Tarihi, Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan limonun 2 bin 500 yıl önce Hindistan'ın Kuzey Batı bölgesinde ilk kez tam anlamıyla yetiştirilmeye başlandığı düşünülüyor. Bu sebeple toksinleri atmaya yardımcı olmak ve sindirimi canlandırmak için kullanılan limonlu suyun da antik bir sağlık sistemi olan Ayurveda tıbbına dayandığı iddiaları kulağa mantıklı geliyor.
Limonlu suyun tarihine indikçe karşımıza oldukça ilginç bilgiler çıkıyor. Mesela eski Mısırlılar limon ve limon suyunu birçok zehre karşı ve hatta cesetleri mumyalarken bir çeşit koruma için kullandılar.
Eski Yunanlılar da limonu; yiyecekleri korumak, suyu temizlemek ve hatta bazı hastalıkları tedavi etmek için tercih ettiler.
Limon, Hindistan'tan sonra İspanya'ya, ardından Kuzey Afrika'ya, daha sonra daha tüm Avrupa'ya yayıldı. 1493'te de Christoper Columbus tarafından tohum olarak Amerika'ya götürüldü.
Limon ve limon suyunun tarih sahnesinde en etkili olduğu olay ise muhtemelen 1747'de gerçekleşti.
İskoç Doktor James Lind, C vitamini eksikliğinden muzdarip denizciler arasında iskorbüt hastalığını tedavi etmek için limon ve limon suyu kullandı.
Haydi biraz da güzel şeylerden bahsedelim. Hazırsanız sabahları limonlu su içmenin vücutta yarattığı 7 güçlü etkiyi açıklıyoruz…
TOKSİNLERİN ATILMASINA YARDIMCI OLUR
Karaciğeriniz gece uyurken vücudunuzun yenilemek için daha fazla efor sarf eder. Bu esnada da ertesi gün vücuttan atılmak üzere toplanan toksinleri doğal olarak biriktirir.
Sabahları limon suyu içmek, karaciğer fonksiyonunu desteklemeye ve toksinleri atmaya yardımcı olurken aynı zamanda karaciğere daha verimli çalışması için ihtiyaç duyduğu hidrasyonu sağlar.
Tüm dünyayı kereviz suyu ile tanıştıran "Medical Medium" kitabının yazarı Anthony William'a göre limon; vücudun bakteri, küf, maya ve mantar gibi patojenleri parçalamasına ve vücudunuzun korunmasına yardımcı olan mikro mineral tuzlar içeriyor.
CİLDİ PIRIL PIRIL YAPAR, YAŞLANMAYA MEYDAN OKUR
Limon, harika bir antioksidan ve C vitamini kaynağıdır. Bu da onu cildinizin taze görünmesi ve yaşlanma sürecini yavaşlatmasına yardımcı olan serbest radikal hasarıyla savaşmak için mükemmel kılar.
Yeterli C vitamini almak, yüzdeki ince çizgileri ortadan kaldırmak için gerekli olan kolajen üretimine de yardımcı olur.
ENERJİ SEVİYENİZİ ARTIRARAK RUH HALİNİZİ DÜZENLER
Yapılan pek çok araştırma, güne limon su içerek başlamanın enerji seviyenizi ve ruh halinizi yükseltmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Uzmanlar, limondaki negatif yüklü iyonların sindirim sistemine girerek vücut üzerinde doğal bir enerji artırıcı etkiye sahip olduğunu keşfettiler.
Hatta tek başına limon kokusunun ruh halini iyileştirdiği, stresi azalttığı bile kanıtlandı.
KİLO VERMEYİ KOLAYLAŞTIRIR
Gelelim en çok tartışılan konuya! Bu etkiyi limondan çok suya bağlamak asla yanlış olmaz. Alman araştırmacılar, yeterli su içmenin metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olabileceğini ve kalori yakma hızını artırdığını ortaya koydu.
Yapılan bir araştırmaya göre yaklaşık 500 ml su içenlerin içmeyenlere oranla metabolizma ve yağ yakma hızı yüzde 30 arttı.
YORGUN DÜŞMÜŞ KARACİĞERİNİZİ YENİDEN HAREKETE GEÇİRİR
Karaciğer yağlanması tüm dünyada giderek daha da yaygın hale geliyor. Eğer bu konuda doğru adımlar atılmazsa tablo daha da ağırlaşabilir. En iyi ihtimalle Tip 2 diyabete yakalananların sayısı hızla artabilir.
Karaciğer yağlanması yorgunluk, halsizlik, karın ağrısı, yüksek insülin seviyeleri ve yüksek trigliserit seviyeleri ile kendini gösterir.
Limonlu suyun içeriğindeki C vitamini de işte bu aşamada karaciğerdeki yağ hücrelerinin çözülüp dağılmasına katkı sunar.
VÜCUDU NEMLENDİRMEK İÇİN HARİKA BİR SEÇENEKTİR
Sabahları limonlu su içmek, hücrelerinizi aktive etmeye yardımcı olduğu için mükemmel bir çözümdür.
Sade bir su yerine taze sıkılmış limon suyu ekleyerek suyunuzu içmek, vücudu uyandırır.
Temel besinler ve bileşenlerin hücrelerinize daha derinlemesine taşınması için en güzel yollardan biridir.
HÜCRELERİ ALKALİZE EDEREK VÜCUT PH'INIZI DENGELER
Asit-alkali teorisine göre, günlük hayatta en fazla tükettiğimiz şeyler (şeker, süt ürünleri, et, rafine karbonhidratlar, kimyasal katkı maddeleri vb.) çok fazla asit içerir.