Türkiye'de kamu sektöründe çalışanların kadrolu ve taşeron olarak ayrılması, son zamanlarda gündemin önemli maddelerinden biri haline geldi. Bu ayrım, çalışanların iş güvencesi, maaş ve sosyal hakları gibi konularda önemli farklılıklar doğuruyor. Peki, bu süreçte neler yaşanıyor, işçileri neler bekliyor? İşte detaylar...
Özelleştirme nedeniyle işlerini kaybeden ve başka kamu kurumlarına nakledilemeyen personelin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinin (B) fıkrası uyarınca sözleşmeli personel olarak istihdam edilebileceği açıklandı. Bu durumdaki çalışanların, vergi indirim belgesi olanların iş sözleşmelerinin sonlandırılıp sonlandırılmayacağı sorusu gündeme geldi.
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem'in açıklamalarına göre, bu durumdaki çalışanlar, istihdam edilebilirler. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenler, gerekli şartları taşıdıkları sürece, çalıştırıldıkları teşkilat ve birimdeki hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilebilir. Bu çalışanların istihdam süreleri, sosyal güvenlik kurumlarından emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazandıkları tarihe kadar sınırlıdır.
Özel güvenlik görevlileri de dahil olmak üzere, bu madde kapsamında geçiş işlemi yapılanlar, 5188 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaya devam ederler. Bu düzenleme, engelli bireylerin iş hayatındaki haklarını koruyarak, onlara pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlar.
Bu kapsamda, vergi indirim belgesine sahip olanlar için de avantajlı koşullar uygulanır. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun, işe alım ve istihdam koşullarında engelliliğe dayalı ayrımcılığın yasaklandığını belirtir.
Sonuç olarak, özelleştirme sebebiyle işlerini kaybeden ve daha sonra 4/B'li sözleşmeli olarak atanmış olan personel, vergi indirim belgesine sahip olmaları durumunda, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanıncaya kadar istihdam edilebilirler. Bu düzenleme, söz konusu personelin iş güvencesini sağlamak ve onlara mali destek sunmak amacıyla yapılmıştır.
