayılı Kanunla kaldırılınca bu bent hükmü de mülga oldu. Madde hükmünde yer verilmekle birlikte (c) bendinin de uygulanabilirliği kalmamıştır.