"Cumhuriyet'e ne olacak?"

Yeni Akit yazarı Ersoy Dede, MİT TIR'ları haberi yapan Cumhuriyet gazetesinin benzer haberi Batı'da yapsa neler yaşanacağını yazdı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :01 Haziran 2015 , 00:00 Güncelleme Tarihi :01 Haziran 2015 , 11:37
Cumhuriyet’e ne olacak?

Yeni Akit yazarı Ersoy Dede, MİT TIR'ları haberi yapan Cumhuriyet gazetesi Batı'da yayın yapan bir gazete olsaydı neler olacağını anlattı.

"Cumhuriyet gazetesine ne olacak" başlıklı bugünkü yazısında devlet sırlarını ifşa eden gazeteci ve basın kuruluşlarına batıda neler yapıldığını anlattı.

İşte o yazı:

"İttihat ve Terakki'nin yayın organı olarak teslim aldığı Cumhuriyet gazetesini, Paralel Örgüte teslim eden Can Dündar'ın MİT TIR'ları ihanetine ilişkin yaptığı haberi biliyorsunuz.. Normal bir ülkede o haber yayınlanamaz. Öyle bir haberin yapıldığı gazete basılamaz, dağıtılamaz.. Ardından o haberi yapanlar hiçbir şey olmamış gibi bu yaptıklarını "gazetecilik" diye satamazlar.. Şimdi ben bunları yazınca bana "bu neyin kafası?" diyecek arkadaşlar ve o imrendikleri batıdan örnekler verip duracaklar.. Ama bilmemne haberi yaptı Pulitzer aldı, şu haberi yazdı bilmem ne oldu diye.. Saatlerce bu örnekleri verip durabilirsiniz.. Siz beş anlatın ben 20'ye kadar çıkarayım.. Hiç fark etmez.. Ama öyle değil.. Az bekleyin izah edeceğim..


Can Dündar, tüm bu karşı duruşlarla ilgili olarak çıkıp diyebilir ki; "ben milli olmak zorunda değilim ben evrensel gazetecilik yapıyorum".. Bu şu demektir.. Böyle biri, Kıbrıs'taki Türk varlığını da "işgalci" olarak anlatabilir, PKK terör örgütünü "özgürlük gerillaları" olarak sunabilir, çatışmada şehid düşen Mehmetçik için "bir TC askeri öldü" yazabilir.. Eğer bugün 'milli' değilim ya da 'yerli' değilim demeye başlarsanız zaten bunun sonu yok. İstanbul da fetheldilmemiş, işgal edilmiş talan edilmiş, yağmalanmış olabilir böyle bir adama göre.. Zulüm 1453'te başlamış olabilir.. Kendi çalıştığı televizyon kanalının kent eşkıyalarınca yakılmış canlı yayın arabası önünde poz verip sırıtan bir adamdan bir aidiyet, bir mensubiyet nasıl beklersiniz ki?.. En azından bu tarafa bir aidiyet..


O İSİM TUVALET BÜYÜKLÜĞÜNDE ODADA SIĞINTI
Gelelim batı meselesine.. Hani şehit savcımıza yönelik DHKP-C terör saldırısının ardından, gazetesine basıp örgüt propagandası yaptığında batıdan örnekler verdi ya bir sürü bir sürü, ben de şimdi o bayıldığı batıdan birkaç örnek vereceğim.. Julian Assange, ABD'nin devlet sırlarını faş eden belgeleri sızdırdığı vakit Washington'dan gelen tepkileri hatırlıyor musun?. ABD yönetimi tarafından önce vatan haini ilan edildi, ardından Joe Biden bir de 'terörist' dedi Assange için.. Assange şu anda Ekvador'un Londra büyükelçiliğinde tuvaletten az daha büyük bir odaya hapsolmuş durumda.. Kımıldayamıyor.. Hayatınız batıyı kopya etmek ya. O bakımdan söylüyorum.. Bradley Manning'i bildin mi?.. ABD ordusunun Irak ve Afganistan'da yol açtığı sivil ölümlere dair belgeler sızdırdı çeşitli gazetelere.. Bunun üzerine Manning tutuklandı ve 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dahası içeride işkence gördü..

Gelelim en başta 'Cumhuriyet gazetesi böyle bir haberle çıkmamalıydı' tezime referans hadiseye.. 2013'te bir CIA ve Ulusal Güvenlik Dairesi elemanı olan Edward Snowden, ABD'nin 122 devlet ve hükümet başkanının dinlendiğini iddia ederek birtakım belgeler çıkardı.. Bu belgelerin bir kısmı da The Guardian gazetesinde yayınlandı.. The Guardian'dan evvel bu belgeler Amerikan CNN televizyonuna da geldi. CNN editoryel bir kararla böyle bir haberi yapmayı reddetti.. Bunu da; "ulusal güvenlikle ilgili gizli bilgilerin ifşa edilmesine araç olmayı reddediyoruz" diyerek kamuoyuna duyurdu.. Guardian ise bu belgelerin çok küçük bir kısmını yayınladı. Guardian Genel Yayın Yönetmeni Alan Rusbridger bu yayının hemen ardından kendini hakim önünde buldu.. Tıpkı Can Dündar'ın anlattıklarına benzer şeyler anlattı. Ancak hakim dinlemedi.. Guardian kapatılma tehdidiyle karşı karşıya geldi.. Alan, hemen pazarlığa oturdu. "sizin gazetemi kapatmak istemenizin nedeni eğer benim elimdeki belgeler ise bu kolay, yok ederiz, olur-biter" dedi.. Sonra dünya televizyonlarına da konu olan o görüntüleri izledik.. The Guardian çalışanları, ellerinde matkap ya da beton taşlama makinesi ile bilgisayarların hard disc'lerini paramparça ettiler.. İngiliz istihbarat elemanları o parçalama işlemi sırasında gazetenin dört bir tarafına dağılıp bu imhaya tanıklık ettiler.. Direnmek Alan için hiç de iyi olmayacaktı. Hem canını kurtardı hem de gazetesini.. Kalın sağlıcakla."