Türkiye'nin yüreğini yakan baskını, Diyarbakır'da 8 Ekim 2008 tarihinde polis servis otobüsüne saldırarak 4'ü polis 5 kişiyi şehit eden 'Reber' kod adlı Mehmet Şıh Yıldeniz'in gerçekleştirdiği öğrenildi. Terör örgütü PKK'nın Diyarbakır sorumlusu da olan Yıldeniz'in telsiz konuşmaları, olayın kasıtlı ve planlı bir saldırı olduğunu gözler önüne seriyor. Yıldeniz'in güvenlik güçleri tarafından tespit edilen telsiz konuşmasında, "Biz adamlar dışarı çıksın da saldıralım diye uğraşıyoruz. Adamlar sizin önünüzden geçiyor. Dürbünü kullanıp gerekeni yapın." ifadeleri dikkat çekiyor.
Aslen Diyarbakırlı olan Yıldeniz'in, polis aracına yönelik saldırıdan önce şehre geldiği, akrabalarının yanında kaldığı, keşif yapmak için de peruk taktığı belirlenmişti. Alınan bilgilere göre hakkında 2 ayrı dava dosyası bulunan Yıldeniz, 8 yıldan beri gıyabi tutuklu olarak yargılanıyor.
Menfur saldırı, Diyarbakır'ın Silvan ilçesi ile Kulp ilçesi arasındaki Dolapdere köyünün yaklaşık 1 kilometre uzağında gerçekleşti. PKK'nın 9 Temmuz'da kaçırdığı iki asker ve 1 sağlık görevlisini bulmak için 5 günden beri arazide dolaşan Silvan 4. Taktik Jandarma Komando Alay Komutanlığı'na bağlı yaklaşık 150 kişilik askerî birlik, 14 Temmuz günü öğlen saatlerinde mola verdi. Arazi yapısı olarak çanağı andıran Dolapdere köyünün üst tarafındaki bir tepe 'geçici üs bölgesi' olarak belirlendi.
Tepenin hakim bir noktasına iki nöbetçi bırakıldı. 40 derece sıcağın altında yorgun düşen askerler, 3-4 kişilik gruplar halinde silahlarını çatarak ağaç gölgelerinde istirahate çekildi. Bölgedeki yaklaşık 10-15 kişilik terörist grubu yönlendiren 'Reber' kod adlı Mehmet Şıh Yıldeniz, telsizle saldırı talimatı verdi. Yıldeniz'in güvenlik güçleri tarafından tespit edilen telsiz konuşmasında, elemanlarına, "Biz adamlar dışarı çıksın da saldıralım diye uğraşıyoruz. Adamlar sizin önünüzden geçiyor. Dürbünü kullanıp gerekeni yapın." demesi dikkat çekiyor.
Ardından askerlerin hareketlerini dürbünle gözetleyen terörist grup, saldırıyı yapmak üzere harekete geçti. 3 ayrı gruba ayrılan PKK'lılar, komando birliğinin konuşlandığı tepenin karşısında bulunan nispeten daha yüksek olan diğer tepeye, uzun mesafeden etkili atışlar yapabilen bir Biksi yerleştirdi. Diğer iki grup da askerlerin sağına ve soluna geçti. Önce Biksi ve uzun namlulu silahlarla karşıdan ateş açıldı. Tepede nöbet tutan 2 asker şehit edildi. Ardından sağdan ve soldan ilerleyen teröristler, askerlere oldukça yaklaştı. Peş peşe el bombaları atan teröristler, bir yandan da Kalaşnikoflarla askerleri taradı. Bu sırada alev alan otlar, büyük bir yangını beraberinde getirdi. Rüzgârın da etkisiyle alevler askerlerin üstüne doğru ilerledi. Askerler geriye doğru çekilirken, yaralı durumdaki Mehmetçikler de sürünerek yangın bölgesinin dışına çıkmaya çalıştı.
İlk şoku atlatan askerî birlik, karşılık verince teröristler kaçarak izlerini kaybettirdi. Olayda 13 asker şehit düşerken 2 PKK'lı da öldürüldü. Çatışmadan yaklaşık 1 saat sonra olay yerine helikopterler geldi. Cobra'lar, kaçan teröristleri etkisiz hale getirmek için havadan ateş desteği sağlarken, Sikorsky'ler yaralı askerleri hastaneye taşıdı. Otopside, hayatını kaybeden askerlerin tümünde mermi yarası tespit edildi. Silahla vurulan askerlerin daha sonra çıkan yangından etkilendiği anlaşıldı. Kaçırılan askerleri bulmak üzere yürütülen operasyonu, birlik jandarmaya bağlı olmasına rağmen Diyarbakır'daki 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak'ın yürüttüğü belirtildi.
Batman'dan komuta edilen ve genellikle sınır bölgesinde görev yapan Heron'ların bölgeye sevk edilmediği öğrenildi. Terör örgütüne yakın internet sitelerinin gündeme getirdiği, "Yangını savaş uçaklarının attığı bombalar çıkardı. Askerler, dost ateşinde öldü." iddiasının da gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Uçakların attığı bombaların büyük çukurlar oluşturduğuna dikkat çeken güvenlik güçleri, olayın yaşandığı bölgede herhangi bir çukura rastlanmadığının altını çiziyor. Olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı inceleme de sürüyor. Özel yetkili cumhuriyet savcılığı, operasyona katılan bütün askerlerin ifadesini almaya başladı.
SALDIRININ FAİLİ, 5 YILDIR LİCE KIRSALINDA
Diyarbakır'daki polis servis aracına yönelik saldırı ve Silvan eyleminin başaktörü PKK'lı Mehmet Şıh Yıldeniz, 'Reber' kod adını kullanıyor. Aslen Diyarbakırlı olan Yıldeniz'in, polis aracına yönelik saldırıdan önce Diyarbakır'a geldiği, akrabalarının yanında kaldığı, keşif yapmak için de peruk taktığı belirlenmişti. Yıldeniz hakkında 2 ayrı dava dosyası bulunduğu ve 8 yıldan beri gıyabi tutuklu olarak yargılandığı öğrenildi. Yıldeniz, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2000 yılından beri 15 yıl hapis talebiyle yargılanıyor.
Yıldeniz'in 1999 yılında PKK'ya katıldığı belirtiliyor. Mehmet Şıh Yıldeniz'in örgütün dağ kadrosuna katıldıktan sonra Irak'ın kuzeyindeki Hakurk, Hınere, Zap ve Haftanin kamplarında askerî ve siyasi eğitim aldığı belirlendi. Örgütün askerî kanadı olan HPG'nin Kuzey Irak'ın Behdinan bölgesinde gerçekleştirdiği 4. konferansında 1 Haziran 2004 tarihinden itibaren yeniden silahlı eylemlere başlama kararı alması üzerine Mehmet Şıh Yıldeniz'in 2006 yılında 15 kişilik grupla Zap kampından Diyarbakır kırsalına gönderildiği ve 5 yıldan beri Diyarbakır kırsalında olduğu öğrenildi. Yıldeniz'in, Diyarbakır'ın Lice ve Bingöl'ün Genç ilçesi arasında kalan Akdağlar adı verilen bölgenin genel sorumlusu olduğu kaydedildi.