Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
Şimdi biz bunu yaklaşık 78 milyar dolar iyileştirdik. Yani rezervlerimiz, net rezervlerimiz swap hariç, net rezervlerimiz 78 milyar dolar iyileşti. Bu çok ciddi bir rakam. Çünkü şöyle bir perspektif vereyim; Mesela bizim en iyi dönemimiz 2003-2013'tür. Bu 10 yıllık süreçte net rezervlerimizdeki artış yaklaşık 38 milyar dolardı. Şimdi ne kadar? Şimdi son bir yılda net rezervlerimizdeki artış açıklanan rakamlar üzerinden 78 milyar dolar. Ama muhtemelen dediğim gibi bu son haftada çok ciddi girişler var. Yani yaklaşık 90 milyar doların üzerinde net rezervlerde cuma günü itibariyle bir iyileşme var. Bu da kırılganlığımızı azalttı. Neden? Çünkü rezerv olduğu zaman dış şoklara karşı tepki verilmiyorsunuz.
En önemli bileşenlerden bir tanesi bu. Kırılganlığın azalması? Tabii, dış kırılganlığın azalması. Şimdi ben size parça parça anlatayım. Mesela ülkemizin risk primi geçen sene çok yüksektir.
Risk primimiz 700 baz puanın üzerindeydi. Şu an itibariyle 270'in altına düştü. Ve bizim Risk primimizdeki düşüş, bize benzer ülkelere göre çok çok daha iyi. Dolayısıyla biz 700 baz puandan Risk priminin 270 baz puanın altına düşürdük. 270 baz puanın Risk primi yüksek bu arada, hala yüksek. Ama doğru yoldayız. Şimdi Risk primi ne işe yarar diye vatandaşlarımız sorabilirler.
Genelde siz yurt dışından borçlandığınız zaman, aynı vadedeki, Amerikan tahvil, Amerika'nın sattığı kağıdın getirisini baz alıyorlar. Ona Risk free diyorlar, yani risksiz getiriyorlar. Onun üzerine sizin mutlaka Risk priminizi en az ekliyorlar. Dolayısıyla bizim dış borçlanma maliyetimiz düştü. Bakın size bir rakam vereyim. Geçen sene Ocak ayında bizim bir borçlanmamız olmuş, 10 yıl vadeli. %975'ten, yaklaşık %10'dan dolar bazında borçlanmıştık. Dolar bazında geçen sene 10 yıl vadeli %10 civarında bir faizle borçlanmıştık. Bugün itibariyle bu 6.8'e kadar düştü. Dolayısıyla biz dışarıdan şimdi daha ucuza borçlanıyoruz.
TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN ÇIKTI
Türkiye gri listeden çıktı. Bu önemli bir kazanım. Yurt dışında hesap açmak zorunda kalırsanız o zaman gri listedeki ülkelerin vatandaşların şirketlerine özel bir inceleme süreci var. Bizim itibarımız arttı. Türkiye'nin itibarı arttı. Bunlar dış kırılganlığımızı azaltan, dayanıklılığımızı artıran unsurlar.
Enflasyonda kalıcı düşüş başladı
"EN ZORLU SÜRECİ GERİDE BIRAKTIK"
Enflasyonda ilk yılı geçiş yılı olarak kabul ettik. Bizde finansal istikrarı önceliklendirdik. Çünkü kırılganlıklarımız vardı. Onları giderdik. Kırılganlıkları yönetmeniz lazımdı. Bakın politika yaparken, çerçeve çizerken, her zaman en kritiğinden başlarsınız diğerlerini zamana yararsınız. Koşullar önce enflasyonu yükseltecek nitelikte. Daha sonra biz indirebilecek para politikası gecikmeyle geliyor. Biz KKM riskini yönettik, kur riskini yönettik, bütçe açığını kontrol altına aldık. Bunları yapmasaydık, enflasyon çok farklı düzeyde olabilirdi. Şimdi üç teknik birimimiz oturuyor diyorlar ki, kur, petrol fiyatları vs. şöyle şöyle olursa modelleri var tahmin ediyorlar. Biz de programımızda bunun ortalamasını aldık. Herhangi bir müdahalemiz olmadı. Petrol fiyatlarını tuttursak, bir takım önemli varsayımlarımız var.
Gerçek dünya çok kompleks ve karmaşık. Modelleme ile tahminler yapıyorsunuz ve çok büyük tahminler içeriyor. En zorlu süreci geride bıraktık. Finansal riskleri yöneterek, önemli bir eşiği aştık. Sıkıntıların farkındayız, vatandaşlarımız şikayette haklı. Markete pazara gidiyorum, geçen hafta eşim Esra hanım dedi ki, markete uğrayalım. Vatandaşlarımız geldi, şikayetleri doğru. Haklılar, bir geçim sıkıntımız var. Enflasyon en kötü ve adaletsiz vergidir. Gelir dağılımını bozuyor. Ne yapıp edip, kalıcı refah ve alım gücü için enflasyonu kontrol altına alıp aşağıya indirmemiz lazım. Enflasyonun 40 civarına inmesi fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Enflasyon hızındaki düşüş geçen sene ortalama bir sepetin artışı yüzde 65 idi, bu sene ise yüzde 40 arttı. Fiyatlar artıyor ama daha yavaş artıyor. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Vatandaşın dar gelirlinin çok etkilendiğinin farkındayız ama kestirme çözümler yok.
Enflasyon tek haneye düşecek mi?
ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞECEK Mİ?
Türkiye'nin şu an en büyük problemi geçim sıkıntısı ve gelir dağılımının bozulmasıdır. Kalıcı refah artışı için enflasyonu tekrar tek haneye indireceğiz. AK Parti daha önce bunu başardı. 90'lı yıllarda ortalama enflasyon 70'lerin üzerinde. Kolay değildi. Ama biz 2003 sonrasında enflasyonu tek haneye düşürdük ve orada tuttuk. Hain darbe girişime kadar. 2025'in ikinci yarısında rahatlama çok belirgin bir şekilde hissedilecek. Fiyatlardaki artış hızı zaten yavaşladı.
Genelde hizmet enflasyonu kemikleşir, katılaşır ve onu indirmek daha çok zaman alır. Bakın çünkü geriden geliyor. Örnek olarak kira. Kira hizmet enflasyonun içinde yani önemli bir kalem. Kiraları yönelik bir %25 uygulama yani üst limit getirilmişti. Bu kalktı. Şimdi neye bakarsanız bir önceki yılın enflasyonunu. Yani yeni kiralar yenilenirken son 12 aylık enflasyonu yazdırırsınız değil mi? Dolayısıyla hizmet enflasyonu daha katıdır ve daha yavaş düşer. Gelecek sene haziran ve temmuzda yüzde 20 yansıyacak. Bundan dolayı zamana ihtiyacımız var. Yani fiyat artışlarındaki yavaşlama hissedilir derecede.
Deprem bölgesinde bu sene 201 bin konut teslim edilecek
"SABRA VE ZAMAN İHTİYACIMIZ VAR"
Örneğin konut arzını artıracağız. Deprem bölgesinde bu sene 201 bin konut teslim edilecek. Gelecek sene 250 bin ilave konut sunulacak. İstanbul'da da konut arzını artıracak programlar var. Hizmetteki düşüş daha da belirgin şekilde hissedilecek. Mal enflasyonunda çok büyük bir eşiği aşmak üzereyiz. Hizmet enflasyonu da düşecek. Zamana ihtiyacımız var, sabır gerekiyor. Biz bir şok terapi uygulamadık. O seçeneğin doğru olmadığını gördük. Bizim buradaki maksadımız, biz hayat pahalılığını kabul ediyoruz ve ilk yıl makro istikrarı öncelediğimizi söylüyorum. Rezerv bir sorun olmaktan çıkmıştır. Büyük riskleri azalttık. Sabra ve zaman ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımızın da desteği tam.
"2024'TE ÜÇ KURULUŞ TARAFINDAN KREDİ NOTU ARTIRILAN TEK ÜLKEYİZ"
1980-200 yıllarını ele alalım. Bu 20 yıllık dönemde enflasyon ortalama %60 olmuş. O civarda. Türkiye'nin reel büyümesi yani milli gelirdeki artış. Yıllık %4 olmuş. Peki sonraki 20 yıla alalım, örneğin 2000 ile 2020 veya 2023 neyse 2003-2023 yani yine 20 yıllık bir dönemi alalım. 1 puanı lütfen küçümsemeyin, çok önemli. Mesela 1923 ile 2023 arası Türkiye'de ortalama reel büyüme %4.8. %4.8 yerine Türkiye ortalama reel olarak örnek olan %5.8 büyüseydi ne olurdu biliyor musunuz? Milli gelirimiz geçen sene ki 1.1 trilyon dolar ya da muhtemelen bunun iki katından fazla olurdu. Şimdi program fedakarlık gerektiriyor. Bu fedakarlığı sadece milletimizden beklemek yanlış olur.
Geçmiş yıllarda iyi ve güçlü bir büyüme var. Şimdi enflasyonu düşürmek için cari açığı düşürmek için bir çaba var. İş aleminin en büyük derdi finansmana erişim. Uzun vadeli erişim için bu programı uygulamamız gerekiyor. Mesela kredi notumuz 2024'te üç kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülkeyiz. Sizin ülkenizin risk primiz düşüyorsa, reel sektör bundan nemalanacaktır. Biz öngörülebilirliği artıracağız. Enflasyon yüksekse planlama çoktur. Türkiye'de yatırımları olan bir dost ülkenin ileri gelen ve Türkiye'de faaliyetleri olan şirketleri ile bir araya geldik. Dünyada 80 milyar dolar yatırımları var.
Türkiye çok fazla bir şey gelmemiş dedim, niye dedim? Biz sizinle dost değil miyiz? Ne dediler bana biliyor musun? Burası bizim ikinci vatanımız, biz burayı çok seviyoruz, yatırım yapmak istiyoruz ama enflasyon ortamında nasıl faaliyet göstereceğimizi bilmiyoruz. Farkındayım, kısa vadeli bakıyorlarsa anlıyorum. Orta uzun vadeli perspektife sahip olmamız lazım. Bu arada onlara da katılmıyorum. Türkiye ekonomisinin %23'ü sanayi %6'sı tarım %71'i de genel anlamda hizmetler.
Şimdi hizmetlerde henüz ciddi bir yavaşlama yok. Bakın tekrar bırakın daralmayı henüz ciddi bir yavaşlama yok. Dolayısıyla ne kalıyor, sanayide geçici yavaşlama. Hatta bir miktar daralma var. Genel makro tabii etkinin dışında iki önemli konu var. Bir tanesi bizim ticaret ortaklarımızdaki büyüme çok yavaş seyrediyor. Avrupa Birliğindeki toparlanma, arzuladığımız düzeyde değil mesela, Almanya geçen sene işte resesyon bu sene hala güçlü bir çıkış yapamadı. Sanayimiz umut var olsun çünkü toparlanma başladı.