HDP'nin kirli planı!

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "PKK, kendi amacına hizmet etmek için 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' onun derdinde. Böyle bakınca ortada makas değişikliği var. Öcalan, şubat başında mesaj verdi, şubatın son günü anca açıklayabildiler çünkü ayak diriyordu Kandil, bir makas değişikliği oldu" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :30 Mayıs 2015 , 00:00 Güncelleme Tarihi :31 Mayıs 2015 , 00:13
HDP’nin kirli planı!

İÇİNDEKİLER

Yalçın Akdoğan, Ülke TV'de "Gündem Özel" programında gündeme dair soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Ankara'daki seçim atmosferini nasıl gördüğü sorulan Akdoğan, uzun zamandır seçim kampanyasını başlattıklarını, diğer partilerin ise sadece son birkaç haftadır kampanyalarını sürdürdüklerini söyledi.

Akdoğan, ilçe, köy ve mahalleleri gezdiklerini ve diğer partilerin ortalıkta olmadığını ifade ederek, "Partilerin araziye bütün gücüyle yüklenmesi gerekir ama hiç kimse ortalıkta yok. Bu aslında yeni bir durum, daha önceki seçimlerde böyle olmazdı. Teşkilat ve adaylar olarak arazide yoklar. Bu şöyle bir şey: Bu siyasi partiler arasında ciddi bir işbirliği ve ittifak var. Normalde bunların siyasi kimlikleri, ideolojileri, kitleleri farklı özellikte insanlar. Ama buna rağmen bir işbirliği var. Bunlar çok fazla sokağa çıkarsa yani görünür olursa o zaman bu işbirliğinde bir çatlama meydana geliyor" diye konuştu.

Bu yüzden oy kaybetmemeleri ve ittifaka zarar gelmemesi için bir şekilde adayların, ideolojilerin geride tutulduğunu kaydeden Akdoğan, bu partilerin adaylarından utandıkları yönünde bir yaklaşım içinde olduklarını aktardı.

Akdoğan, Fetih konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine "Fetih" denilince aslında üç ismin öne çıktığını vurgulayarak, "Biri elbette Fatih Sultan Mehmet'tir, diğerleri de Akşemsettin ve Ulubatlı Hasan'dır. Bunlar üç sembol isimdir. Fatih Sultan Mehmet siyasi gücü, kararlılığı ve idareyi temsil eder, Akşemsettin manevi gücü, bilgeliği, kişiliği, hikmet ve ilimi temsil eder, Ulubatlı Hasan da gençlik gücünü temsil eder. Böyle baktığımızda siyasi güç, manevi güç ve gençlik gücü bir araya geldiği zaman bir fetih gerçekleşiyor ve bir fetih ruhu ortaya çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Fatih Sultan Mehmet'in Galata sakinlerine ahitnamesinin yayınlanmasının hatırlatılması üzerine Akodoğan, Fatih Sultan Mehmet'in fetihte askeri bir deha, siyasi bir kararlılık ortaya koyduğunu, fetihten sonra da İstanbul ahalisinin bir arada tutulmasının örnek olarak görüldüğünü söyledi.

"VESAYET SİSTEMİNE ÇOMAK SOKULDU"

Akdoğan, AK Parti'nin, kurulduğundan itibaren karalamalarla karşı karşıya kaldığını belirterek, "AK Parti'nin kurulması, iktidar olması, burada vesayet sistemine çomak sokuldu. Daha sonra vesayet sistemini isteyenler 'AK Parti'yi nasıl devirebilirim' hesapları içine girdi" şeklinde konuştu.

"Terör, Türkiye'de siyaseti baskı altına almak ve dizayn etmek için kullanılan bir enstrüman olmuştur" görüşünü dile getiren Akdoğan, "Bu vesayetin aktörleri vardır, merkez medya, birtakım sermaye ağaları da hep bunu desteklemiştir ve böyle bir vesayet düzeni kurulmuştur. AK Parti geldiğinde birtakım karalama kampanyaları vardı, en sonunda da yerel seçimde CHP ile MHP arasında işbirliği yaptırttılar. Sonra cumhurbaşkanlığı sürecinde 14 partiyi bir araya getirdiler ve yine AK Parti'nin bileğini bükemediler" diye konuştu.

Akdoğan, şimdi ise "Acaba AK Parti'yi devirebilir miyiz?" adında yeni bir senaryo olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bunun için sadece muhalefet bloğundakileri bir araya getirme değil, her yol ve yöntemi deniyorlar. Yani terör örgütleri bir tarafta saf tuttu, paralel yapıyla bölücü örgüt sıkıfıkı olabiliyor, birbirleriyle bir şekilde paslaşabiliyorlar. Burada yeni bir senaryo devreye girdi. Dediler ki 'biz, HDP'yi parti olarak seçime sokarsak ve barajı aştırırsak AK Parti tek başına iktidar olamaz, bir şekilde AK Parti'yi engellemiş oluruz'. Buna ben 'kaos planı' diyorum. Yani dediler ki 'HDP barajı geçemezse ortalık karışır, eğer geçerse hükümet kurulamaz'. Çünkü bunların iktidar koalisyonu olma imkanı olmadığını zaten kendileri de söylüyorlar. 'Türkiye'de tekrar kriz olur, bunlar da vesayetçi yapılar da tekrar bir yeni bir düzen kurarlar'. Bu yapı, HDP'nin varlığına karşı normalde. Bunlar HDP ile işbirliği yapıyor, kendini kullandırtıyor. Onun da ötesinde Paralel Yapı gibi Çözüm Süreci'nin düşmanı olan bir yapı var. Peki, HDP kendi varlığına karşı, Çözüm Süreci'ne karşı olan bu adamlarla niye işbirliği yapıyor? Senin zaten 40 milletvekilin var, 50 tane olsa ne olacak?"

"HDP'DEN ZİYADE 'PKK NE YAPMAYA ÇALIŞIYORA' BAKMAK LAZIM"

Tüm bunlara rağmen HDP'nin parti olarak seçime sokulduğunu anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:

"Vesayet özlemcileri, 'vesayet düzenini nasıl kurarız' diye bakıyorlar, HDP de 'böyle bir kaos ortamı çıkarsa, yani siyaset kurumu tekrar etkisizleşirse, 'PKK zaten aslında ne yapmaya' çalışıyorsa bakmak lazım HDP'den ziyade. PKK, hiçbir zaman siyasi çözüme inanmadı, demokratik çözümü zaten kabul etmiyor. Diyor ki 'benim daha iyi hedeflerim var, ütopyam var, kırmızı elmam var. Ben bunu devrimci halk savaşıyla yapacaktım, senin demokratik siyasetle bulacağın çözümü ben niye kabul edeyim?' PKK, kendi amacına hizmet etmek için 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' onun derdinde. Böyle bakınca ortada makas değişikliği var. Öcalan, şubat başında mesaj verdi, şubatın son günü anca açıklayabildiler çünkü ayak diriyordu Kandil, bir makas değişikliği oldu, Selahattin Demirtaş Amerika'ya gitti geldi, Kobani olayları bir sürü sıkıntılar yaşandı. Barajı geçmek tek başına ne sağlıyor?"