"Daha önce bir çocuğun süt dişleri diye kalıcı dişlerinin çekilmesi gibi kötü örnekler nedeniyle ameliyatın sıkıntılı bir süreç olacağını düşünüp, bu yüzden İzmir'in sayılı hastanelerinden birini tercih ettik. Benzer sorunlarla karşılaşmamak adına iyi bir araştırma yaptık. Ameliyat yaklaşık 1 saat sürdü. Ameliyatın ardından doktorla görüştüğümüzde, bize çocuğun durumunun iyi olduğunu ve eve götürebileceğimizi söyledi. Ancak biz ne olur ne olmaz diye bir gece daha kalmak istedik. Doktor bize çocuğun iyi olduğunu söyledi ama çocuğun ağzı açık, burnundan sağlıklı nefes alamıyordu. O geceyi bir şekilde atlattık ve ertesi gün taburcu oldu eve getirdik."
"KONTROLDE DE FARK EDİLMEDİ"
Eve geldiklerinde çocuğunun şikayetlerinin arttığını savunan Mesut Şen şunları anlattı:
"Su bile içemiyor, yemek yiyemiyordu. Ağzı açık uyuyordu, 20 saniye boyunca nefesini tuttuğu oluyordu. Sürekli burnunda akıntı oluyordu, onu da pompayla çekiyorduk. Ameliyattan 2 gün sonra doktorunu aradık, kontrole çağırdı. Çocuğu besleyemediğimizi söyledi. Ağzında öyle bir koku vardı ki yanına yaklaşılmıyordu, gazlı bez artık içerde iltihaplanmış. Üzerinden 6 gün geçtikten sonra tekrar hastaneye gittik, kontrol için ve yine müdahale edilmedi. Çocuk ısrarla eve gitmek istemesine rağmen, eşim bir şeyler yemesi için bir restorana götürmüş. O sırada çocuk kusmaya çalışıyor, o anda da bez çıkıyor ağzından. Eşim doktoru aramış ve hemen hastaneye çağırmış. Çocuğum ölümden döndü. Bizim yaşadıklarımız keşke başkalarının başına gelmese. Artık gerekli önlemler alınsın."
HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTILAR
Yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan anne Gökşen Şen, hukuki mücadele başlattıklarını söyledi. Gökşen Şen, "Son kontrolden sonra hastaneden çıkarken, doktor bey, çocuğun hareketlerinin normal olmadığını, tek çocuk olması nedeniyle şımarık davrandığını söyledi. Ama biz çocuğa bir şey yediremiyorduk. Sürekli uyumak istiyordu ve o gün akıntı da durdu. Ben o gün zorla çocuğuma yemek yedirdim. Ayağa kalkınca dili dışarı çıktı zannettim. Ne yapacağımı bilemedim, hemen doktoru aradım. Çocuğu hastaneye götürmemi istedi. Bu sırada çocuğum fenalaşınca, yavaş yavaş bezi çekip çıkarttım ve hastaneye götürdüm. Orada beni sakinleştiren doktor, benden bezi istedi. Ondan sonra başka bir doktora gittim ve çocuğun yaşadığı bütün şikayetler bitti. Diğer doktor, 'Çocuğu iyi ki uyutmamışsınız' dedi. Benim buradan anladığım, eğer ben çocuğumu uyutsaydım, son uykusuna dalacaktı. Yaşadıklarımız nedeniyle terapi görmeye başlayacağız. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk" diye konuştu.
"DAHA DİKKATLİ OLUNSUN"
Sağlığına kavuşan ve eğitimine devam eden minik Timuçin ise "Bez boğazımdayken nefes alamıyordum, yemek yiyemiyordum. Boğulacak gibi hissediyordum. Şu an iyiyim. Ben herkesin dikkatli olmasını istiyorum. Bir daha böyle şeyler yaşanmasın" dedi.