Kadıköy Ahmet Sani Gezici Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi hizmet binası ve yeni eğitim-öğretim yılı açılış töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisinin İmam Hatip Lisesi'nde okuduğu dönemde hocalarının kendilerine sürekli sorduğu soruyu açıkladı ve soru karşısında hep ağladığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadıköy Ahmet Sani Gezici Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi hizmet binası ve yeni eğitim-öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bugüne kadar hangi eseri ülkeye kazandırdıysak, hangi hizmeti milletimizin istifadesine sunduysak hepsini de birilerine rağmen yaptık. Birilerine rağmen netice aldık. Hep engellemeye çalıştılar ama biz tereddüt etmedik, inandık, azmettik, üstüne üstüne gittik ve neticeyi aldık" dedi.
Türkiye'de, ülke ihtiyaçlarına uyuşmayan 8 yıllık eğitim uygulamasının yaşandığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye, ülkenin ihtiyaçlarıyla ve eğitimin gerekleriyle hiçbir şekilde uyuşmayan bir 8 yıllık kesintisiz eğitim garabetini yaşadı. (Tabii bunları belki sizler hatırlamıyorsunuz ama dinlediniz büyüklerinizden). O ne büyük garabetti. Adeta şah damarımızı kestiler. Şah damarı kesilen bir insan yaşayabilir mi? Yaşayamaz. Nesli o hale düşürdüler. O zaman 600 bin imam hatip öğrencisi vardı bir anda bu sayı nereye düştü? 60 bine düştü. Sabır, sabır, sabır... 'Men sabera zafera'... Hamdolsun sabrın neticesinde bakın şu anda imam hatiplerde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 200 binin üzerine çıktı."
"İMAM HATİP OKULLARINI BİTİRMEK İÇİN EĞİTİM SİSTEMİNİ FELÇ ETTİLER"
İmam hatip okullarının tek görevinin imam ve müezzin yetiştirmek olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sırf imam hatip okullarını bitirmek için yok etmek için tüm eğitim sistemini adeta felç ettiler. İmam hatip okullarında milli ve manevi değerlerine bağlı, bu ülkenin tarihiyle kültürüyle yoğrulmuş nesiller yetişmesinden rahatsız olanlar, meseleyi nereye getirdiler hatırlayın, 'bir imam müezzin ihtiyacı' parantezine sıkıştırmak istediler. 'Türkiye'nin bu kadar imama ihtiyacı yok' dediler, 'Bu kadar müezzine ihtiyacı yok' dediler. Bu okulların hedefi sadece imam ve müezzin yetiştirmek değil ki."
"KIZ EVLATLARIMIZIN ÜZERİNDEKİ BASKIYI KALDIRDIK"
Ortaokul ve liselerdeki başörtüsü yasağına son verildiğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortaokul ve liselerde başörtüsü yasağına son vererek kız evlatlarımızın üzerindeki baskıyı kaldırdık. Çok enteresan, düşünebiliyor musunuz imam hatip liselerinde dahi kızların başörtüsüyle uğraştılar. Bunları yaşarken tabii ki çok çok üzgündük ama dedik ki sabır.... 'Sabrın sonu selamettir' dedik... Sabrettik ama hamdolsun hepsi oldu, herkes inandığı gibi yaşama hakkına kavuştu. Her yerde. Okullarımızda da devlet dairelerinde de. Buralara kolay gelinmedi, sabırla gelindi. Nasıl ki insanımız başını açma hürriyetine sahipse başını örtmek isteyen de örtme hürriyetine sahiptir. Benim başı açık kardeşim de başı örtülü kardeşim de bir vatandaşım olarak kendilerine hizmet vermede ayrımcılık yapmamam gereken bir sorumluluğum var. Bugüne kadar bunu yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Onun için de talebe bağlı olarak serbest kıyafet uygulamasını okullarımızda başlattık."
HOCA SORAR BİZ AĞLARDIK
İstanbul'da tek imamhatip vardı Fatih'te ben orada mezun oldum. Hocalarımız bize şunu derdi. Oğlum buraya niye geldiniz? Okumaya geldik. Oğlum ölü yıkayıcısı mı olacaksınız? Biz ağlardık ama biz oraya ölü yıkayıcısı olarak gitmedik. Zira bunlar da öldüğü zaman İmamın önüne geliyor. Bunları da yıkayacak birileri lazım. Yoksa ölüleriniz ortada kalır. Onlar hep bu işi ticari anlamda düşündüklerinden dolayı böyle baktılar. Bunlar hep tek parti döneminin imam hatipleri ölü yıkayıcı olarak gören görüş anlayışı yıkıldı. Mesleki eğitim çok büyük darbe yedi. Biz 4+4+4 sistemini getirerek bu yanlışa son verdik. İmam Hatipler ile birlikte Meslek Liselerini cazip hale getirecek adımlar attık. Nasıl ki başı açık kardeşim özgürse başını kapatmak isteyen kardeşim de özgürdür.
