Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kamunun tasarruf yapması, verimliliği artırması, daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, daha az cari açığa yol açacaktır." dedi.
Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği toplantıda "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni kamuoyuyla paylaştı.
Yaklaşık 65 yıldır tasarruf genelgeleriyle kamu harcamalarında kontrol sağlamaya dönük çalışmalar yapıldığını belirten Yılmaz, mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı hükümetler döneminde ise değişik zamanlarda 10 genelgenin yürürlüğe konduğunu söyledi.
Yılmaz, en sonuncusu 30 Haziran 2021'de yürürlüğe konan bu genelgelerle kamu harcamalarının belli kurallara bağlandığını hatırlatarak, son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkardığını ifade etti.
Başkan Erdoğan'ın 16 Nisan'da Kabine Toplantısı'nın ardından Orta Vadeli Program'ın (OVP) güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade ettiğini anımsatan Yılmaz, 6 Mayıs'taki Kabine Toplantısı'nın ardından ise Erdoğan'ın "Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet için eğitim, yurt dışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda" tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını belirttiğini ve bu yönde gerekli talimatları verdiğini söyledi.
Yılmaz, Başkan Erdoğan'ın 7 Mayıs'ta sosyal medya kanalıyla yaptığı paylaşımda "Bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bunu kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz." ifadelerini kullandığını aktardı.
"BİRİM KAYNAKLA DAHA FAZLA SONUÇ ÜRETMEYİ HEDEFLİYORUZ"
Yılmaz, tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptıkları bu güncellemede, deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacı ve pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyonla Türkiye'nin kararlı bir şekilde mücadele etme azim ve iradesinin etkili olduğunu dile getirerek, paketin tek başına değil bütüncül bir çerçevede ortaya konulan birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ettiğini vurguladı.
Tek başına bu paketi değil gelecek aylarda Hazine ve Maliye Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı ile birlikte yürütülen çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle toplam oluşturacağı etkinin kamuoyuyla paylaşılacağını aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
"Kamuda tasarruf programımızla sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketimi ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz.
Geçen yıl yaşadığımız depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyeti 104 milyar doları bulmuştur. Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar Türk lirasıdır. 2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar Türk lirası olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki ortadadır. Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine kadar gerilemektedir. Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır."
Yılmaz, kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin, toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilenen bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikasını yansıttığını söyledi.
"BU YIL YİNE YÜZDE 6,4 BAŞLANGIÇTA ORTAYA KONAN BİR BÜTÇE AÇIĞI TAHMİNİ VAR"
Yılmaz, ortaya konulan yeni paketin, bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken diğer yandan halkın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttükleri kararlı mücadeleye katkı sunduğunu anlatarak, enflasyonla mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformların önem taşıdığını ifade etti.
OVP'nin de bu çerçeveyle şekillendirildiğine işaret eden Yılmaz, "Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği arttırması daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranımızın artmasına ve daha az cari açığa yol açacaktır." diye konuştu.
Yılmaz, talep yönlü katkısının yanı sıra bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü arttırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımlarının, arz yönlü artışla da enflasyonla mücadeleyi güçlendirici etkide bulunacağını vurgulayarak, OVP'nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını, bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını, gelecek yıl yüzde 20'nin altında, 2026'da ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlı olduklarını, geçmişte başardıklarını ve yine başaracaklarını ifade etti.
Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceklerinin altını çizen Yılmaz, hedeflerinin istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamak olduğunu söyledi.