Ayrıca, ülkemizdeki sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamında geçen sürelerle çakışan yurtdışı süreleri ile ikili sosyal güvenlik sözleşmelerine göre kendilerine kısmi aylık bağlanmış olanların yurtdışında geçen sigortalılık süreleri arasında ve bu sürelerin bitim tarihinden sonraki işsizlik süreleri ile ev kadını olarak geçen sürelerin de, 3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılmasına imkan bulunmamaktadır.
Borçlanma yapılabilmesi için, Yurtdışı sürelerinin borçlandırılabilmesi için; borçlanma anında Türk vatandaşı olmak ya da doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybetmiş olmak, borçlanma kapsamındaki yurtdışı sürelerini belgelendirmek ve yazılı istekte bulunmak şarttır. Ölen sigortalının hak sahipleri tarafından yapılan borçlanma başvurularında hak sahibinin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olması yeterli olup, ayrıca borçlanılmak istenilen sigortalıya ait yurtdışı sürelerinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaz.
Türk vatandaşlığı ile birlikte yabancı ülke vatandaşlığı devam edenler de, söz konusu yasa ile getirilen düzenlemeden yararlanabilmektedirler.
MEMNU HAKLARIN İADESİ KARARI ALANLAR YENİDEN MEMUR OLABİLİR Mİ?
Kasten yaralama suçundan "3 yıl 1 ay" hapis cezası alan ve bu kararın kesinleşmesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Memurluğun Sona Ermesi" başlıklı 98 inci maddesinin (b) fıkrası uyarınca memuriyet görevine son verilen kişiler cezasının infazının tamamlanmasından ve denetim süresinin dolmasından sonra mahkemeye başvurarak memnu haklarının iadesi alındığında yeniden memur olabilir mi?
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve özel şartların düzenlendiği 48 inci maddesinin "A) Genel Şartlar" başlıklı bölümünün beşinci fıkrasında; "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak..." hükmüne yer verilmiş olup, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına çarptırılanlar ile verilen hapis cezasının süresine bakılmaksızın affa uğramış olsalar bile yukarıda sayılan nitelikteki suçlardan hüküm giymiş olanların devlet memuru olamayacakları ifade edilmiştir. Öte yandan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53 üncü maddesinde; "(1) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, ... yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz…" hükmü yer almaktadır. Yine 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun "Yasaklanmış hakların geri verilmesi" başlıklı 13/A maddesinde; "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir. (2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz. (3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir. … (6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir..." hükmüne yer verilmiştir. Bununla birlikte, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 17/11/2011 tarihli ve E:2007/2368 ve K:2011/1214 sayılı Kararında; "Memnu hakların iadesi kararı, 657 sayılı Kanunun anılan 48/A5 inci maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar dışında kalan suçlar bakımından devlet memuru olabilme koşulları yönünden ehliyetsizliği geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmakta,…" hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen hüküm, içtihat ve açıklamalar çerçevesinde, ilgili hakkında mahkûmiyet kararı verilen "kasten yaralama" suçunun niteliği itibariyle 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde yer alan affa uğramış olunsa bile devlet memuru olmaya engel olabilecek nitelikte olmaması hususu dikkate alınarak bu suça ilişkin 5352 sayılı Kanunun 13/A maddesi uyarınca yasaklanmış hakların iadesi kararı verilmiş olması halinde; ilgilinin memur olmasına engel teşkil eden mahkûmiyetinin sonucunun ileriye dönük olarak ortadan kalktığı ve yeniden devlet memuru olarak atanması hususunun çalıştığı Kurumun takdirinde bulunduğu değerlendirilmektedir.