Arınç, 5 gün önce Filistin'de bakan statüsünde kabul edilen, Yahudi Yerleşim Birimi ve Ayrım Duvarıyla Mücadele Komisyonu Başkanı Ziyad Ebu Ayn'ın, İsrail güçlerinin göstericilere müdahalesi sırasında hayatını kaybettiğini, bundan derin bir üzüntü duyduklarını belirterek, merhuma Allah'tan rahmet ve ailesine başsağlığı dileğinde bulundu.
Filistin halkı ile dayanışma içinde olduklarını, acılarını yürekten paylaştıklarını dile getiren Arınç, "Bu üzüntü verici olay, İsrail'in Filistin topraklarında süregiden işgalinin bir sonucudur. İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarında sürdürdüğü, yasa dışı yerleşim faaliyetleri ve insanlık dışı uygulamalarıyla Filistin halkının temel hak ve özgürlüklerini ağır bir şekilde ihlal etmektedir. Bu son yaşadığımız acı olay da bu davranışlarının sonucudur" diye konuştu.
Bu haftanın Hazreti Mevlana'nın vuslatının 741. yıl dönümünü anma haftası olduğunu belirten Arınç, vuslatın, Çarşamba, Konya'da dualarla kutlanacağını ve bu toplantıya, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bazı bakanların bizzat katılacağını söyledi.
Arınç, "Bize birlik beraberliği, kardeşliği, dostluğu ve aşkı tavsiye eden Hazreti Mevlana'yı, vefatının 741. yılında, bir kez daha rahmetle minnetle ve şükranla yad ediyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, TBMM'de bütçe görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, bu görüşmeler dolayısıyla 3 bakanın toplantıya katılamadığını bildirdi. Geçen hafta, Başbakan Davutoğlu'nun da Polonya seyahati dolayısıyla Bakanlar Kurulu yapılamadığını hatırlatan Arınç, "Toplantıda, hem Polonya seyahati ve onun öncesi ve sonrasında yaptığı dış temaslar hakkında, Sayın Başbakanımız bilgi verdi. Türkiye'yi de İngiltere ve İtalya Başbakanları ziyaret etmişlerdi. Yine hafta sonu, 4 il kongremize katıldılar. Bu kongreler sırasında Sayın Başbakanımızın halkla temasları oldu. Sayın Bakanlarımız da görevlendirildikleri kongrelere katılmış oldular" şeklinde konuştu.
11 Aralık'ta, Uyuşturucuyla Mücadele Şurası'nda alınan kararlar kapsamında, uyuşturucuyla mücadelede iyi eğitilmiş narkotimlerin faaliyete başladığını, bin narkotim polisinin pilot olarak seçilen 11 ilde görevlerine başladığını ifade eden Arınç, "Henüz bir iki gün geçmişti, çok büyük bir uyuşturucu operasyonuyla takriben 500 kilo civarında, morfin, bazmorfin ele geçirilmiş oldu" dedi.
Toplantıda, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın kendi bakanlık çalışmaları, Brüksel ve fasıllarla ilgili konularda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin, gümrüklerle ilgili genel bir bilgi sunduğunu anlatan Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in de bakanlığın bazı çalışmalarına ilişkin bilgi verdiğini kaydetti.
Arınç, Türkiye'de yaşanan iç ve dış gelişmelerin de Bakanlar Kurulunda ele alındığını ifade etti.
-"Paralel yapıya" yönelik operasyon-
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Arınç, İstanbul merkezli 13 ilde yürütülen operasyon kapsamında "Fethullah Gülen'in de gözaltı listesindeki 32. isim olduğu" iddialarıyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"Bildiğiniz gibi, bu kişiler ve yapılan operasyonla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Halis Salihoğlu imzasıyla 14 Aralık günü bir açıklama yapıldı. Bu açıklamada belli bir dosya numarası var, basına da dağıtıldı. Soruşturma dosyası kapsamında bir kısım medya mensupları ve emniyet görevlilerinin sahte delil üreterek sözde 'Tahşiye' suç örgütü hakkında soruşturma yaptıklarının tespiti üzerine, bu soruşturma kapsamında 31 isimden müteşekkil, bunlara yönelik olarak silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, örgüt kapsamında sahtecilik, iftira suçlarından ifadeleri alınmak üzere şüpheli sıfatıyla gözaltına alınma talimatı verilmiştir. Burada bir 32. isim yok."
Bu konuyla ilgili değerlendirmeleri de olduğunu belirten Arınç, "operasyonun kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırmış olabileceğini, birtakım eleştiriler gelmiş olabileceğini" anlattı.
Arınç, "İsmi geçen şahısları kamuoyu yakından tanıdığı için buna yönelik bazı endişelerini ifade etmiş olabilir. Ancak biz hükümetiz, yürütme organıyız ve Türkiye'de bildiğiniz gibi Anayasa çerçevesinde erkler ayrılığı veya güçler ayrılığı prensibi var. Bir tarafta yasama organı, bir tarafta yürütme bir tarafta da yargı var" değerlendirmesini yaptı.
-"Siyasi bir süreç değil, hukuki bir yargı sürecidir"-
Arınç, şunları belirtti:
"Bu siyasi bir süreç değil, hukuki bir yargı sürecidir, hukuki bir süreçtir. Hepinizin bildiği gibi yargı sürecidir. Burada kolluk kuvvetlerinin bir şekilde kullanılmış olması, esasen bu sürecin gereğidir. Soruşturmayı savcılar yapar, mahkemeler değerlendirir, savcı ve hakimlerin talimatıyla da emniyet güçleri veya kolluk kuvvetleri kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. Yani gazete binasına polisin gitmiş olması, bu sürecin yürütmeyle ilgili olduğunu değil bir yargı süreci olduğunu gösterir."