Uzun yıllardan beri birtakım güçlerin Türkiye'deki farklılıkları ayrıştırıcı birer unsur olması için çalıştığını ifade eden Dr. Akkır, "Türkiye, farklı kimlik ve inançların ayrıştırılmaya çalışıldığı bir ülke maalesef. Laik-şeriatçı, Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımları ekseninde toplumun kültürel fay hatları oluşturuldu. Toplum, bu ayrımlar ekseninde bölünmeye ve kutuplara ayrılmaya çalışılıyor" diye konuştu.
SADIRININ HEDEFİ KAOS ÇIKARMAK
Reina'daki saldırının hedefinin kaos çıkarmak olduğunu söyleyen Dr. Akkır, "Hem yılbaşı gecesi yaşanan saldırı, hem de saldırı sonrası medyada yaşanan 'hayat biçimine saldırı' biçimindeki tartışmalar, bu saldırının hedefini göstermektedir. Bu saldırının hedefi, Türkiye'nin kültürel fay hatlarını derinleştirerek kaos dinamiğini harekete geçirmektir. Ancak bu saldırıyı, DEAŞ'ın hayat biçimlerine saldırısı şeklinde değerlendirmek abesle iştigaldir. Ayrımcı, dışlayıcı veya ötekileştirici dilden uzak durulmalıdır."
TÜRKİYE YILLARDIR TERÖRLE MÜCADELE EDİYOR
Sosyolog Dr. Dr. Akkır, "Türkiye Reina'daki ve benzeri saldırılarla yıllardan beri mücadele etmektedir. Her ne kadar işleniş biçimi farklılık arz etse de bu saldırının hedefi, geçmişte yapılan saldırılarla benzerlik taşımaktadır. 12 Eylül darbesine giden süreci, 1977-1980 arasında darbeye zemin hazırlamak için yapılan Maraş, Çorum ve Sivas olaylarını düşünün. Bu saldırılarla, toplumun fay hatları derinleşmiş ve toplum kutuplara bölünmüştür. Daha da ötesi bu saldırılar, darbeye zemin hazırlamış, darbenin şartlarını olgunlaştırmıştır."
DİKKATLİ OLUNMALI, TERÖRÜN AMACINA HİZMET EDİLMEMELİ
39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısının doğru okunması gerektiğinin altını çizen Dr. Akkır, "Reina'ya saldırının asıl amacını unutarak laiklerin hayat biçimine saldırı olarak değerlendirmek, saldırının ve saldırıyı yapanların amacına hizmet eder. Reina katliamını hayat tarzına saldırıya indirgemek, terör örgütlerinin yapmış olduğu algıya, kara propagandaya hizmet eder, kolaycılıktır. Terörün hedefi, zaten, kültürel fay hatlarını derinleştirerek kaos mekaniğini işletmektir. Eğer bu saldırı hayat tarzına ise, son bir ay içinde gerçekleşen Beşiktaş, Kayseri saldırılarını ve Karlov suikastını nasıl değerlendireceğiz. Bunlar, sadece bireysel saldırılar mıdır? Ya da DEAŞ'ın Orlanda, Nice veya Tunus'taki Plaj katliamı sadece hayat biçimlerine yapılan bir saldırı mıdır?" şeklinde konuştu.
TERÖR TOPLUMDA KAOSU HEDEFLER
Terör örgütlerinin sözde savundukları ideolojiden çok uzak olduklarını asıl amaçlarının toplumda kaos çıkarmak olduğunu savunan Sosyolog Dr. Akkır şunları söyledi: "DEAŞ, PKK, FETÖ veya DHKP-C Türkiye'de kaos çıkararak korku salmaya çalışmaktadır. Ne DEAŞ'ın saldırıları hayat biçimlerinedir ne de PKK'nın saldırıları Kürtlerin haklarını korumaya yöneliktir. Bu saldırıların amacı, kaos düzeneğini harekete geçirerek toplumsal bütünlüğü dinamitlemek ve kültürel fay hatlarını çatlatmaktır. Gazeteciler, yazarlar veya kanaat önderleri, terör örgütlerinin değirmenine su taşımamalıdır. Analizlerde de bu çerçevede hassasiyet gözetilmeli."