Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuşma yaptı ve soruları yanıtladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa Konseyi genel kurulunda soruları yanıtladı. Davutoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yaptığı konuşmada, "Küreselleşmenin hayatın her alanını etkilediği böyle bir ortamda, adalet ve merhameti de küreselleştirmek zorundayız. Aksi halde dünyanın hiç bir bölgesinde, ne adaletten ne özgürlükten ne de güvenlikten söz edebiliriz." dedi.
SIĞINMACILAR KONUSUNDA AKSİ BİR GELİŞME YOK
Davutoğlu, Suriyeli sığınmacılara ilişkin, "Bizim, mazlumlara, masumlara kapımız açıktır, ülkemiz açıktır ama en önemlisi yüreğimiz ardına kadar açıktır ve açık kalacaktır. Önümüzdeki dönemde de bu insani tutumu sürdüreceğiz. Anlaşmada aksayan bir yön yoktur. Varsa da muhataplarımız bellidir. Aksine biz aksayan yönlerden bahsedebiliriz Türkiye olarak, özellikle 3 milyar avronun Suriyelilerin hizmetinde kullanılması bağlamında ki sadece Suriyeliler için ayrılmıştır. Ama biz bunları dahi gündeme getirmiyoruz. Çünkü önemli olan burada insani konudur. Tekrar bebeklerin cesetlerinin ne Türk kıyılarına ne de Ege adalarına vurmasını istemiyoruz." şeklinde konuştu.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
YENİ ANAYASA HİÇBİR VESAYET UNSURU TAŞIMAYACAK
"Türkiye'de 12 Eylül 1980'de 5 general tarafından bir darbe yapıldı. O dönemde Avrupa Birliği, Türkiye'nin üyeliğini askıya aldı. Ben o dönemde bir üniversite öğrencisiydim. O dönemde referandumda ilk oyumu verdim, darbe anayasasına hayır dedim".
"Anayasanın ruhunda Avrupa Konseyi'nin temel ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel unsur olacak. Bunu size bir garanti olarak, teminat olarak söylüyorum. Dünyanın evrensel demokratik değerlerine aykırı tek bir madde anayasamızda bulunmayacak." dedi.
Eğer ruh iyi oturmuşsa hangi iskeleti biçerseniz biçin, o ruha oturur. Bu parlamenter sistem de olabilir, Başkanlık sistemi de olabilir.
Yetki kimdeyse sorumlulukta onda olmalıdır. Türkiye'de suhuletle önce kendi içimiz sonra parlamento ve halk içerisinde tartışılarak bizim için başkanlık sisteminin uygun olduğudur.
Türkiye önümüzdeki dönemde sivil, hiç bir vesayet unsuru taşımayan bir anayasayı hayata geçireceğiz.
HDP'Lİ KÜRKÇÜ'YE HADDİNİ BİLDİRDİ
Herşeyden önce oy aldığı, devletlerin halklarına karşı iki önemli görevi vardır. Halkımın güvenliğini sağlamak benim asli vazifemdir. Güvenlik ve özgürlüklerini sağlamak. İnsan onuru bu iki şey üzerine kaimdir.
Devlet otoritesi değil, kamu güvenliği, HDP'li Ertuğrul Kürkçü'den İsterdim ki bir Türk başbakana Türkçe soru sorsun. Bir yakını Cizre hastanesinde tedavi görüyor olsaydı, Kızılay'da sıradan insanların üzerine yapılan saldırıda ölenlerin yakınlarından biri olsaydı PKK'ya gerilla diye bir tabir değil alçakça bir saldırı içerisinde bulunuyorlar derdi.
"Kim yaparsa yapsın, ister DEAŞ, ister PKK, ister DHKP-C, kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, eğer damlara keskin nişancılar yerleştirirse, eğer bomba yüklü arabalarla vatandaşlarımın üzerine saldırırsa onu durdurmak benim asli görevimdir ve bu mücadele siz isteseniz de istemeseniz de her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendini güvenli hissedene kadar devam edecektir."