ÖZAL HALKIN İMANINI PAYLAŞIYORDU
Turgut Özal, Şahı Nakşibendi hazretlerinin kabrini ziyaret edip döndükten bir müddet sonra vefat etti. Halk cenazesini tekbirlerle kaldırdı. Milyonlarca insan ağladı ve sokağa döküldü. Çünkü Özal, sivil bir Cumhurbaşkanıydı ve halkın içindeydi, halkın imanını paylaşıyordu.
ERBAKAN BAŞÖRTÜSÜ İÇİN ÇİLE ÇEKTİ
Arkasından Erbakan geldi. Erbakan'ı, "savunan adam" diye tanıdık. Başörtüsü için çile çekmiş bir adamdır. Rahmetli Erbakan ile çok görüşmüşümdür. Ne kadar samimi bir mümin ve sadık bir Müslüman olduğunu çok iyi biliyorum. Halk, Erbakan'ın cenazesini elden ele taşıdı.
ERDOĞAN İSE ÜMMET İÇİN BİR FIRSATTIR
Başbakan Erdoğan'ı ise özel olarak çok seviyorum. Siyasi, politik mülahazaların üzerinde bu cümleyi kullanıyorum. Erdoğan, İslâm ümmeti için bir fırsattır. Ümmet de bunun farkında. Türkler, yurtdışına çıktığından artık itibar görüyor. Arap âlemi, bize neler olduğunu soruyor. Ümmet, "ne oluyor?" diyen, sorgulayan, dik duran liderler istiyor. Eğer Erdoğan bunu vermişse muhalefetin de, "bu konuda arkandayız" demesi lazım.
Annesinin mevlidinde Kur'an-ı Kerim tilavet eden Başbakanı bu millet Elhamdülillah gördü. Başbakan; başörtüyü eğer serbest bırakmışsa, okullara Kur'an ve siyer dersini koymuşsa, Kur'an kurslarının önünü açmışsa, benim öğretim üyesi olduğum ilahiyatta düne kadar öğrenci sayısı 200'e kadar düşmüşken bugün binlerce öğrenci varsa; ben bu işi yapan insana "Allah sonuna kadar seninle beraber olsun" derim. Bunun siyasetle, politikayla hiçbir ilgisi yok. Onun için Mevlam hizmet eden, gayesi Allah ve Peygamber olanın önünü açsın ve biz dualarımızla en azından onlara destek olmamız gerekir. Biz kimseden çekinmeden, ürkmeden, her doğrunun arkasında olmak zorundayız.