Üreticinin gündeminde düşük kazanç ve kredi borçları varken, tüketici ise cep yakan pazar/market fiyatları karşısında şaşkın. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı konuya yoğunlaşırken, Başkan Erdoğan'ın da önceki gün kulislere yansıyan ifadelerine göre, sorunları takipte oldukları, sıkıntıların mutlaka çözüme kavuşturulacağını vurguladığı belirtildi. Hürriyet'te yer alan haberin detayları şöyle:
Üreticide 3 lira olan portakal markette 10 lira, üreticide 2.5 lira olan domates markette 8/12 lira. Hatta çiftçinin 'para etmiyor' diye 80 kuruş 1 liraya sattığı kıvırcık pazarda bile 5 lira. Üretici 'kazanamıyoruz' derken, komisyoncular ise 3 liraya aldıkları bir ürünün markette 8 lira olmasını 'makul' olarak ifade ediyor.
Tüketici ise sofrasına getireceği hemen her sebzenin pahalılığından, elma portakal gibi 'bol ve gündelik' meyvelerin bile 10 liraya yaklaşan fiyatından şikayetçi. Genel olarak bakıldığında üreticiden çıkan sebze/meyve, tüketicinin sofrasına ortalama 3 kat fiyat artışı ile geliyor. Bazı ürünlerde bu oran yüzde 500 oluyor. Marketteki fiyata şaşıran tüketici gibi, ulaştığımız üretici bölgelerde de tüm bu oranlar şaşkınlıkla karşılanıyor. Çünkü üretimde büyük bir sorun görünmüyor.
KABAK KURU!
Tıpkı döviz kuru gibi yemeklik kabak kuru da her kış yatırım yapmak için kullanılabilir! Kış fiyatı birkaç yıldır 15 liraya tutunan kabak yine şaşırtmadı. Birkaç hafta önce üreticide 1.5-2 liraya satılan kabak, ihracata gönderim sayesinde üreticide 4 liraya çıktı. Ancak tezgahta bu kış da 10 liranın altını hiç görmedi. 8 liradan 16.99 liraya kadar geniş bir yelpazede satılan kabak kilo fiyatı, kalitesine göre değişiyor. Antalya Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce, "Kısacası üretici de tüketici de mağdur. Arada bu kadar fiyatı yükselten kimdir, nedir bilmiyoruz. Üretici, çamurda, yağmurda, karda gece gündüz ürünlerin başını bekliyor, durmadan çalışıyor ama yine de karşılığını alamıyor. İstanbul'da bir semt pazarında pazarcıya mikrofon uzatıp, fiyat artışının nedenini soruyorlar. Pazarcı, 'yağmur, sel oldu mal kalmadı, üretici fiyatı yükseltti' diyor. Antalya'da en ufak yağmur yağsa 'sel ürünleri götürdü' diyorlar. Ki öyle olsa bile, ürünün kalitesi düşeceği için biz ucuza satarız, pahalıya değil" diye konuştu.
FİYAT LİSTESİNİN GEDİKLİSİ DOMATES
Piyasada ürün bolken, üretici satacak yer bulamazken de pahalı; kışın üretimi ve tüketimi azalınca da pahalı. Evet, domatesten bahsediyoruz. Hatta aynı anda 'aynı kalite' kimi yerde 5 liraya kimi yerde 10 liraya satılıyor. Türkiye'de 25.3 milyon tondan fazla yıllık üretimi olan domatesin tarladan markete yolculuğunu Antalya Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce anlattı. Domatesin fiyatı pazarda 5 - 8 lira, markette ise 8 - 12 lira arasında değişiyor. Kayıp oranları, nakliyesi, işçisi, kârını da hesaplayan Kökce, perakende fiyatını 'makul' bulmuyor. Kökce, "Üretici çıkışı 2 lira. 1 lira masraf, 1 lira da tüccar kârı desek 4 lira yapar. İyi kalitede bir ürün bile 6 liraya markette yer bulabilir. Ama 90 kuruş/1 liraya alınan üçüncü kalite ürünleri bile markette 6 liraya sattıklarını düşünürsek, iyi ürünü 10 liradan aşağı satmıyorlar" dedi.
'BİZ HâLâ KURUŞLARLA SATIYORUZ'
Samsun Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner, bölgenin kışlık sebze üretiminde çok önemli bir yeri olduğunu hatırlatırken, fiyatlara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Üretici ile tüketici arasındaki makasın bu kadar açılması bizleri çok üzüyor. Özellikle hala kuruşlarla satış yaparken büyükşehirlerdeki market fiyatlarını görünce şok oluyoruz. Mesela karnabahar hala 1 lira bile değil, 80 kuruştan satılıyor. Pırasa 1-1.1 liradan, beyaz lahana 90 kuruştan satılıyor. Brokoli 1-1.5 lira, ıspanak yine aynı. Pancar 1.5 lira, kıvırcık bağı 90 kuruş."
KIVIRCIK ŞOKU
Bir süredir pazarda özellikle dikkat çeken ürün kıvırcık. Tüketici, tek bağ fiyatını 5 lira görünce, 'Üretim düşük' diye düşünüyor. Ancak Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, kıvırcık fiyatının üreticiden 80 kuruşa çıktığını söylüyor. Doğan, "Havalar sıcak gittiği için kıvırcık, marul gibi ürünler hep bir anda yetişti. Ayrıca bu ürünlerin büyük kısmı lokantalara gidiyordu. Şimdi üretim fazla, tüketim az ve çiftçinin elinde kalıyor. Hiç para etmiyor. İstanbul'da 5 lira olmasına anlam vermek güç. Ama hep dediğimiz gibi, burada 0 liraya satsak, İstanbul'da 3 lira olur" diye konuştu.
BİBER YARIM KİLO
Mevsimsel nedenlerle her kış fiyatı katlanan biber çeşitleri, pazarda yine yarım kilo fiyatıyla satılıyor. Yarım kilosu 6-7 lira olan biber, üreticide çeşitlerine göre 3-4 lira bandından çıkıyor. Markette fiyat ise 16-20 lira arasında değişiyor. Pazarda bir başka gelenek ise etiketsiz ürünler. Fiyat etiketi yoksa anlıyoruz ki, ürünler oldukça pahalı!
PATATES, SOĞAN DEPODA KALDI
Üretim planlamasının olmaması nedeniyle çiftçiler hep bir önceki yıl 'para eden' ürünü ekme gayretine giriyor. Ya da 'para eden' üründen çok daha fazla ekiyorlar. Hal böyle olunca piyasada bollaşan ürün 'para etmiyor' ve çiftçi yine zararıyla baş başa kalıyor. Önceki yıl 6-7 lira bandına tırmanan patates ve soğanda da benzer bir durum yaşanıyor. Hatta ürünlerin dengesini korumak için ihracatları da ön izne bağlanmıştı. Şimdi fiyatları pazarda markette 2 lira da olsa, çoğu ürün ya üreticinin elinde ya da depoda kaldı.
'KAR YAĞDI, SEL OLDU…'
Mevsimsel etkiler ve yüksek taşıma maliyetlerinin bu dönemde etkisinin daha sert görüldüğünü anlatan Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, yanı sıra bu nedenlerin 'algı' oluşturmak için de sıkça kullanıldığını söyledi. Yıldırım, "Örneğin kar yağdı 20 kamyon ürün geleceğine 10 kamyon ürün geldi. Tüccar ürün o gün piyasada az diye birden bunu kullanıp fiyatı artırabiliyor. Hava durumuna bakıyor. Kar yağdı, sel oldu ama bu yağıştan önce toplayıp depoya koyduğu portakala hemen zam ekliyor. Üreticiye ise 'kar yağdı yollar kapalı satmam zor' deyip ucuza alıyor. Sözleşmeli üretim yaptıran marketler ise direkt çiftçiden alıyor. Yani daha ucuza satması gerekirken maliyet kalemlerinin hepsini yükleyerek daha bile fazla fiyata satıyor. Üretici için ise değişen tek şey maliyet artışı! Kazancı hiç değişmiyor, giderek azalıyor" dedi.
MARKALI DA 45 TL, MARKASIZ DA
Taşköprü sarımsağı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde tescilli coğrafi işaretlerinden biri olmaya gün sayarken, piyasada taklit edilmeye devam ediyor. Her sarımsak 'Taşköprü' diye satılıyor. Fiyat da 45 lirada sabitlenmiş. Yanı sıra üzerinde 'Çin'den ithal' ibaresi olan sarımsak da 45 lira. Oysa ürünün yerli üreticiden çıkışı 20 lira, Çin'den gelişi ise 10-13 lira...