Dünya enerji mücadelesinin son yıllardaki odak noktası, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynakları. Bölgede yüklü miktarda doğal gaz zenginliğinin tespit edilmesinin ardından dünya gözünü bu bölgeye dikti. Türkiye de hak ve menfaatlerinden geri atmayacağını vurgularken, bölgedeki sondaj ve sismik araştırma faaliyetlerini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Türkiye Gazetesi'nde yer alan haber şöyle:
AKDENİZ'DEKİ GAZ POTANSİYELİ KARADENİZ'İ İKİYE KATLIYOR
Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezinin yayınladığı son rapora göre; Doğu Akdeniz'deki kaynaklar, Türkiye'nin 572 yıllık gaz ihtiyacını karşılayabilecek. Bunun, özellikle Girit'in güneyinde, Türkiye'nin de kıta sahanlığı içinde yer aldığına dikkat çekiyor. Karadeniz'de bulunan toplam rezervlerin, Türkiye'nin yaklaşık 272 yıllık ihtiyacına yetebileceği tahminleri dikkate alındığında; Doğu Akdeniz'deki potansiyel, kuzeyin iki katı olarak ortaya çıkıyor.
AKDENİZ "GAZ DENİZİNE" DÖNÜŞTÜ
Son 10 yılda Doğu Akdeniz'de yapılan sondajlar sonunda; İsrail, Tamar yatağında 320 milyar metreküp, Leviathan'da 600 milyar metreküp, Kıbrıs ise Afrodit'te 130 milyar metreküp, Kalipso'da da 200 milyar metreküp civarında doğalgaz bulduğunu ilan etti. Bölgenin en büyük doğal gaz kaynağı, 800 milyar metreküplük rezerviyle Mısır'ın Zohr bölgesi. Son olarak İtalyan enerji şirketi ENI'den yapılan açıklamada, Nil Deltası açıklarındaki sahada doğal gaz keşfedildiği bildirildi. Keşfin yaklaşık 120 milyar metreküp olduğu açıklandı. Bölgede halihazırda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) yanı sıra; Fransız Total, İtalyan ENI, İngiliz BP, İngiltere-Hollanda ortaklığındaki Shell, ABD'li Noble ve Exxon Mobil, Güney Koreli Kogas, Katarlı Petroleum ile İsrailli Delek ve Avner şirketleri faaliyet gösteriyor.