- Yeşil teknolojilerin gelişimini hızlandırmak,
- Yapay zekâ gibi teknolojilerin iş gücü piyasasını bozmasını engellemek,
- Şirketlerin dijital dönüşüme entegre olmasını sağlamak,
- Savunma sanayinde yerlilik oranını arttıracak yeniliklerin önünü açmak,
- Ülkenin uluslararası rekabet gücünü desteklemek,
- Küresel tedarik zincirindeki aksaklıklara karşı ülke ekonomisinin bağışıklığını güçlendirmek.
SEÇİCİ VE HEDEF ODAKLI
Sabah'ta yer alan habere göre, bilim dünyasında ve uluslararası kurum/kuruluşlar özelinde de sanayi politikalarına yönelik ilgi artıyor. Yıllarca sanayi politikalarını görmezden gelen ve hatta kötüleyen ana akım iktisat anlayışı bile bu politikalara daha sıcak bakmaya başladı. Sanayi politikalarının ekonomik yapıyı dönüştürdüğüne ve refahı artırdığına dair bulgular ortaya koyan bilimsel çalışmaların sayısında artış var.
IMF bile artık sanayi politikalarına daha sıcak bakıyor. Eskiden yaptığı gibi, sanayi politikalarının potansiyel olumlu etkilerini görmezden gelmiyor. IMF, Mali İzleme Raporu'nun güncel versiyonunda sanayi politikalarının etkilerine dair kapsamlı bir çalışma hazırlamış. Bundan 10-15 yıl önce olsaydı IMF, sanayi politikaları külliyen gereksiz diyerek konuyu kapatırdı. Şimdilerde daha objektif ve bilimsel bir yaklaşım benimsiyor.
IMF son çalışmasında sanayi politikalarının verimliliği ve inovasyonu desteklemek için her koşulda 'sihirli bir çare' olmadığının altını çizmekle beraber, iyi tasarlanmış ve seçici sanayi politikalarının daha yüksek büyümeye yol açabileceğine ve yeşil ve dijital ekonomiye geçişi hızlandırabileceğine de vurgu yapmış.
Sanayi politikalarını uygularken sektör, ürün ve teknoloji ölçeğinde seçici olunması durumunda, politikaların başarı şansı artıyor. İçeride verimliliği dışarıda rekabet gücünü arttırma potansiyeline sahip sektör, ürün ve teknolojileri bulup, sanayi teşviklerini ağırlıklı olarak bu alanlara yönlendirmek en doğrusu. Seçici politikaları uygulamakla iş bitmiyor.