HER SÖZÜ SENARYO OLDU
Gülen ifadeleri neredeyse harfi harfine dizi senaryosuna dönüştürülürken, 10 Nisan 2009'da Zaman Gazetesi'nde Hüseyin Gülerce'nin köşe yazısı aynı konuda oldu. 15 ve 26 Nisan 2009 tarihinde Bugün Gazetesi yazarı Nuh Gönültaş, aynı konuyu işledi. Bu köşe yazıları ve haberler üzerine düğmeye basan emniyet, Mehmet Doğan ve cemaat üyelerini 7 ay boyunca teknik takibe aldı. 29 Nisan 2009 tarihinde ise İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, "Radikal Tahşiye Grubu Faaliyetleri" konulu istihbarat raporunu İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne iletti. 5 Mayıs 2009'da Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca "Radikal Tahşiye Grubu" adıyla soruşturma başlatıldı. 9 ay sonra, soruşturma "Radikal Mehmet Doğan Örgütü" olarak değiştirildi. 22 Ocak 2010'da ise Türkiye genelinde 122 Tahşiyeci, El Kaideci diye gözaltına alındı. Operasyon aynı Gülen'in aylar önce anlattığı gibiydi. Paralel polisler, operasyon yaptığı evlerde tıpkı Gülen'in "Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler. Onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da verebilirler... Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da kalaşnikoflar verirler ellerine..." dediği silahlar buldu.
BİZZAT GÜLEN'E DAVA AÇILDI
Aramalarda, 2 el bombası, 1 sis kutusu, çok sayıda fişek, kitaplar ve krokiler bulundu. Yapılan incelemede, mühimmatlarda sanıkların değil operasyonu yapan polislerin parmak izine rastlandı. Ama şüpheli delillere rağmen gözaltına alınan Tahşiyeciler, 17 ay hapis yaptı. Davaları ise sonlanmadı. Tüm bu kumpas planı ise Tahşiye Yayınevi'nin kurucusu Mehmet Nuri Turan'ın şikayeti üzerine ortaya çıktı. Tahşiyeciler'in lideri Mehmet Doğan ile 17 ay tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olan Turan, "Mehmet Doğan Hoca'nın Fethullah Hoca ile bir fikir ayrılığı oldu. O ayrılık üzerine bize operasyon yaptılar. Gülen'in şahsında hepsinden şikayetçi olduk" diye konuştu.
BOMBA KUMPASINI İTİRAFÇI POLİS ÇÖZDÜ
Fethullah Gülen'in talimatı ile Nur cemaatine bağlı "Tahşiyeciler" grubuna kumpas kuran Paralel Yapı, bitirici darbeyi içerden yedi. Tahşiyeciler'i evlerine bomba koyup El Kaide'ye bağlamaya çalışan çete, bir polisin ifadeleriyle açığa düştü. 17 Aralık sonrası 30'a yakın itirafçıdan biri olan polis, bomba kumpasını anlattı. Tahşiye grubundan Turgut Yıldırım'ın evine yapılan baskında, Yıldırım abdest almaya gidince bombaların bulunduğunu belirten polis, zaten operasyonda görev yapan üç polisin ifadelerinde de bombayla ilgili bilgilerin çeliştiğini belirtti. Bombalarda bahsi geçen üç polisin parmak izi çıkınca, emniyet "Böyle durumlar olur" açıklaması yapmıştı. Ama gizli tanığın ifadesiyle operasyonun kumpas olduğu anlaşıldı.
O AMİRLERİ DEŞİFRE ETTİLER
Paralel örgütün tetikçileri, "Tahşiye Operasyonu"nu yürüten Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli emniyet müdürlerini internetten açık açık tehdit etti. Sosyal medya üzerindeki bazı hesaplarda; 'Tahşiye Operasyonu'nu yapan emniyet müdürlerinin isimleri, rütbeleri ve görev yerleri tek tek yazıldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, İstihbarat Şube Müdürü Edip Vural ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Kayhan Ay'ı hedef gösteren tetikçiler, "Bu operasyonun hesabını vereceksiniz" diyerek tehditler savurdu. Emniyet müdürlerine belgede sahtecilik ve kumpas suçlamaları da atıldı. Bu karalamayı yöneten paralelcilerin sosyal medya hesapları ile ilgili inceleme başlatıldı.
DUMANLI ŞOV YAPIYOR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Paralel Yapı'ya yönelik operasyonda gözaltına alınan 29 kişiden 11'i savcılık sorgusu sonrası serbest bırakıldı. Firar eden gazeteci Nuh Gönültaş ile polis müdürü Mustafa Kılıçarslan'ın da arandığı bildirildi. Şüphelilerden, Samanyolu televizyonunda yayınlanan "Tek Türkiye" dizisinin senaryo ve yapım ekibinden Elif Yılmaz, Ebru Şenvardar ve Naci Çelik Berksoy, ifadelerinden sonra dün gece serbest bırakılmıştı. Dün sabah ise Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Şahin ve Makbule Cam Alemdağ, ifade verdikten sonra serbest kaldı. Listenin sürpriz ismi olan Zaman'ın eski yazarı Hüseyin Gülerce de dün emniyete giderek ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra konuşan Gülerce, "Ekrem Dumanlı meseleyi işte demokrasi, basın özgürlüğü tarafına çekti. Türkiye çok ciddi bir dönemin içinden geçerken şov yaparak kimse meseleyi başka yere çekmesin. Kumpas kurulmuş gibi bir şey var. Bunun aydınlatılması lazım" dedi.
KORKMAYIN ANLATIN
Gülen ve örgütünün tüm kumpaslarını ortaya çıkardı. Bu nedenle hakkında sayısız dava açıldı. Hapiste yattı. Ve emekli Albay Hakim Ahmet Zeki Üçok, paralel medya ve emniyete yönelik operasyonla ilgili konuştu. "Cemaat hizmet diye bir şey yok. Bir suç örgütü var. Kimse medya özgürlüğü altına sığınarak illegal bir örgüte sahip çıkmasın" dedi. Ardından da şunları söyledi: "Söz konusu operasyonları yürüten savcılara ve polislere destek olunmalı. Kim ne biliyorsa hiç çekinmeden anlatmalı. Çekiniyorsanız bana anlatın. Ben sizin adınıza takipçi olurum."
CERRAH'İ MÜDAHALE
Paralel Örgüt'le ilgili soruşturma sürerken, dün İstanbul'da önemli bir gelişme yaşandı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah, şüpheli sıfatıyla dinlendi. Osmaniye Valisi'yken 17 Aralık sonrasındaki değişikliklerde merkeze alınan Cerrah, Dink cinayetinde kamu yöneticilerinin ihmali olduğuna ilişkin İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Cumhuriyet Savcısı Yusuf Hakkın Doğan'a 2 saat 'şüpheli' olarak ifade verdi. Cerrah, adliyeden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı.
DEMİREL NOSTALJİSİ
Yıllardır Pensilvanya'daki malikanesinden müritlerine emirler yağdıran, 17 Aralık sonrası paralel çete tek tek çökertilirken "Siz orada kalın. Gerekirse tutuklanın" diyen Fethullah Gülen, paralel operasyon sonrası yine vaaz verdi. Kendilerine saldıranları Firavun'a benzeten hoca, kandırdığı cemaatine bir de sır verdi. Gülen "Bu bir sırdır söylemek doğru değil ama ben size söylemeden edemeyeceğim" dedikten sonra 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 20 tane devlet başkanına mektup yazarak kendilerine referans olduğunu açıkladı. Turgut Özal'ın da benzer hizmetleri olduğunu anlatan Gülen, "Bundan evvelki Cumhurbaşkanı da değişik yerlere telefon etti" dedi. Müritlerine 'Yerinizde kalın' diyen hoca yine dönmekten bahsetmedi.
VELİ SARIBOĞA - Ferit ZENGİN - Emir SOMER