Ünal, AK Parti Göksun İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "bir kaset operasyonuyla" genel başkan olduğunu, o günden beri de seçim kazanmak ve iktidar olmak gibi bir derdinin bulunmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun bütün milli meselelerde Türkiye'nin karşısında durduğunu ifade eden Ünal, "Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de siyaseti itibarsızlaştırmak için her şeyi yaptığını, 17-25 Aralık'tan sonra FETÖ ile kol kola girdiğini" ifade etti.
Kendilerinin "Dün onlarla kol kolaydınız" diye suçlandığını dile getiren Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sivil toplum örgütü görünümlüydüler. Sivil toplum örgütü, dini grup görünümlü bir yapı olarak, diğer sivil toplum örgütlerine nasıl davranıyorsak onlara da aynı davranıyorduk ama onların hain olduğu, onların ihaneti, onların devleti ele geçirmek istedikleri ortaya çıktıktan sonra biz onlarla mücadele etmeye başladık ama sen onlarla kol kola girdin. Burada kimin hesap vermesi gerekiyor. Onların ihaneti ortaya çıktıktan sonra, onların sözcülüğünü yapanların, onlarla kol kola girenlerin hesap vermesi gerekiyor. Ey Kılıçdaroğlu, sen o günden beri onların sözcülüğünü yapıyorsun. Onlarla kol kola yürüyorsun. Onların her operasyonunda, onlarla berabersin. Sadece onlarla mı? Savcı Selim Kiraz şehit edildiğinde DHKP-C militanlarının yanında kim durdu? PYD'ye, YPG'ye 'Onlar da CHP-HDP gibi bir parti, PYD'li arkadaşlar' diyen, 'PKK'lı arkadaşlar' diyen kim?"
"HER GÜN BİR YALAN SÖYLÜYORSUN, HER GÜN BİR İFTİRA ATIYORSUN"
Ünal, 15 yıl vesayet odaklarıyla savaştıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"2013'ten sonra FETÖ ile savaşmaya başladık. PKK ile zaten savaşıyoruz. DEAŞ ile savaşıyoruz. DHKP-C ile savaşıyoruz. 4 terör örgütüyle savaşıyoruz. 15 Temmuz işgal girişimini bertaraf etmişiz. Peki sen kimin yanındasın? Her gün bir yalan söylüyorsun, her gün bir iftira atıyorsun. Çıkıp eline aldığın birtakım kağıtları sallıyorsun. Sonra o kağıtların sahte olduğu, o kağıtların senin iddianı ispat edemediği ortaya çıkıyor. Hiçbir şey olmamış ki dün Mersin'de 'Sana salı gününe kadar müsaade ediyorum' diyor. Sen şaka mısın, sen karikatür müsün, sen nasın bir şeysin?"
Rıza Sarraf'ın Amerika'ya hapis yatmamak için gittiğini dile getiren Ünal, Amerikan devletiyle anlaştığını söylemesi, oradaki FETÖ'cü yargı mensuplarının, Türkiye'den kaçan yargı mensuplarının orada yazdıkları senaryoyu New York'ta Amerikan yargısıyla birlikte bunlara ezberlettikleri son derece açık değil mi? Hapisten kurtulmak karşılığında rehin alınmış bir adamın ifadelerine itibar ederek sen bu ülkeye saldırmaya utanmıyor musun? Bu adamın kim tarafından rehin alındığı ortada. Neyin karşılığında rehin alındığı ortada. Ne için Türkiye'ye saldırtıldığı ortada. Orada kurulan mahkemenin hukuki olmadığı ortada. Uluslararası hukuka uygun olmadığı ortada." diye konuştu.
"SEN KİMİN YANINDASIN"
ABD'nin ambargosunu kevgire çevirenlerin Almanya, İngiltere, İsviçre, Hollanda ile bizzat Amerika'nın kendisi olduğunu belirten Ünal, "Bu ülkeler ambargoyu delerken bir şey yok, Türkiye komşusuyla doğalgaz anlaşması yapmış. Doğalgazı nereden alacağım ben, başka nereden alacağım? Bunu da Amerika'ya deklare etmiş. Ticaretini de 2013'ten sonra gıda ve ilaç üzerinden yürütmüş. Diyelim ki bunu ambargoyu delmek olarak değerlendiriyorsunuz. Peki o kurulan mahkemede ambargonun delinmesi mi konuşuluyor? Hayır. Ne konuşuluyor? Rehin alınmış bir adamın Türkiye'ye dönük iftiraları konuşuluyor. İçeride birileri ne yapıyor, hemen bunları alıp yayma görevini üstleniyor. Soruyorum sen kimin yanındasın, ülkenin yanında mısın yoksa ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak kıstırmak isteyenlerin mi yanındasın." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin önemli ve öncelikli acil meseleleri olduğuna dikkati çeken Ünal, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin sınır güvenliği gibi, terörle mücadele gibi, enerji alanında politikalar üretmek gibi, ekonomide yeni adımlar atmak gibi, hava savunma sistemi kurmak gibi önemli ve acil meseleleri var. Türkiye'nin senin suni gündemlerinle uğraşacak vakti yok. Sen her hafta ortaya bir yalan atacaksın, ondan sonra o yalanı yayacaksın. Türkiye'nin siyasetini rehin alacaksın. Beyefendi, biz burada devlet yönetiyoruz devlet. Senin gibi oyun oynamıyoruz. Türkiye de senin oyuncağın değil. Bizim omuzlarımızda 80 milyonun sorumluğu var. Senin bir sorumluluğun yok. Senin, sana verilen ihanet görevini yerine getirmek gibi bir sorumluluğun var. Sana bunu yaptırmayacağız. Bu imkanı sana vermeyeceğiz. İşte buradan Göksun'dan tek yürek, tek bilek olarak sesleniyoruz. 80 milyon biz, 15 Temmuz cehenneminden geliyoruz, sen kiminle gelirsen gel. Mesele dünyayı arkana alıp Anadolu'ya saldırmak değildir, mesele Anadolu'yu arkana alıp dünyaya meydan okumaktır."