Bakan Yıldız, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile arama kurtarma çalışmaları hakkında maden sahası yakınlarındaki toplantı alanında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Yıldız, maden kazasıyla ilgili çalışmalarda dünden bu yana bazı konularda mesafe kat ettiklerini ancak bazı konularda aynı ilerlemenin sağlanamadığını, desandre ve nefeslik olarak tanımlanan maden ocağına iki girişe ek olarak MTA tarafından açılan bir sondajla üçüncü bir giriş elde etmek istediklerini, 172 metrelik sondajı tamamladıklarını, basınçlı hava verildiğini ancak buradan istedikleri sonucu elde edemediklerini söyledi.
Ocağın her iki taraftan bir kapalı kutu gibi çamurla ve kil tabakasıyla kaplandığını anladıklarını, suyun getirdiği çok ciddi bir basınçla beraber ocak içindeki tahkimatların bozulduğunu, çamurlu tabakanın her tarafı kapladığını gördüklerini anlatan Yıldız, şu bilgileri verdi:
"Dolayısıyla izole bir sistemle karşı karşıyayız. Desandredeki tahkimat ve pasa alma çalışmaları olanca hızıyla devam ediyor. Nefeslikte ise zannediyoruz ki maden ocağının kendi içindeki suyla beslenen ama ciddi tehdit oluşturmayan bir su miktarı var. Bu su tahliye ediliyor. Bununla ilgili bir problem yok.
Dün sayın bakanlarımızla beraber indiğimiz, bugün arkadaşları tekrar gönderdiğimiz yapıda, basına dağıttığımız görüntülerde de izleyeceksiniz, karbondioksit seviyesinin yükseldiğini, oksijenin düştüğünü, bir miktar metan gazıyla alakalı ölçümlerin yapıldığı bir noktaya geldik. Daha da dikkatli olmamız lazım. Vagonların ters döndüğü, yanında ahşapları ve tahkimat malzemelerini sürüklediği bir manzarayla karşı karşıya kaldık. İşimizin kolay olmadığını dün söylemiştim. Bunun bugün bir kez daha altını çizmek isteriz. Zamana ihtiyacımız olabilir. Ne kadar zamana ihtiyacımızın olduğunu da her geçen metreyle, karşımıza çıkan her yeni tabloyla, ancak o zaman belirleyebiliriz. Şu anki geldiğimiz nokta tahmin ettiğimizin de üzerinde zor bir nokta."
Yüksek basınçlı su bariyer oluşturmuş
Yıldız, vagonları devirecek kadar güçlü olduğunu gördükleri su basıncının en az 5-6 atü'lük bir birimle geldiğini tahmin ettiklerini, basıncın tahkimat malzemelerini de sürükleyerek bir bariyer oluşturduğunu ifade etti.
"Yani biz şu anda arama kurtarma faaliyetleriyle alakalı o bariyerin daha ötesine geçebilmiş değiliz" diyen Yıldız, nefeslikte vagonların çıkışını sağlayacak mekanizmayı hazırladıklarını, ocak içinden pasa çıkışlarının düzenli bir şekilde aktarılmasının gerektiğini ifade etti.
Yıldız, "Bir nevi 1250-1300 metrelik maden ocağının altındaki tüm yapıyı belki de tek tek elden geçirmemiz gerekiyor. Şu anki karşılaştığımız tablo bu" diye konuştu.
"Ulaşabildiğimiz kardeşimiz yok"
Mahsur kalan madenciler veya onlara ait eşyalara ulaşılıp ulaşılmadığı yönündeki bir soru üzerine Yıldız, "Hayır şu anda bununla alakalı ulaşabildiğimiz bir kardeşimiz yok. Dün de söylemiştik, spekülatif haberler sıkça yapılıyor. Bunları doğru bulmuyoruz, aileler, acı çekenler adına doğru bulmadığımızı söylememiz lazım" dedi.
Yıldız, madendeki suyun kaynağının ne olduğuna ilişkin kesin bir bulguya henüz ulaşılamadığını, şu anda akan suyun maden ocağının kendi beslediği su olduğunu, faciaya neden olan suyun nereden geldiğiyle ilgili yargıya varmak için erken olduğunu anlattı.
Bu konuda eski bir maden ocağında biriken yağmur ve yüzey sularından kaynaklanan deponun bir anda boşalması veya nehir, ırmak gibi bir suyun oraya akmasıyla ilgili iki ihtimalin bulunduğunu anlatan Yıldız, eski bir maden ocağı ihtimaliyle ilgili bir soru üzerine ise şöyle konuştu:
"Bir kusur var ortada, bu kusur oradaki eski maden ocağına girmekten kaynaklanıyorsa sizlerle paylaşacağız. Ama bunu söylemek için henüz erken. Böyle bir ihtimal yok mu, böyle bir ihtimal var. O yüzden bunu ancak ocağın içi temizlendikten sonra, oradaki toprak nerede yarıldı, nereden orada deşarj oldu, onu belirledikten sonra yapacağız. Maden ocağının o bölümüne girilmediği için bu konuda henüz bir fikir oluşmuş değil."
"O bölgelere de giriliyor"
Su ve çamurun toplam hacminin 2 bin 500 ton olduğunu, oluşan bariyerlerden dolayı buraya giremediklerini anlatan Yıldız, "İşçilerin bulunma ihtimalinin yüksek olduğu bölgelere girildi mi ?" sorusu üzerine, "Bugün o bölgelere de giriliyor, hem oksijen hem metan hem de karbondioksit seviyeleri olduğu için çok daha dikkatli çalışılması lazım. Dün bir keşif yapıldı ama henüz bir kardeşimize ulaşabilmiş değiliz" dedi.
Ulaşılamayan noktadaki su veya çamurun çekilmesi için her türlü ekipmanı hazır tuttuklarını anlatan Yıldız, "Bu konuda bilimsel olarak tavsiyeleri, önerileri olan varsa, Türkiye'nin her tarafından bu önerilere açık olduğumuzu belirtmek isteriz" diye konuştu.
Çamurlu suyun tahliyesi konusunda herhangi bir ekipmana ihtiyaç duyulmadığını da anlatan Yıldız, çalışmaların ne zaman biteceğiyle ilgili bir süre veremediklerini belirtti.
MTA'nın sondajı sonucu istedikleri oranda çamur ve su alınamamasının orada bir nevi odacığın oluşmasından kaynaklandığını, bu bölgenin ocağın iki girişinden ayrı, izole bir durumda olduğunu ifade eden Yıldız, adli sürecin kendi seyrinde ilerlediğini, başsavcılığa lojistik destek verdiklerini, idari soruşturmayla ilgili bir kısım bilgilerin de zamanı geldiğinde paylaşılacağını sözlerine ekledi.