EMEKLİYE TOPLU SÖZLEŞME
Hükümet son yıllarda emeklilerin gelirini artıran pek çok düzenlemeyi hayata geçirirken; yeni müjdeler de gündeme geliyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, özellikle 'eşit zam' formülünün hayata geçirilmesini bekliyor.
TEK ÇATIDA ZAM
Halen memur emeklilerinin zamları memurlarla birlikte toplu sözleşmede belirleniyor. 9 milyonu aşkın SSK ve Bağ-Kur emeklisi ise her yılın Ocak ve Temmuz aylarında bir önceki 6 aylık dönemde gerçekleşen enflasyon kadar zam alıyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, "Madem aynı çatı altındayız, ayrı zamlar olmamalı. Tüm emekliler için toplu sözleşme yapılmalı" çağrısı yapıyor.
İYİLEŞTİRME İMKANI
Toplu sözleşmenin hayata geçirilmesi halinde, emekliler arasında farklı zam sistemleri son bulacak. Memur, SSK ve Bağ-Kur emeklisinin zammı bir arada belirlenecek. Düşük maaşlı olanlara iyileştirme de daha kolay olacak. Ayrıca zam oranı önceden bilinecek, enflasyona bağlı olmayacak.
'ZAMLAR PAZARLIKLA BELİRLENSİN'
SSK ve Bağ-Kur emeklileri, zam oranlarını memur emeklileri gibi önceden belirlemek istiyor.
ENFLASYON NEDİR?
Enflasyon, mal ve hizmetlerin fiyatlarının artmasıdır. Ancak mal ve hizmetlerin fiyatları zaman içinde artabilir veya azalabilir. Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. Diğer bir deyişle, sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm malların fiyatlarının bir sefer artması enflasyon değildir. Örneğin aylık enflasyon oranının yüzde 1 olması, o ay içinde fiyatlar genel seviyesinin bir önceki aya göre yüzde 1 oranında arttığını gösterir. Yıllık enflasyonun yüzde 30 olması da, fiyatların bir önceki yıla göre ortalama yüzde 30 oranında arttığını, örneğin geçen yıl 200 TL'ye alınan bir mal sepetinin bu yıl ancak 260 TL'ye alınabileceğini ifade eder.
Enflasyonun düşmesi; fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demektir.
Enflasyon oranları, merkez bankalarının para politikalarında atacağı adımları doğrudan etkileyebileceğinden, kurlar üzerinde de oldukça etkilidir. Çünkü enflasyon oranı, merkez bankalarının faiz oranları üzerinde yapacağı değişiklikler için öncü göstergelerdir. Örneğin, enflasyon oranlarının, merkez bankalarının hedeflerinden yukarı yönde sapması durumunda faizlerde artış beklentisi ön plana çıkarken, enflasyon oranının merkez bankalarının hedeflerinin altında kalması durumunda ise faizlerde düşüş beklentisi ön plana çıkmaktadır.
Örneğin; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2016 yılı enflasyon hedefini 5% olarak belirledi. Ancak yaşanan yurt içi yurt dışı gelişmeler bu enflasyon hedefinin sapmasına sebep olabilir. Bu sapma oranının kesin bir değeri olmamakla birlikte TCMB global piyasaların gidişatını göz önünde bulundurarak faizlerde artışa gider ise USDTRY VE EURTRY kurlarında (Türk Lirası'nın değer kazancı nedeniyle) aşağı yönlü hareketler izlenebilir. Veya, mevcut konjonktür TCMB'nin faizleri düşürmesine sebep olursa bu durumda USDTRY ve EURTRY kurlarında (Türk Lirası'nın değer yitirmesi nedeniyle) yükselişler söz konusu olabilir. Tabi ki kur hareketlerinde enflasyon tek başına etken olmamakla birlikte, volatiliteye sebep olabilecek önemli bir veridir.
ENFLASYON NASIL HESAPLANIR?
Enflasyonu hesaplamak resmi istatistik kurumları açısından oldukça zor olmakla birlikte, temsili bazı mallardan bir sepet oluşturularak hesaplama gerçekleştirilir. Sonra da bu sepet değerinin zaman içerisindeki değişimleri gözlemlenir. Oluşturulan bu endeksin genel olarak iki hesaplanma yöntemi bulunuyor;
– Tüketici Fiyat Endeski (TÜFE – CPI): Tüketim malları veya hizmetlerinin (benzin, gıda, giyim, otomobil gibi) hesaplanmasında kullanılır. Tüketicinin perspektifinden değişimi gösterir.
– Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE – PPI): Yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlerden oluşturulan endeksteki değişimleri gösterir. Bu da üreticinin perspektifine göre yorumlanmaktadır.