Nazif Karaman'ın haberine göre Dokuz yıl boyunca Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nca izlenen, hakkında istihbarat toplanan ve gizli askeri belgelere konu olan çiftlikteki yaşam özetle iki şeyden ibaret: Tarım ve ibadet. Çiftliğin sahibi, Nakşibendi Menzil tarikatının Bilvanis kolunun şeyhi Fevzettin Erol kamuoyunda çok tartışılan, kimsenin giremediği çiftliğin kapılarını SABAH Özel İstihbarat Bölümü'ne açtı ve muhabirimize önemli açıklamalarda bulundu. Erol, çiftliği 2002 yılında DP Milletvekili Abidin Potoğlu'ndan satın aldıktan sonra jandarma tarafından bölgeden çıkarılmaya çalışıldıklarını öne sürdü. '
JET SESİYLE UYANDIK'
Çiftliğin sahibi Fevzettin Erol, "Buraya geldikten hemen sonra jandarma tarafından rahatsız edilmeye başlandık. Jandarma, çiftlik yoluna 24 saat nöbetçi dikip, gelen geçen herkese kimlik soruyordu" dedi. Erol şu iddialarda bulundu: "Ziyaretçilere trafik cezaları yazılıyordu. İnşaatımızda çalışan kamyonlar sürekli bağlanıyordu. Bir gün çiftlik yoluna arabalar geçmesin diye taş bile dolduruldu. Çiftlikte ekmek pişirmek için fırınımız var, onu bile kapatmak istediler. Yaptırdığım evi mühürlediler. Avukata sorduk, encümen kararı olmadan mümkün değil deyince gelip bu kez mührü kendileri söktüler. Bir gün spora çıkmıştım, eşofmanlıyım, alay komutanı bizzat köye geldi. Benimle karşılaştı ve ayaküstü konuştuk. Bana 'Neden buraya geldin, sana burada taş üstüne taş koydurtmayız. Bu sevdadan vazgeç' dedi. Ben de tapulu malım olduğunu söyleyerek karşı çıktım. Bize irticacı olduğumuzu söyledi, reddettim. Bir komutanla bir astsubay gidip çevremizdeki köyleri dolaşıp bizim için PKK'lılar demiş. Dışlanmamızı istemişler. En çok bu zoruma gitti." Bilvanis Şeyhi Fevzettin Erol, belgelerde çiftlik üzerinde alçak uçuş yaptığından söz edilen savaş uçaklarını sorduğumuzda, "O jetler uykularımızı az bölmedi. Yataktan fırlıyorduk o alçak uçuş yapan jetler yüzünden. Ama bombalanacağı hiç aklıma gelmedi. Bilseydik yanımıza davet eder, 'Keşfinizi aşağıda yapın. Bizim gizlimiz saklımız yok, zaten her gelene kapımız açık' derdik. Resmi olmayan hiçbir iş yapmadık. Her işimiz kanuni."
'BABAM ASKERLE İYİYDİ'
Fevzettin Erol, 1991'de elini öpmek için sıra bekleyen 17 yaşındaki Murat Erol'un, eline tarım ilacıyla dolu şırıngayı batırması sonucu ölen Menzil şeyhi, babası Raşit Erol'un Gökçeada'da mecburi ikamete tabi tutulduğu dönemlerden beri komutanlarla ilişkilerinin iyi olduğunu söyledi. Erol, "Orgeneral Necdet Öztorun babamın yanına gelirdi ve sohbet ederdik. Menzil'de de hayatımız hep jandarma ile geçti. Ben askerimizi seviyorum. Ama bir orgeneralin böyle gündeme gelmesi, hatta bu işler sebebiyle tutuklanması beni üzdü" diye konuştu. Kazancının kaynağını sorduğumuz Fevzettin Erol, "Ankara'da 4-5 tane şirketimiz var. Eskişehir'de cam işlerimiz var. Afyon'da kaplıcamız var. Ben başında duramasam da ticari faaliyetlerimiz sürüyor. Milletten para toplamıyoruz asla" cevabını verdi.
TARIM VE İBADET KÖYÜ
Bilvanis Çiftliği Eskişehir Sivrihisar'a 45 km mesafede. Bozkırın ortasında, Sakarya Nehri'nin hemen yanı başında bulunuyor. İki yıl önce köy statüsü kazanan Bilvanis, Buhara ismini almış. Yeni inşa edilen köyde asfalt yollar da dâhil her şeyi Fevzettin Erol yaptırıyor. Köyde toplam 15 yapı var. İkisi Abidin Potoğlu döneminden kalmış. Diğerleri ise 2003'ten bu yana bizzat Fevzettin Erol tarafından yaptırılmış. Köyde, gelen ziyaretçilere yemek ikramı için yemekhane ve fırın da bulunuyor. Buraya gelen herkese üç öğün yemek veriliyor.
KÜLTÜR MERKEZİ
Çiftliğin etrafı patates, soğan ve buğday tarlaları ile dolu. Nohut önceleri ekilmiş, ama şimdi ekilmiyormuş. Çok sayıda meyve bahçesi ve bir de sera var. Fevzettin Erol'un verdiği bilgiye göre çiftlikte bin ton patates, bin ton soğan yetiştiriliyor. Ayrıca 600 ton buğday arpa alınıyor. Çiftliğin etrafı fidan dikilerek yeşillendirilmek istenmişse de bölgenin bitki örtüsünde ağacın yeri yok gibi. Bilvanis'te devam eden inşaatlar da var. En büyüğü bir kültür merkezi. Köyün en etkileyici yeri ise Fevzettin Erol'un, meyve bahçelerinin ortasından süzülen Sakarya Nehri'nin kıyısında misafirlerini ağırlaması için düzenlettiği mekân. Burada küçük bir şelalenin doğal dekorasyon olarak kullanıldığı görülüyor. Fevzettin Erol, bu mekânı sık sık kullandığını belirtiyor.