Başkan Küle, "hub and spoke" olarak ifade edilen "topla-dağıt karteli" kavramına ilişkin de bu kartellerin normalden en önemli farkının, aktörlerin dikey ticari ilişkilerden faydalanarak koordine olmaları ve bu şekilde rekabetçi seviyenin üstündeki fiyatlarda anlaşıp bunu sürdürebilmesi olduğunu anlattı. Kartellerin uzun süre stabil kalabilmesi için rakiplerin birbirini aşırı maliyetlere katlanmadan izleyebilmeleri ve fiyat kırarak satışlarını artırmak isteyen yani karteli bozan üyelerine yaptırım uygulayabilmesi gerektiğini belirten Küle, "Bunu en az maliyetle yapabilmelerinin bir yolu da rutin ticari ilişkileri ve iletişimleri bulunan bir 'hub'ı kullanmaktır. Şayet hem 'hub' hem de 'spoke'lar karteli kendi faydalarına görürse dikey ilişkileri kullanarak genel fiyatların tüm piyasada yüksek kalmasını garantileyeceklerdir. Yani 'hub and spoke' dediğimiz kartel tipini sürdürmek, standart bir karteli sürdürmekten daha kolay ve etkin oluyor." diye konuştu.
Bu kartel tipini dünya örneklerine paralel şekilde ülkede de görmüş olduklarını vurgulayan Küle, şu değerlendirmede bulundu:
"Belçika, Kanada, İngiltere dahil pek çok ülkede yine bizim dosyalarımızın kapsamına benzer dosyaların yanında farklı sektörlerde ciddi ve 15-20 yıllık periyotlara varan kartel yapılanmaları tespit edilmiştir. Bunların bazıları da pişmanlık müessesesiyle otoriteye duyurulmuştur."
5 ZİNCİR MARKETİN PAZAR PAYI YÜZDE 85
Küle, zincir marketlerden ilk 5'inin toplam yaklaşık yüzde 85 pazar payına sahip olduğuna dikkati çekerek, "Her ne kadar ölçek ve kapsam ekonomileri bir dereceye kadar etkinlik yaratıcı olsa da aşırı yoğunlaşma ve marketlerin büyüme spiralinin gıda-tüketim ürünleri zincirine olan olumsuz yansımaları belli bir noktadan sonra ağır basmaktadır." dedi.
Yapılan bilimsel çalışmalarda, piyasadaki her yüzde 1 yoğunlaşmanın yüzde 0,2 fiyat artışına sebep olduğu bulgusu olduğuna işaret eden Küle, şöyle konuştu:
"Bu zincirler mağaza sayılarının binlerle ifade edilmesi ve ülkemizin tamamına yayılmalarının yanında alımlarını ve kararlarını çok büyük ölçeğe dayalı olarak merkezi yapıyorlar. Bu da üst pazarlar ne kadar rekabetçi olursa olsun alt pazara gelindiğinde çok ciddi bir alıcı ve pazarlık gücü demek. Rekabetin olduğu ortamda bu zincirlerin toptan seviyede fiyat kırması ve bunu da tüketiciye yansıtmaları beklenir ancak maalesef az sayıda oyunculu bu yapıda dosyalarımız bu darboğazın tüketicinin kaybettiği bir yapı haline gelmiş olduğunu net bir şekilde kanıtladı. 5 grup, asimetrik fiyatlama (değer zincirinde değer-fiyat ilişkisinin zincirlerin avantajına olması) ve değer zincirindeki asimetrik risk paylaşımı sayesinde neredeyse sıfır riskle karını maksimize ederken özellikle küçük ölçekli tedarikçilerin çok düşük marjla çalışmak zorunda kaldığı görüldü."
"ÇİFTÇİNİN BAĞIMSIZLIĞINI BİTİRİYOR"
Özellikle tarım piyasalarında dikey zincirde büyük marketler tarafından pazar gücünün kullanılmasının hem çiftçinin bağımsızlığını bitirdiğini hem de ciddi refah yarattığını belirten Küle, şunları kaydetti:
"Bunun sonucu olarak ekonomilerdeki şokların etkisi tamamen çiftçiler ve küçük ölçekli oyuncular üzerinde kalmaktadır. Meselenin bir başka boyutu da büyük zincirlerin üst pazardaki tedarikçilerden daha elverişli koşullarda alım yapabilmesi karşısında tedarikçilerin bu kaybı dengelemek amacıyla geriye kalan marketlere/esnafa daha yüksek fiyatlardan satmak, daha kısa vadeli satmak durumunda kalması. Bu durum yerel marketler ve küçük esnaf için sürdürülebilir olmaktan çok uzaktır. Bu tablo ayrıca büyük zincirlerin rakiplerinin maliyetlerini de artırıyor. Gördüğünüz gibi risk hep küçüklerde ya da tüketicide kalmış oluyor. İşte tüm bu sebeplerle organize pazarda yoğunlaşmanın ve alt pazarda dar boğazın sebebi olan aktörlerin mevcut durumlarının rekabetçi bir piyasanın oluşmasına engel olduğu ve mutlaka dikkatli bir şekilde düzenlenmesi gerektiği yadsınamaz bir gerçektir. Burada asimetrik bir düzenlemeyle 5 büyük zincir marketin dikey ticari ilişkilerinin ve entegrasyonunun mutlaka alt ve üst pazarlardaki rekabet endişelerini giderek şekilde yeniden düşünülmesi gerekiyor."