"SICAK PARA SUYU YUKARIDAN FÖN MAKİNESİ İLE ISITMAK GİBİDİR"
Yiğit Bulut, Türkiye'nin yerli ve milli bir ekonomi politikası uygulamasına ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu. Geçmişte Türkiye'de "sıcak para prenslerinin" yabancılar tarafından çok övüldüğünü anlatan Bulut, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkede sıcak para prensi adını verdiğim bakanlar var. Sıcak para prensleri yabancılar tarafından baş üstünde tutulup iç ve dış basında büyük övgüler alıyordu. Çünkü sıcak paraya yol verirseniz kısa zamanda yurt içinde güzel bir hava estirirsiniz. Aynı zamanda Türkiye'nin de kaynaklarını yurt dışına aktarıyorsunuz demektir. Geçmişte sıcak para prenslerini hep eleştirdim. Sıcak para, suyu yukarıdan fön makinesi ile ısıtmak gibidir. Belki suyun üst tabakasını ısıtabilirsiniz ama moleküler yapısını değiştiremezsiniz. Suyun moleküler yapısını suyu alttan kaynatarak değiştirebilirsiniz. Türk ekonomisindeki radikal değişim de budur. Suyu alttan kaynatarak ekonominin çarklarını döndürmek. Sayın Cumhurbaşkanımız son 20 yıldır bunu yapmaya çalışıyor ve 'üretim odaklı bir Türkiye' diyor."
Bulut, savunma sanayi alanında önemli yerlileştirme ve millileştirme çalışmaları yapıldığını anlattı. Ekonomik Eylem Planı'nda da sağlık alanında önemli yerlileştirme ve millileştirme adımlarının atıldığına dikkati çeken Bulut, yurt dışından döviz vererek alınan birçok ürününün Türkiye'de üretileceğini söyledi.
Bu üretim modelinin bütün sektörlerde kullanılması ve özellikle Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde ilk reaktörün 2023 yılında devreye girmesiyle yerli ve milli ekonomi modelinin daha hızlı yayılacağını vurgulayan Bulut, "Geçen cuma gününden bu yana uğraşıyorlar. 1990'lı ve 2000'li yıllardaki eski Türkiye olsaydı para ve finansal piyasaları dümdüz edip geçerlerdi. Piyasalar sapasağlam. Vatandaşın güvenini kıramadılar. Yerli ve milli ekonomi modeline doğru adım adım ilerliyoruz. Nükleer reaktörler devreye girdiğinde, Karadeniz'de bulunan kaynak daha da genişleyince, Akdeniz'deki kaynaklara ulaşılınca, enerjiden kaynaklanan cari açık sıfır noktasına gelince ve dışardan aldığımız malların çoğunu ülkemizde üretmeye başlayınca yerli ve milli ekonomi modelinin tamamlandığını göreceğiz." diye konuştu.
"TARIM ARAZİLERİ ÖNÜMÜZDEKİ YILLARINDA EN KIYMETLİ VARLIK OLACAK"
Yiğit Bulut, gıda enflasyonunun düşük tek hanelere çekilmesi için yapılması gerekenler hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Son iki yıl içinde gıda tarafında ciddi stokçuların ortaya çıktığını belirten Bulut, özellikle gıda ve et stokçularının bu dönemde deşifre edildiğini söyledi.
Türkiye'de gıda enflasyonunun bir kısmının stokçuluk ve spekülasyondan kaynaklandığını ifade eden Bulut, "Bunun önlenmesi için her türlü çalışma yapılıyor. Tarım Kredi Kooperatif Market sayıları artırılıyor. Ürünler aracı olmadan vatandaşlara ulaştırılıyor. Türkiye bir tarım ülkesidir. Tarım Kredi Kooperatifi çok önemlidir. Market sayılarının artması gıda fiyatlarındaki spekülasyonu kesecektir." şeklinde konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bütün ülkelere tarımın önemini gösterdiğini vurgulayan Bulut, şu değerlendirmelerde bulundu: Önümüzdeki 10 yılda kendi yediğini üretebilen ülkeler ayakta kalabilecektir. Bazı ülkelerde sentetik et tartışmaları var. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) büyükbaş hayvanların yasaklanması konusunda ülkelere baskı yapıyor. Bütün bunlar, aslında, yeni bir dünya düzeninin geldiğini gösteriyor. Türkiye verimli topraklar bakımından zengin bir ülke. Önümüzdeki 10 yılda en önemli bakanlığın Tarım Bakanlığı olacağını düşünüyorum. Beslenemezseniz, kendi gıdanızı üretemezseniz, yeni dünya düzeninin esiri olursunuz. O nedenle Türkiye'nin, tarım ve gıda politikalarının daha da geliştirilerek tam bir tarım ülkesi haline gelmesi gerekiyor. Hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen tarım arazilerini imara açmayın. Tarım arazileri önümüzdeki yıllarda en kıymetli varlık olacak. Bana '10 sene sonra avro, dolar, altın, kripto para ve tarım arazisi mi daha değerli olacak?' diye sorarsanız cevabım 'tarım arazisi' olacaktır. Tarım arazileri tarla olarak kalmalı."