Benli, artık katılımcıların devlet katkısı hak edişlerini kaybetmemek için bir kez daha düşüneceklerini, devlet katkısının yanı sıra fon getirileri de hesaba katıldığında BES'in rakipsiz olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "BEFAS ile birlikte sağlanan işlem kolaylığı ve fon evreninin genişlemesi, 18 yaş altındaki ilginin artarak devam etmesi, aynı zamanda bazı vakıf, sandık ve dernek gibi kuruluşlardaki birikimlerin BES'e aktarımı, devlet katkısı oranının yüzde 30'a yükseltilmesi gibi gelişmeler ile birlikte 2022 sonu itibarıyla yaklaşık 500 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Diğer yandan, Otomatik Katılım Sistemi'nde 2017 yılından bu yana, yaklaşık 4 senelik kısa bir sürede, 6,2 milyon katılımcının sistemde birikim yapması sağlanmış olup, önümüzdeki dönem yeni işe girişler ve otomatik katılımda tasarrufu cazip hale getirecek düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle birlikte büyük bir ivme kaydedebiliriz.
18 yaş altının sisteme dahil olmasına imkan sağlanması ile birlikte vatandaşlarımızın sisteme olan talebi memnuniyet vericidir. 7 ay gibi kısa bir zaman diliminde, en son açıklanan 17 Aralık 2021 tarihli EGM verilerine göre, 153 bini aşkın 18 yaş altındaki çocuğumuzun sisteme girmesi ile devlet katkısı dahil yaklaşık 325 milyon TL fon büyüklüğüne ulaşıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı devlet katkısının yüzde 30'a yükseltilmesinin anne babaları, çocukları için tasarruf etmeye daha da özendireceğini düşünüyoruz. Bu kapsamda, 2022'de 1 milyon çocuğun sisteme girmesi en büyük hedeflerimizden birisi."
"ARAÇ BEDEL ARTIŞLARININ OTO SİGORTALARINDA POLİÇE TALEBİNİ ARTIRDI"
TSB Başkanı Benli, sağlığın ve sağlık sigortalarının öneminin Kovid-19 salgınında bir kez daha ortaya çıktığını, geçen yıl 2020'nin ilk 11 ayına göre, toplam sağlık sigortalı sayısında yüzde 24, tamamlayıcı sağlık sigortası özelinde ise sigortalı sayısında yüzde 34 artış gerçekleştiğini, vatandaşların sağlık sigortalarına ilgisinin her geçen gün arttığını bildirdi.
Son dönemde araç bedellerinin artışı ile birlikte kasko sigortası yaptıran vatandaşların sayısında da önemli bir artışın göze çarptığını ifade eden Benli, kasım sonu verilerine bakıldığında, 2020 yılında 6,3 milyon olan yürürlükteki kasko poliçe adedinin yaklaşık yüzde 15 artarak 7,3 milyon adedi geçtiğini kaydetti.
İhtiyari mali mesuliyet branşında yürürlükteki poliçe adetlerinin yüzde 20 artış göstererek 1 milyon adede yaklaştığını belirten Benli, "Araç bedel artışlarının oto sigortalarında poliçe talebini artırdığı açıkça görülmektedir." dedi.
"4 MİLYON MOTOSİKLETİN YAKLAŞIK YÜZDE 65'İNİN TRAFİK SİGORTASI BULUNMAMAKTADIR"
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de tescil edilmiş araç sayısının yaklaşık 25 milyon olduğunu bildiren Benli, bu araçların yüzde 54'ünün otomobil, yüzde 16'sının kamyonet, yüzde 15'inin motosiklet, yüzde 8'inin ise traktörden oluştuğunu anlattı.
Benli, trafik sigortasında tüm araç grupları dahil sigortalılık oranının yüzde 81 dolayında seyrettiğini ifade ederek, "Yürürlükteki poliçe adedine bakıldığında, 2020'nin kasım sonu verilerine göre 19 milyon adet trafik sigortası poliçesi varken, 2021'in kasım sonu itibarıyla yürürlükteki poliçe adedi yüzde 6,5 artarak 20,4 milyon adede ulaşmıştır." dedi.
Türkiye'de sigortasızlık açısından en yüksek orana sahip araç grubunu motosikletlerin oluşturduğuna işaret eden Benli, "Yaklaşık 4 milyon motosikletin yüzde 65'inin trafik sigortası bulunmamaktadır. Bunu yüzde 41 oranı ile traktörler takip etmektedir. Tescilli 2 milyon adet traktör varken bunların yaklaşık 820 bini sigortasızdır. Söz konusu araç türlerinde de sigortalılık oranlarını artırmak bir diğer önemli hedefimizdir." dedi.
"DASK'IN KURULUŞUNDAN BU YANA SİGORTALILARA YAPTIĞI ÖDEME TOPLAMI 900 MİLYON TL"
Atilla Benli, 2020 yılında Elazığ, Malatya ve İzmir'de yaşanan depremleri anımsatarak, bu depremler sonrası DASK poliçesi satışlarında yüzde 13,5 artış gerçekleştiğini, 2018 yılında 8,8 milyon konutun deprem sigortası bulunurken, 2021 yılında güncel sigortalı konut sayısının 10,5 milyona ulaştığını bildirdi.
DASK'ın kuruluşundan bu yana sigortalılara yaptığı ödeme toplamının 900 milyon TL olduğunu belirten Benli, "Elazığ depremi için sigortalılara 300 milyon TL ödeme yapıldı. 2020'nin ekim ayında yaşanan İzmir depreminin ardından yapılan toplam 340 milyon TL tutarındaki ödeme ise bir depreme ilişkin olarak gerçekleştirilen en yüksek ödeme olmuştur." dedi.
"KÖY BAZLI KURAKLIK VERİM SİGORTASI'NDA 2021'DE 214 MİLYON TL HASAR ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ"
Tarım sigortaları sisteminin 15 yıldır faaliyet gösterdiğini hatırlatan Benli, bu süre içerisinde, sistemin Avrupa ülkelerinin birçoğunu geride bıraktığını, kapsamının genişlediğini ve sigortalılık oranının bitkisel üretimde yüzde 20 olduğu göz önüne alındığında iyi bir performans gösterdiğini kaydetti.
Benli, 15 yıllık dönem içerisinde sigortalılara 9,7 milyar TL hasar ödemesi yapıldığını belirterek, söz konusu 15 yıllık dönem sonunda hayat dışı sigortalarda pay alan tarım sektörünün 5 milyar TL prim üretimi ile 2021 yılı kasım ayında toplam prim üretimi içerisinde payını yüzde 7,5'e çıkardığını bildirdi.
Atilla Benli, sözlerini şöyle sürdürdü: "TARSİM tarafından uygulanan Devlet Destekli Tarım Sigortası ile üreticilerin hayvanları, seraları, arı kovanlarını ve en önemlisi bitkisel ürünlere ilişkin riskleri önemli ölçüde karşılanmaya çalışılmaktadır. Devlet Destekli Tarım Sigortalarında 7 farklı branşta tüm tarımsal üretimi kapsayacak şekilde en az yüzde 50 olmak üzere, bazı branşlarda yüzde 70'lere çıkan oranlarda devlet desteği sağlanmaktadır. 2021 yılında 115 milyar TL tarımsal varlık, 26 milyon dekar alan ve 13 milyon hayvan sigortalanmıştır. 2,3 milyon adet poliçe üretilen bu dönemde 2,4 milyar TL hasar ödemesi gerçekleştirilmiştir. Yeni uygulanmakta olan Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası'nda 2021 yılı içerisinde 214 milyon TL hasar ödemesi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, üretici ve yetiştiricilerin artan tüm risklere karşı zararlarının karşılanma oranlarının artırılması amacıyla yeni sigorta ürünleri sunulmaktadır. Bunların en yenisi buğday ürününde belli bir bölgede pilot olarak uygulanmasına başlanan Gelir Koruma Sigortası'dır."
"SAĞLIK SİGORTACILIĞI GELİŞİMİNİ DEVAM ETTİRECEK"
TSB Başkanı Benli, Kovid-19 tecrübesi ile birlikte dijitalleşmenin de hızla arttığı bu dönemde, sağlık hizmet sağlayıcılarının tele sağlık uygulamalarına daha fazla ağırlık vereceklerinin, bu hizmetlere talebin de artacağının tahmin edildiğini, bu kapsamda sağlık sigortacılığının gelişimini devam ettireceğini beklediklerini kaydetti.
Salgın dönemi ile değişen piyasa koşullarını doğru değerlendirmek ve şirketlerin bu koşullara uyum sağlamasının yöneticilerin üzerine ek sorumluluklar yüklediğini belirten Benli, "Bunun etkisiyle özellikle gelişmiş ülkelerde yönetici sorumluluk sigortasına yönelik yüklü tazminat talepleri ile karşılaşılmasının sonucunda bu ürüne ilişkin talebin ülkemizde de artmasını beklemekteyiz. Bu çerçevede yönetici sorumluluk sigortası genel şartlarının SEDDK tarafından 2022 yılında yayımlanmasını beklemekteyiz." diye konuştu.
Benli, trafik sigortası tarafında ise doğrudan tazmin sistemi gibi sigortalıların/hak sahiplerinin tazminat alma sürecini hızlandıracak ve sigorta algısına pozitif katkı sağlayacak projelerin de gündemlerinde yer aldığını bildirdi.