Artık yasal olarak zorunlu olmaktan çıktı vatandaşa dikte edilemez... Kredi borcunuz varsa dikkat edin!

Son dakika haberlere göre, banka kredisine bağlı olarak yapılan hayat sigortası, kredi borcunun teminatıdır. Vefat durumunda tüm borcu sigorta şirketi öder. Kredi borçlusunun bırakacağı en güzel miras da bu değil mi? Hayat sigortası isteğe bağlı. Ancak banka kredi borcunun geri ödenmesini teminen sigortayı şart koşabilir. Tabii hangi şirketten hayat sigortası yaptıracağı müşteriye dikte edilemez... Önce şunu vurgulayayım; bankalardan kullanılan kredilere bağlı olarak yapılan hayat sigortası, kredi borcunun bir tür teminatıdır. İster tüketici kredisi olsun, isterse ticari kredi olsun, hayat sigortasının "teminat olma" özelliği değişmez.

Giriş Tarihi :28 Ekim 2020 , 09:04 Güncelleme Tarihi :28 Ekim 2020 , 09:04
Artık yasal olarak zorunlu olmaktan çıktı vatandaşa dikte edilemez... Kredi borcunuz varsa dikkat edin!

Banka kredisine bağlı olarak yapılan yaşam sigortası, kredi borcunun güvencesidir. Ölüm vaziyetinde tüm borcu sigorta işletmeyi öder. Kredi borçlusunun vazgeçeceği en hoş servet de bu değil mi? Yaşam sigortası isteğe bağlı. Ancak banka kredi borcunun geri ödenmesini teminen sigortayı koşul koşabilir. Natürel hangi firmadan yaşam sigortası yaptıracağı alıcıya dikte edilemez... Öte yandan birçok kişi nakit ihtiyacını karşılamak için bankaların sunmuş olduğu kredilerden yararlanıyor. Bankalardan alınan krediler ödenmez ise ne olur? Birçok kişinin merak ettiği konu da bu. Alınan kredilerin geri ödemeleri gerçekleştirilemezse ne olur?

Peki, cevaplayalım; bir kredi borcuna karşılık teminat oluşturulması kimin yararına? Kredi alacaklısı bankanın mı, yoksa kredi borçlusu müşterinin mi? Daha doğrusu, kredi borçlusunun borcunu miras olarak bırakacağı mirasçılarının mı?

Cevap; her ikisinin de! Kredi borçlusu vefat ettiğinde banka kredi alacağını sigorta şirketinden kolayca tazmin edebilir, mirasçılarla hiç uğraşmaz. Diyeceksiniz ki, kredi borçlusuna, kredinin maliyetine ek olarak bir de hayat sigortası primi ödeme borcu ekleniyor, hem kredi maliyeti yükseliyor, hem de kredi borçlusunun yararına olur, bunda bir çelişki yok mu?

İsteğe bağlı ama...

Hayır yok! Çünkü vefat gerçekleştiğinde, tüm kredi borcunu sigorta şirketi ödeyecektir. Bu durumda sigortalının menfaati ön plana çıkar!

Vefat eden kredi borçlusunun mirasçıları da birden bire sorumlu olacakları bir borç yükü ile karşılaşmazlar. Kredi borçlusunun mirasçılarına bırakacağı en güzel miras da bu değil midir; mirasçılarına, hayat sigortası tazminatı ile ödenecek bir borcu miras bırakmıştır.

Bir bankadan kredi çekildiğinde, kredinin türüne hiç bakılmaksızın, hayat sigortası yapılması mevzuatımıza göre zorunlu değil. Hayat sigortasında esas olan, isteğe bağlı yapılmasıdır. Diyeceksiniz ki, ama Hocam, banka bize hep hayat sigortası yapmaya zorluyor! Aslında banka hayat sigortası için kredi çeken müşterisini zorlamıyor. Ancak bankanın da ödediği kredinin geri dönüşünü teminat altına alması gerektiği çok açık.

13 Mart 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmelik", kredi kuruluşlarının sağladığı bireysel kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari veya zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dâhilinde verilecek teminatları düzenliyor.

Mirasçı redderse

Yönetmeliğin "İhtiyari Sigortalar" başlığında düzenlenen 6'ncı maddesi kredi ile bağlantılı olarak yapılacak ihtiyari sigortalarda, kredi ilgilisinin menfaatinin sigorta edilmesi, sigorta sözleşmesi ile sunulan teminatların kredi konusu ve kredi kullananın ihtiyaçları ile uyumlu olması esastır demektedir. Sigortacılık Kanunu'un 13'üncü maddesi ise, yasal zorunlu olanlar dışında, zorunlu sigortaların Bakanlar Kurulu Kararı (Cumhurbaşkanlığı Kararı olacak) ile tespit edileceğini söylemekte. Mesela, mali mesuliyet sigortaları genellikle zorunludur, trafik, yeşil kart, DASK gibi. Ama hayat sigortasının zorunlu olduğunu söyleyen ne bir yasal kural ne de yargı kararı var.

Kredi borcu ödenmezse ne olur?

Bankaların sunmuş olduğu kredilerin geri ödemeleri gerçekleştirilmediği takdirde, bankalar nezdinde bir idari takip başlatılabileceği gibi Merkez Bankası Kara Listesi'ne girebileceğiniz yasal takip de uygulanabilir. Bununla birlikte icra takibine kadar gidebilir.

Borçların ödenmemesi durumunda, yasal takibe alınmadan önce 90 günlük bir süre tanınıyor. Toplam gecikmiş borcunuz 90 güne denk geliyorsa bu, yasal takibin başlaması için yeterlidir. Söz konusu süre zarfında borcunuzu öderseniz yalnızca gecikme faizi ödeyerek kurtulmuş olursunuz.

54. Günde İhtar Çekilir

Hürriyet'in haberine göre, ödenmeyen borçların 54. gününde borç sahibine ihtar çekilir. Bununla birlikte, gecikme faizi ile birlikte eğer ihtar çekilmişse ihtar ücreti de borçluya yansır. Ayrıca, 54 günlük ödeme yapmayıp ihtar alırsanız, hem gecikme faizini hem de ihtar ücretini ödeyerek gecikme gün sayınızı geriletme şansınız bulunuyor.

90 Günden Sonra Hukuki Süreç Başlar

Banka, 90 günlük süreçten sonra, borçlu ile doğrudan iletişime geçer ve geciken 3 aylık borcun faizi ile ödenmesini ister. Bununla birlikte ihtar parasını da borçlunun ödemesi gerekir. Bu kapsamda, kalan borcun tamamını faizi ve ihtar ücreti ile birlikte öderseniz yasal takip durdurulur.

Bunun dışında yapılandırma da talep edebilirsiniz. Yani borçlu 90 gün içerisinde borcunu ödemez ise hukuki süreç başlatılır.

5 Yıl Boyunca Kredi Alamazsınız

Hukuki sürecin başlaması durumunda, avukat aracılığı ile yürütülen yasal takip ile birlikte artık Merkez Bankası Kara Listesine girersiniz. Bu demek oluyor ki kredi siciliniz bozulur. Bu kapsamda da 5 yıl boyunca kredi alamazsınız. Bunun dışında ayrıca, mahkeme kararları doğrultusunda banka hesaplarınızın bloke edilmesi, maaşınızın belli bir dilimine el konulması veya icra takibi başlatılması gibi durumlar da yaşayabilirsiniz.

Kaynak: Prof. Dr. Erol Ulusoy'un yazısı