Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada 2'si firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor.
Muğla'da adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle daha uygun olan Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının konferans salonunda görülen davanın beşinci duruşmasıyla yargılama sürdürülüyor.
Sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki savunmalarını sürdürüyor. Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan duruşmalarda, esas hakkında savunması alınan 40 sanığın mahkeme salonunda gerginlik çıkarmak için gayret gösterdikleri dikkati çekerken, bazı sanıklar karar aşamasına kadar duruşmalardan men edildi.
Şu ana kadar 40 sanığın savunmasının alındığı davanın devam eden oturumunda 3 sanığın esas hakkındaki savunması alınacak.
SANIKLARIN KAMUOYUNU YANLIŞ YÖNLENDİRME ÇABALARI
Duruşmada, saldırı gerçekleştiren Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibindekiler, "Üst düzey bir terör örgütü üyesini yakalamak için Marmaris'e gittiklerini" iddia ederken, eski Özel Kuvvetler üyeleri ise "Sıkıyönetim ilan edildiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı güvenli bir yere götürme görevini aldıklarını" öne sürmüş, Sualtı Taarruz (SAT) üyesi iki sanık ise görevin ne olduğunu bilmediklerini iddia etmişlerdi.
Sanıkların tamamına yakını, darbe girişimi gecesi 00.00-02.00 saatleri arasında kendilerinden önce başka bir timin helikopterlerle bölgeye gelerek saldırıyı gerçekleştirdiklerini ve 2 polis memurunun o tim tarafından şehit edildiğini öne sürmüştü. Mahkemede okunan tanık ifadeleri ve bilirkişi raporlarına rağmen sanıkların bu iddialarında ısrarcı olması, müşteki avukatları, mahkeme heyeti, davanın savcısı ve duruşmayı izleyenlerce "kamuoyunu yanlış yönlendirme çabaları" olarak değerlendirilmişti.
Dördüncü ve beşinci duruşmada sanıkların çoğunun savunmalarını hazırlamak için yeterli zaman tanınmadığını iddia ederek ek süre talebinde bulunmaları, mahkeme heyetince "yargılamayı uzatmaya" yönelik olduğu değerlendirilerek kabul edilmedi.
"PENSİLVANYA'DAKİ ERKEK GİBİ GELSİN, SAVUNMASINI VERSİN"
Suikast girişimini planlamak ve yönetmekle suçlanan tutuklu sanık eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş esas hakkında savunmasında, FETÖ bağlantılı bir firmaya kendi imzasıyla para aktarılmasını kabul etti. Sönmezateş, bu rakamın söylenenin 4 katı yani 20 milyon dolar olduğunu söyledi.
"Pensilvanya'dakini niye koruyayım? Erkek gibi gelsin savunmasını versin." diyen Sönmezateş, "Birileri ve ailem zarar görecek diye söylemek istediklerimin hepsini söyleyemiyorum." ifadelerini kullandı.
25 SAAT SAVUNMA YAPTI
Tutuklu sanıklardan Haldun Gülmez ise 3 gün süren 25 saatlik savunmasında mahkeme heyetinin sabrının sınırlarını zorlarken, yargılama sürecinde de 2 defa reddihakim talebinde bulundu.
Davayı uzatmak ve "sanıkların savunma hakkı ihlal ediliyor" algısı oluşmak için çaba gösterdiği değerlendirilen sanık, mahkeme heyetinin savunmasını kestirmesi için elinden geleni yaptı.
Savunması boyunca kendisinden önceki birçok sanık gibi tanık ifadelerini yeniden okuyan Gülmez, hikayeler anlatıp köşe yazılarını okuyup, mahkemede görüntüler izletti. Bir deneyle ilgili belgesel görüntülerini bile duruşmada izlettiren sanık, deneyin sonuçlarını uzun uzun anlatarak suçsuz olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Aynı şeyleri yeniden anlatan sanığı mahkeme heyeti sık sık uyarmak zorunda kaldı.
Örgütün gizli haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı olduğu belirlenen Gülmez'in üzerinde Marmaris saldırısının ardından yaralanarak tedavi gördüğü hastanede "H.E. duaları" başlıklı not bulunmuştu. Notta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bedduaların yer aldığı belirlenmişti.
SANIKLARDAN İLGİNÇ SAVUNMALAR
Davanın dördüncü duruşmasında sanıkların verdiği çelişkili ifadeler de dikkati çekti. Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün "üs imamı" olarak anılan, "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu, menfezde yakalandıklarını anımsatarak, "Menfeze serin olduğu için girdik. Dinlenip yola çıkıp teslim olacaktık. Üzerimizde 1,5 saat boyunca bizi aradılar. Olay daha büyümesin diye kendimizi ifşa ettik." ifadelerini kullandı.
MAHKEME BAŞKANI, SANIĞIN ŞOVUNA İZİN VERMEDİ
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, dördüncü duruşmada, uyarılara rağmen siyasi söylemlerde bulunan MAK ekibinden eski teğmen Muhammet Burak İpek'i kendini savunmaktan çok siyasi içerikli söylemlerde bulunup, mahkemeyi küçük düşürücü ifadeler kullanması nedeniyle 5 kez uyardıktan sonra "Şov yapıyorsun, savunmanı kesiyorum." diyerek yerine gönderdi.
Davada sanıklardan eski astsubay Serkan Elçi ise sanıklardan Şükrü Seymen ve Zekeriye Kuzu hakkında daha önce verdiği ifadelerini inkar etti.
Beşinci duruşmada esas hakkında savunmasını yapan sanıklardan eski Özel Kuvvetler üyesi binbaşı Şükrü Seymen, Cumhurbaşkanlığı koruma polislerinden Mehmet Çetin'i şehit ettiği suçlamasını reddederek, Çetin'in başkası tarafından sırtından tabancayla vurulduğunu öne sürdü.
Saldırının ardından kaçmak için araziye çıktıklarında "Bir adam vurmak zorunda kaldım." dediğini kabul eden Seymen, bunu Çetin için değil, olayda yaralanan başka bir polis memuru için söylediğini iddia etti.
Seymen, "Ortada bir suç varsa 40 yaşındaki bir adam olarak ağlayıp sızlayacak değilim. Devletin, şeriatın kestiği parmak acımaz, cezam neyse çekerim, yalan söyleyecek halim yok." ifadelerini kullandı.