SERKAN KORKMAZ - SURVIVOR!
Galatasaray ilk 11'inde Etebo'nun varlığı kadar şaşırtıcı olmasa da Onyekuru, Fenerbahçe maçı öncesi kulübede başlayabilir diye düşünülüyordu. Yedek soyunan Belhanda ise muhtemelen sarı kart sınırında olması nedeniyle kulübedeydi.
Başakşehir'in kazandığı penaltı tuhaftı. Galatasaray penceresinden bakıldığında, kızılacaksa, VAR'a veya hakeme değil Marcao'ya kızmak daha doğru zannımca. Epureanu'nun kafasına çekiçle vurulmuşçasına kendini yerlere atmasınıysa hiç etik bulmadım.
Orta sahadaki zaaftan dolayı Galatasaray'ın ortası, savunmadaki Hollandalı ile santrfor oynayan Hollandalı'nın katkısıyla ayakta duruyordu. Nitekim ilk devre sonunda ileri çıkan Donk sezonun en güzel asistlerinden birine imza atarak Onyekuru'yu golle buluşturdu ve skor 1-0'a geldi.
İkinci Arda ve Etebo çıkıp, Muhammed ve Belhanda girince daha derli toplu bir takıma dönüştü Galatasaray. "Derli toplu" dedim ama maçın geri kalanındaki "Babel-Linnes" ikilisinden oluşan sağ kandın absürtlüğünü vurgulamadan geçemeyeceğim. Belki bir Atiba değil ama kulübünde "kadro dışı" dahi bırakılmış Donk, bir gol, bir asistle maçın adamıydı. Adam tam bir SURVIVOR!
Şimdi ülkeyi çok tuhaf bir derbi bekliyor. Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde iki hocanın, bırakın taktiği, hangi futbolcularla oynayacağı bile meçhul.
LEVENT TÜZEMEN - KABUĞU KIRDILAR!
Galatasaray, Aykut Kocaman'ın klasik derin alan savunmasını ancak 45. dakikada delebildi. Marcao'nun gereksiz yere yaptığı penaltıyı Muslera'nın kurtarması arkadaşlarına ciddi moral oldu.
Penaltı kararı öncesi Epureanu'nun darbe gelmediği şakağına buz torbasını koyması tamamen tiyatroydu. İlk yarı bittiğinde topla oynama ile pas yüzdeleri şöyleydi:
Galatasaray: yüzde 74, 302 pas
Başakşehir: yüzde 24, 104 pas
Başakşehir topa bile dokunmamış!
Galatasaray sürekli kapalı savunmayı aşmak için sağa, sola, geriye, kanatlara pas yapmak zorunda kaldı. Saracchi ile Linnes çizgiye inen bindirmeler yapsalar da aldıkları topları etkili ortaya dönüştüremediler.
Etebo-Taylan ikilisi rakibi karşılamada ve ikili mücadele kazanmakta başarılıydı ama araya atılacak final paslarında çabuk değildi Arda-Emre Kılınç ikilisi kanatlarda topla buluşmalarına rağmen Başakşehir duvarını aşacak paslaşmaları yapamadı.
Başakşehirli oyuncular topa değmedikleri gibi taç ve köşe atışlarını geç kullanarak zamanı tüketmeye çalıştılar. Bu tür kapalı savunmaları dışarıdan atılacak şutlar, duran toplar ya da hızlı hücumlar çözer.
Galatasaray 45. dakikada Donk'un mühendislik kokan isabetli pasına Onyekuru'nun ofsayta düşmeden yaptığı koşu sonrası kafa vuruşuyla golü buldu. Donk galibiyete damga vurdu, Onyekuru ile Galatasaray hücum anlamında çabukluk, hızlılık ve skor yapmaya başladı.