Koronavirüs salgınında bir yıl geride kaldı. Virüs bütün dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Virüsün etkileri çalışma hayatına da damga vurdu.
Koronavirüs salgınında bir yıl geride kaldı. Virüs bütün dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Virüsün etkileri çalışma hayatına da damga vurdu.
2020 yılı bütün dünyada çalışma biçimlerinin değiştiği, çalışma ortamlarının farklılaştığı, ücret geliri elde edemeyenlerin sosyal korumasına ilişkin mekanizmaların hayata geçirildiği bir yıl oldu.
Bu dönemde birçok kanuni düzenleme ve uygulama birbirini takip etti. Kanun yapıcılar açısından zor bir dönem oldu, özellikle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı belki de bugüne kadar hiç karşılaşılmayan yeni durumlarla yüz yüze kaldı. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk başta olmak üzere Bakanlığın tüm birimleri ve personeli bu zor dönemde belki de en büyük yükü sırtlandılar. Önemli bir sınav verdiler.
İşletmelerimiz çok zorlandı, halen daha güçlüklerle boğuşuyorlar. Yaşamlarını sürdürme mücadelesi veriyorlar. İşletmelerimizi korumamız gerekiyor.
Yeni dönemde mali yapılarını düzlüğe çıkaracak her türlü önlemi almak gerek. Kendi alanımızdan bakarsak, özellikle sigorta prim yüklerinin azalması en önemli destek olacaktır.
Diğer yandan milyonlarca çalışan, ücret geliri elde edenler yoklukla karşı karşıya kaldılar. İşsizlik endişesi bir yana, gelirlerin azalması ve geleceğin belirsiz durumu büsbütün moralleri bozdu. Çalışanlarımızın işlerini kaybetmemeleri için bugünden itibaren her türlü istihdam önlemi alınmalı, iş arayanlara çare olacak yeni formüller bulunmalıdır.
Bütün bu olumsuzluklara karşın devletimiz elindeki imkanlarla çalışma yaşamını ayakta tutabilmek için var gücüyle uğraşıyor. Sendikalarımız üyeleri için ellerinden geleni yapıyorlar. İşverenlerimiz kendileri ve sendikaları vasıtasıyla bu dönemi minimum kayıpla atlatmak için bütün güçlerini seferber ediyorlar. Milliyet'te yer alan habere göre, Yeni dönemde de sosyal diyalog ortamında devlet işçi işveren saç ayağında birlikte kararlar alınmalı, hızla uygulanmalıdır.
İlk olarak, koronavirüs salgınına karşı çalışanlar için can simidi rolü üstlenen kısa çalışma ödeneği ile ilgili merak edilenleri açıklayalım.
İKİ DÖNEME YAYILDI
Kısa çalışması uygulaması hayata geçirildiğinde başvuru süresinin son tarihi olarak 30 Haziran 2020 öngörülmüştü. Bu tarihe kadar başvurular yapıldı ve 1 Haziran sonrası normalleşmeye yönelik düzenlemeler neticesinde işyerlerinde çalışma saatleri normale dönmeye başlayınca kısa çalışma başvuruları 30 Haziran itibarıyla son buldu.
Bu süreçte kısa çalışmadan yararlanma süresi olan 3 aylık süre de Cumhurbaşkanı kararlarıyla uzatıldı ve kısa çalışma ödeneği almakta olan kişilerin 28 Şubat 2021 sonuna kadar ödenekten yararlanma imkanı tanındı. Bu sayede kısa çalışmadaki işyerlerinde eğer çalışma sürelerinde ve cirolarda bir artış yoksa 10 ayı aşkın bir süre kısa çalışma ödeneği alınması sağlanmış oldu.
Diğer yandan yaz sonu ve sonbahar başı ile birlikte salgında tekrar artış yaşanması sonrası 1 Aralık 2020 itibarıyla kısa çalışmaya yeniden başvuru yapma imkanı getirildi.
Bu sayede yaz aylarındaki normalleşme sonrası çalışma süresi ve ciroları azalan işyerlerinin yeniden kısa çalışmaya dönmesi söz konusu olabildi. 31 Ocak 2021 tarihine uzatılan başvuru süresi sonrası ocak ayında başvuru yapılan işyerlerinde nisan ayı sonuna kadar kısa çalışma uygulamasından yararlanmak mümkün hale geldi.
MARTTA DEVREYE GİRDİ
Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden sadece 14 gün sonra salgın nedeniyle işverenlerin kısa çalışmaya başvurmalarına imkan tanıyan düzenleme hayata geçirildi. 25 Mart 2020 tarihinden itibaren işverenlerin koronavirüs nedeniyle kısa çalışmaya geçmelerine imkan tanındı. Bu çerçevede koronavirüsün yayılımının engellenmesine yönelik olarak alınan tedbirler nedeniyle iş hacmi azalan ya da tamamen kapatılan işyerlerinde kısa çalışma uygulaması devreye girdi.
KOLAYLAŞTIRILMIŞ ŞARTLAR
Koronavirüs nedeniyle kısa çalışmaya gidilen işyerlerinde işçilere kısa çalışma ödeneği ödenebilmesi için gerekli şartlar da esnekliğe gidildi. Normalde son 120 gündür iş sözleşmesi bulunmak ve son 3 yıl içerisinde en az 600 gün prim ödemiş olmak olarak belirlenmiş şartlar, son 60 gündür iş sözleşmesi bulunmak ve son 3 yıl içerisinde en az 450 gün primi olmak olarak esnetildi. Bu sayede daha çok işçinin kısa çalışma ödeneği alması hedeflendi.
ÖDENEK İŞSİZLİK MAAŞINDAN DÜŞMEYECEK
Kısa çalışma ödenekleri normalde kişilerin hak ettiği işsizlik ödeneklerinden düşülür. Ancak koronavirüs nedeniyle kısa çalışmada bu yöndeki Cumhurbaşkanı kararı uyarınca kısa çalışma ödenekleri işsizlik ödeneği süresinden düşülmeyecek. Dolayısıyla salgın sonrası kısa çalışmadan çıkan işyerlerinde işsizlik ödeneğini hak edecek şekilde işten ayrılan kişilere hak ettikleri bütün süre üzerinden kısa çalışma ödeneği ödenebilecek. Salgına yönelik gerçekleştirilen bu düzenleme salgın sonrasında da işsiz kalacak kişiler için önemli.
TOPLAM 27.6 MİLYAR LİRALIK ÖDEME YAPILDI
İŞKUR'un verileri kısa çalışmanın koronavirüse karşı can simidi konumunda olduğunu ortaya koyuyor. 2020 yılının Nisan ayında 3 milyon 243 bin kişiye toplam 5 milyar 100 milyon 339 bin TL kısa çalışma ödeneği ödenmiş. Mayıs ayında bu rakam 5 milyar 560 milyon 422 bin TL'ye ulaşmış. Haziran ayındaki normalleşme ile birlikte rakamlarda azalmalar gerçekleşirken Ocak ayında yeniden 1 milyon 313 bin kişiye kısa çalışma ödeneği ödenmesi söz konusu olmuş. Mart ayından Ocak ayına kadarki süreçte toplam 27 milyar 602 milyon TL kısa çalışma ödeneği ödenmiş durumda.
HAZİRANA KADAR UZATILABİLİR Mİ?
Kısa çalışma ödenekleri şubat ayı dahil olmak üzere ödenmeye devam edilecek. Haziran 2021'e kadar da ödeneğin süresinin uzatılması mümkün. Bu süreçte çalışanların gelirlerinin bir nebze olsun korunmasına imkan tanıyan kısa çalışma çok önemli bir görev üstlendi. Bu kapsamda işsizlik sigortası fonunun önemi de çok net bir şekilde ortaya çıktı.
İşsizlik Sigortası Fonu çalışma yaşamının tarafları açısından çok önemli. İşsize gelir desteği sağlayan, mesleki eğitimi finanse eden, işletmelere teşviklerle ilaç olan çok önemli bir yapı. Ancak belirtmekte fayda var, salgın sonrası fonun gelirlerinin artırılması ve yeniden çalışma hayatının sigortası haline dönüşmesi sağlanmalıdır. Yeni dönemde bu fonun daha da güçlü bir finansal yapıya kavuşması için önlemler alınması gerekir.