Savcıyı şehit eden teröristin bağlantıları çözüldü

DHKP/C terör örgütü güdümünde faaliyet gösterdiği iddia edilen "Halkın Hukuk Bürosu" avukatlarına yönelik İstanbul merkezli toplam 5 ilde gerçekleştirilen operasyon sunucu gözaltına alınan 14 avukat tutuklandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :21 Eylül 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :21 Eylül 2017 , 13:22
Savcıyı şehit eden teröristin bağlantıları çözüldü

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından terör örgütü DHKP/C'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındıktan sonra adliyeye çıkarılan 16 avukatın savcılıktaki ifade işlemleri sona erdi.

Savcılık sorguları sonrası nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen avukatlardan Yağmur Ereren, Süleyman Gökten, Aytaç Ünsal, Şükriye Erden, Naciye Demir, Zehra Özdemir, Engin Gökoğlu, Behiç Aşçı, Ayşegül Çağatay, Didem Baydar Ünsal, Ebru Timtik ve Aycan Çiçek'in ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan tutuklanmasına karar verildi. Şüpheliler Özgür Yılmaz ve Barkın Timtik'in de ''silahlı terör örgütü kurma veya yönetme'' suçundan tutuklanmasına karar veren hakimlik, iki şüphelinin ise adli kontrol kararı ile serbest bırakılmasına hükmetti.

AVUKATLARIN KOD ADI ''SPORCULAR''
Savcılığın sevk yazısında, terör örgütü DHKP/C'nin yapılanmalarından birinin Halkın Hukuk Bürosu (HHB) olduğu, bu büronun örgütün üst yönetimi olan merkezi komitenin talimatıyla kurularak faaliyet yürüttüğü anımsatılarak, büro içerisinde faaliyet gösteren avukatların örgüt içerisinde ''sporcular'' kod ismi ile anıldığı kaydedildi.

Örgüte mensup olup yakalanan bazı kişiler ile gizli tanıkların gözaltına alınan şüphelilere ilişkin itiraf içeren beyanlarının olduğu vurgulanan sevk yazısında, bu beyanlar doğrultusunda Halkın Hukuk Bürosu adı altında avukatlık faaliyeti icra eden şüphelilerin kuryelik yaptıkları, örgüt içi iletişimi sağladıkları, örgütün yönetici kadrosundan aldıkları talimatları tutuklu/hükümlü bulunan örgüt mensuplarına ilettikleri ve talimat verdiklerinin anlaşıldığı savunuldu.

SAVCIYI ŞEHİT EDEN TERÖRİSTİN ÜZERİNDEN ÇIKAN KAĞIT
Sevk yazısında, HHB ile terör örgütü arasındaki organik bağa dair delillerden biri de şu şekilde anlatıldı:

''Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın örgüt mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından rehin alınarak şehit edilmesi eylemi kapsamında, örgüt mensubu Şafak Yayla'nın cesedi üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi işlemi sırasında ceket cebinde çıkan, HHB ile örgüt arasındaki organik bağı gizlemek amacıyla yırtılarak 34 parçaya ayrılmış kağıt parçalarının birleştirilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre, kağıt parçasının ön yüzünde ''Halkın Hukuk Bürosu'' arka yüzünde ''Avukat Aycan Çiçek, avukat Ebru Timtik, avukat Günay Dağ, avukat Oya Aslan, avukat Şükriye Erden ve TC kimlik numaraları yazılı kağıt parçaları olduğu tespit edilmiştir.''

HHB binasında yapılan aramada ele geçirilen örgütsel dokümanlar ve içeriklerine yer verilen sevk yazısında, şüphelilerin Yargıtay ilamıyla terör örgütünün alt yapılanması olarak kabul edilen ''Halk Cephesi'' imzalı birçok eyleme katıldıkları ve örgütün yayın organı olan Yürüyüş dergisinde HHB imzalı açıklamaların bulunduğu kaydedildi.

Şüpheliler Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz hakkında aleyhlerindeki beyan ve teşhislere göre, şüpheli Yılmaz'ın Okmeydanı, Gazi, Nurtepe ve Armutlu mahalli alanlarında ''Halk Meclisi'' çalışmalarını yürüttüğü, şüpheli Timtik'in de örgütün özel önem verdiği Armutlu Mahallesi'nde tek tek evleri gezerek yıkımlara karşı örgüt propagandası yaptığı, DHKP/C terör örgütünün Türkiye komitesinin altında bulunan ''Genel Komite'' içerisinde faaliyet yürüttüğü öne sürülerek, bu iki şüphelinin örgüt faaliyetlerini düzenleme ve görevlendirme yetkisini haiz ''yönetici'' vasfında oldukları ve üzerlerine atılı ''silahlı terör örgütü yöneticiliği'' suçunu işledikleri belirtildi.

Sevk yazısında, diğer şüphelilerin ise HHB bünyesinde terör örgütüne organik bağlı olarak, çıkar ve amaçları doğrultusunda süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunarak, üzerlerine atılı ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçunu işledikleri iddia edildi.