Erdoğan: İnsanlığın iradesini satın alamazsınız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Trump, senin şimdi bundan sonra yapman gereken şu; başını iki elinin arasına alacaksın, biz nerede yanlış yaptık. Bunu düşüneceksin ve buradan tekrar geri döneceksin" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :24 Aralık 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :25 Aralık 2017 , 00:06
Erdoğan: İnsanlığın iradesini satın alamazsınız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan Milli Meclisi'nde Meclis üyelerine hitap etti. Meclis üyelerinin tekbirleri eşliğinde kürsüye gelen Erdoğan, özetle şöyle dedi:

SUDAN'DAKİ MİTİNG BİZİ DUYGULANDIRDI
Darbe teşebbüsünün yaşandığı gece, milletimiz şehitler verirken, bir destan yazarken, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz hainler tarafından bombalanırken, tüm Sudan halkının dualarıyla, bütün kalbiyle yanımızda olduğunu gördük. Darbe teşebbüsü bertaraf edildikten hemen sonra Sudan'da düzenlenen destek mitingi bizi ziyadesiyle duygulandırmıştır. Biz de bu mitinge video konferansla katılarak hitap etme imkanı bulmuştum.

KİME SORDU?
ABD yönetimi, 6 Aralık'ta tüm bölgeyi ateşe atmak pahasına Kudüs'ü, İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ve büyükelçiliğini buraya taşıyacağını açıkladı. Kime sordu? Kendi kendine bu kararı verdi. Peki bunun için İslam ülkeleriyle en azından bir görüşme yapmak veya Hristiyan dünyasıyla bir görüşme yapmak gerekmez miydi? İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanı bendim. Benimle hiç görüşmedi. Bunun yanında Papa ile hiç görüşmedi.

KUDÜS'TE BİZİM SÖZ HAKKIMIZ VAR
Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi olması hasebiyle bizim bir defa söz hakkımız var. Aynı şekilde Kudüs'te bir diğer taraftan Hristiyanların söz hakkı var. Beyefendi bunlara sordu mu? Hayır, sormadı. Kararı kendisi verdi.



İNSANLIĞIN İRADESİNİ SATIN ALAMAZSINIZ
Peki ne oldu? Telefonlarla her tarafı aradılar, tehdit ettiler. 'Biz size şu kadar dolar veriyoruz, milyonlarca dolar veriyoruz, bundan sonra bu dolarları alamayacaksınız.' dediler. Biz, 'Demokrasi, iradelerin dolarla satın alındığı rejimler değildir.' dedik. Siz paralarınızla bir şeyler satın alabilirsiniz ama insanlığın iradesini satın alamazsınız. Şunu bilmemiz lazım eğer, demokrasinin beşiğiyseniz yaptığınız iş yanlış. Sayın Trump, senin şimdi bundan sonra yapman gereken şu; başını iki elinin arasına alacaksın, biz nerede yanlış yaptık. Bunu düşüneceksin ve buradan tekrar geri döneceksin.

TÜRKİYE'DEKİ İLÇELER GİBİ ÜLKELER
Zira Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 128 ülke dik durduysa, karşı durduysa sizin yanınızda 8 ülke ki bunların da nüfusları çok enteresan, 15, 20, 25, 30 bin adeta bizim Türkiye'deki ilçeler gibi. Ne oldu? Telefonlar yaptınız, tehdit ettiniz. Dünyada güçlü olanın silahları, parası olanın değildir. İstediğiniz kadar paranız, silahlarınız olsun, haklı olan güçlüdür. Burada haklı olan bizdik.



İTİRAZIMIZIN HAKLI OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU
Amerikan yönetiminin bu yanlış kararına bir başka darbe de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde geldi. Burada tek başına kalan Amerika veto yetkisini kullanarak her zaman söylediğim, 'dünya 5'ten büyüktür' itirazımızın ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Hele hele 1'den çok büyük bunu da gösterdi.

SEN DE EVLAT SAHİBİSİN
"Düşünebiliyor musunuz, down sendromlu 28-29 yaşındaki Muhammed'i İsrail'in askerleri ne yapıyor, tartaklıyor. Bu down sendromlu bir genç. Ya utanmaz mısınız siz, sıkılmaz mısınız? Bunu nasıl yaparsınız? 15 yaşındaki bir gencin gözlerini bağlamak suretiyle silah dipçikleriyle onu tartaklayıp döverek 20 tane asker, polis, hep birlikte böyle bir genci sürüklüyorlar. Sayın Trump sen bunları görmedin mi ya? Ben Tayyip Erdoğan olarak gördüm. Senin imkanların daha fazla. Sen rahatlıkla bunları görmüşsündür. Ya 15 yaşındaki o gence acımadın mı? Sen de evlat sahibisin, ben de evlat sahibiyim. Ben nasıl acıyorsam senin de acıman lazım. Ama bu başka bir duygu.



DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMADI, SABIR...
Ve bir anne kızını, yavrucağını, kucağına sarılmış, merdivenlerde onunla beraber yürürken ona da aynı şeyi yapıyorlar. Geliyorlar tekme tokat silahla vuruyorlar. Bütün dünya bunu televizyonlarda izledi mi? İzledi. Peki değişen bir şey oldu mu? Olmadı. Sabır. Temenni ederiz ki olur. Ama biz dik duracağız. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Yolumuza da aynı kararlılıkla devam edeceğiz."