İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk operasyonunda Ekrem İmamoğlu, "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, rüşvet almak, kamu kurum veya kuruluşlarının ihalesine fesat karıştırmak ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlarından tutuklandı. Sulh Ceza Hâkimliği'nin tutuklama gerekçesinde yolsuzluğun bütün boyutları özetlendi.
Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan ve kendisine tabi kişileri İstanbul Büyükşehir Başkanı olduktan sonra Büyükşehir Belediyesi'nin birim ve iştiraklerinin başına getirdiği, birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı nitelikli işler üzerinden ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet ve irtikap eylemlerini örgütlü bir şekilde işledikleri kaydedildi.
PARA AKTARILDIĞI TESPİT EDİLDİ
İBB'nin rüşvet çarkındaki iş adamlarının dikkat çekmemek adına yanlarında çalışan kişiler üzerine birçok şirket açarak Medya AŞ ve Kültür AŞ'den yüksek bedelli işler aldıkları, bazı şirketlerin tek işlik kurulduğu, bu şirketlerden paraların alt şirketlere aktarıldığı, alt şirketlerin de kendi aralarında sahte faturalar keserek dolaştırılan parayı örgütün tahsildarlarına elden verdiği kaydedildi.
'KOMİSYON' ADI ALTINDA PARA ALDILAR
İmamoğlu'nun kasası Fatih Keleş'in belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş adamlarından "komisyon" adı altında paralar aldığı belirtilirken yöneticiliğini İmamoğlu'nun şirketinin genel müdürü olan ve aynı zamanda akrabası Tuncay Yılmaz'ın yaptığı yapıda iş adamlarından temin edilen menfaatlerin örgüt lideri Ekrem İmamoğlu'nun ortağı olan şirketler üzerine alınarak kişisel zenginleşmesinin sağlandığı, yöneticiliğini Ertan Yıldız'ın yapmakta olduğu yapıda farklı belediye sınırlarında kalan bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları, belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının İmamoğlu'nun inşaatlarına para aktardığı vurgulandı.
İstanbul'da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin örgüt faaliyetleri kapsamında hukuka aykırı ele geçirildiği, bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları, belediyenin iş ve ihalelerini maddi menfaat karşılığında kendileriyle irtibatlı işadamlarına verdikleri, belediyeden alacağı olan kişilerin ödemesinin yapılması amacıyla kendilerinden "komisyon" adı altında para talep edildiği, vergi denetim raporları ve MASAK raporu ile 2021 ve 2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, söz konusu bu ihaleleri sadece kendilerine yakın kişilerin almasını sağladıkları belirlendi.
Kültür AŞ'nin reklam bütçesi harici bir bütçe oluşturarak örgüt mensuplarına ait şirketlere bu paraların muvazaalı sözleşmelerle aktarıldığı ve yüksek miktarda kamu zararına sebebiyet verdiği, imara aykırı yapılaşmalara göz yummak maksadıyla örgütün "kasası" olarak tabir edilen iş adamlarının üzerine gayrimenkul alımı yapıldığı ve elden nakit para alındığı vurgulandı.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklama kararında mahkeme "Suç örgütünün, lideri Ekrem İmamoğlu'nun emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapıda sürekli katalog suçları işlediği, öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılmıştır" dedi.
NAYLON FATURA KESİLDİĞİ BELİRTİLDİ
Belediyede yapılan yolsuzluklar da mahkeme kararında tek tek yer aldı. Ekrem İmamoğlu liderliğindeki suç örgütünde yönetici olan isimlerin eylemlerine de tutuklama kararında yer verildi. Yöneticiliğini Murat Ongun'un yaptığı yapıda belediye iştiraki Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinde yakın çevresi aracılığıyla birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, hayali ihaleler ile kamu kurumu zararına dolandırıcılık faaliyetleri gerçekleştiği, naylon faturaların kesildiği belirtildi. Yine İmamoğlu çetesinde yönetici konumundaki İBB'nin Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş tarafından "kasa" olarak tabir edilen iş adamlarına ihalelerde ayrıcalıklar tanındığı, rüşvet veya irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş adamlarının üzerine verildiği kaydedildi.
"TEK SÖZ SAHİBİ İMAMOĞLU"
Mahkemenin tutuklama gerekçesinde Ekrem İmamoğlu ile ilgili çarpıcı bir tespit de yer aldı. İmamoğlu'nun çıkar amaçlı suç örgütü lideri olduğu, örgüt içerisinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek söz sahibi olduğu belirtildi. Örgüt lideri ve yöneticisi olan İmamoğlu tarafından verilen talimatların diğer örgüt yöneticilerinin altında yer alan örgüt üyeleri eliyle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı belirtilerek örgüt yöneticileri tarafından gizli toplantı yapılarak ihale verilecek şirketlerin tespit edilip yan teklif verecek olan şirketlerin belirlendiği, ihale bedeli ve örgütün eline geçecek orana karar verildiği, tahsildar olan kişinin de örgütün üst yöneticilerinin yaptığı gizli toplantılara katılarak doğrudan bu paraları örgüt yöneticilerine teslim ettiği kaydedildi.
YOLSUZLUĞA RAĞMEN ADAYLIĞINI İDDİA ETTİ
Yolsuzluk iddialarını perdelemeye çalışan İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ederken, CHP lideri Özgür Özel ise ortada bir usulsüzlük olmadığını iddia ederek, seçmenleri ve gençleri sokağa çağırıyor. Ancak CHP içindeki yolsuzluk çarkı çok uzun zaman önceden sinyallerini vermeye başlamıştı. Sadece kısa bir süre önce bizzat CHP'li Canan Kaftancıoğlu tarafından, İmamoğlu "müteahhit kafalı ve şizofren" olarak ağır ithamlarla suçlanmıştı. CHP'nin eski Genel başkanı Kılıçdaoğlu ise CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nın şaibeli olduğunu dile getirmişti.
SÜRECİN TEK GALİBİ ÖZGÜR ÖZEL
Konuya ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulunan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde nasıl bir çark kurulduğunu, kongre ve kurultayın nasıl "şaibeli" hâle getirildiğini en iyi CHP yönetimi ve siyasi aktörleri biliyor. Bildikleri için de bugün söz konusu yolsuzluk operasyonunu, kendi iç hesaplaşmalarını sonlandırmak için bir fırsat olarak değerlendirdi." dedi. CHP içinde Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Kemal Kılıçdoroğlu arasında bitmeyen çok ciddi bir "taht, rant ve baht kavgası" olduğunu söyleyen Övür, "Özel, İmamoğlu'nun "emanetçisi" konumundaydı, İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında da adı konmamış bir rekabet vardı ve hepsinin üzerinde de ne yapacağı öngörülmeyen bir Kılıçdaroğlu kılıcı sallanıyordu. Partideki taht, belediyelerdeki rant ele geçirilmeden hiçbirinin "bahtı" açık olmazdı. CHP içinde yaşanan bu kördüğümü son terör ve yolsuzluk operasyonu çözdü. Böylece İmamoğlu devreden çıktı, Mansur Yavaş süreci doğru yönetemedi ve irtifa kaybetti, Kılıçdaroğlu ise bu gerilim ve kutuplaşma ortamında görünür olmaktan bile çekinir hâle geldi. Sürecin tek galibi ise Özgür Özel oldu. Özel, tıpkı İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığını alelacele öne alması gibi "Şaibe yok" dediği kurultayı da 6 Nisan'a aldı ve yapabilirse CHP'nin yeni "tek adamı" olur." ifadelerini kullandı.