takvim.com.tr
İstanbul Eyüpsultan'da 1 Mart tarihinde yaşanan kazada Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan 17 yaşındaki Timur Cihantimur ve onu yurt dışına kaçıran annesi Eylem Tok, kazadan 106 gün sonra ABD'de tutuklandı.
Anne-oğlu 18 Haziran'da farklı saatlerde mahkemedeydi. Eksik belgeler nedeniyle Eylem Tok hakkındaki davada ikinci duruşma 27 Haziran'a, oğlu Timur Cihantimur hakkındaki dava ise 20 Haziran Perşembe gününe ertelendi. Eylem Tok'un Türkiye'ye iadesine ilişkin davada ikinci duruşma daha sonra alınan bir kararla 1 Temmuz'a ertelendi. Görülen duruşmalarda annesi ile aynı davada yargılanan Timur Cihantimur, hakkında tutukluk halinin devamına karar verildi.
Eylem Tok ile oğlunun gözaltına alınmasına ilişkin görüntüler de ortaya çıktı. Operasyonu gerçekleştiren Boston polisinin kamerasına yansıyan görüntülerde cani anne Tok ile oğlu lüks bir araçta yakalandı.
Timur Cihantimur'un avukatları, mahkemeye sundukları belgelerde Timur Cihantimur'un kaldığı gözetim merkezinin çocuklar için bir gözetim merkezinden çok bir hapishane olduğunu, Cihantimur'un ihtiyacı olan ilaç ve tıbbi müdahale gereksinimlerinin karşılanmadığını ve kötü muameleye maruz kaldığını öne sürerek, kefaletle serbest bırakılması ya da ev hapsine çıkarılması talebinde bulundular.
Hakim bu talepleri reddetti. Daha sonra Cihantimur'un avukatı mahkemeye sundukları belgelerde Cihantimur'un son bir haftada 3 ayrı kavga olayına şahit olduğunu, bu kavgalarda gardiyanların çocuklara biber gazıyla müdahale ederek çocukları 3 gün hücreye koyduklarını anlattığını, kendisinin kullanması gereken ilaçların hala temin edilmediğini ve babasıyla telefon görüşmesi yapmasının 10 gündür bir türlü sağlanamadığını, bu kez de telefon numarasının sisteme yanlış girildiğini dile getirdi.
YÜZÜ YARA BERE İÇİNDE
Cihantimur'un avukatı Kelleher, Cihantimur ile bir görüşme geçekleştirdiğini de dile getirmişti. Kelleher, görüşmeye ilişkin "Ziyaretçi bölümündeki küçük bir odada görüştük. Cihantimur, gardiyan tarafından avukat odasına getirildi. Görünüşü endişe vericiydi. Yüzünün büyük bir kısmı kırmızıydı. Dudakları kanamış, yüzü yara bere içindeydi. Cihantimur'un bir cilt hastalığı olduğunu, normalde tedavisinin nemlendirici kremler ve reçeteli ilaçlarla yapıldığını ancak sağlık durumuyla ilgili yetkililerden yardım istemesine rağmen kendisine herhangi bir tıbbi yardım sağlanmadığını, bunun yerine kendisine su içmesinin söylendiğini ifade etti. Bana yaşadığı gözaltı koşullarını anlattı. İlk girdiğinde tıbbi bölümde tamamen tecrit altına alındığını, yastıksız bir yatakta yattığını, oda ışığının 24 saat açık kaldığını, odada çıplak tutulduğunu, okuması için hiçbir kitap bulunmadığını, sekiz saatte bir telefonla konuşmasına izin verildiğini söyledi. Yaptığım ziyaret boyunca Timur'u yaşadığı izolasyon yüzünden sıkıntılı ve duygusal olarak perişan bir halde gördüm" ifadlelerini paylaşmıştı.
BAŞKA BİR YERE NAKLEDİLECEK
Konuyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Cihantimur'un halen gözetim altında tutulduğu Connecticut eyaletindeki Manson Gençlik Enstitüsü'nden çocukların ve gençlerin kaldığı başka bir ceza yerleşkesine nakledileceği açıklandı.
Massachusetts Bölgesi Başsavcı Vekilli Joshua S. Levy'nin imzasıyla dava dosyasına eklenen belgede, savcılığın Cihantimur'u halen gözetim altında tutulduğu Manson Gençlik Enstitüsü'nden çocukların ve gençlerin kaldığı başka bir ceza yerleşkesine nakletme niyetinde olduğu ifade edildi.
VOA'nın haberine göre; Cihantimur'un avukatlarına nakil kararı ve yeni ceza yerleşkesinin adı ile yerinin iletildiği, naklin gerçekleşeceği tarihin de savunma avukatlarına bildirileceği kaydedildi.
Cihantimur'un avukatları mahkeme hakimi Donald L. Cabell'e sundukları son dilekçede, kefalet başvurularıyla ilgili hakim kararını beklediklerini belirtmiş, yargı süreciyle ilgili son durumun değerlendirileceği bir duruşmanın da en kısa zaman içinde yapılmasını talep etmişlerdi.
