Erdoğan Türkiye'sini ve milletin dik duruşunu hazmedemeyen güçler, sahip oldukları yayın organlarıyla Erdoğan'a ve Türkiye'ye saldırmaya, tehditler savurup algılar yaratmaya başladılar. Erdoğan'ın geçmişte Türkiye'yi "yöneten" bazı "liderler" gibi boyun eğen ve ne dendiyse yapan bir lider olmamasıyla çirkin hayalleri suya düşen Batı'lı güçler, kendi iç ekonomik sıkıntılarına, siyasal krizlerine bakmadan, hem ekonomik hem siyasal istikrar ile yoluna devam eden, bağımsızlığını kazanma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye'ye ve lideri Erdoğan'a sahte haberler, yanlış algılar ve karalamalarla saldırmaya başladılar.
Özellikle seçimlerin de yaklaşmasıyla çirkin iftiralar ve kampanyalar hızını arttırdı.
Fransa'da, Almanya'da ve diğer Avrupa ülkelerinde, Amerika'da birçok yayın organının hep bir ağızdan planlı bir şekilde Erdoğan karşıtı yayınlar yapması kirli tezgahı gözler önüne serdi.
Son olarak Fransa'da yayın yapan Le Point Dergisi, bu hafta kapağına Erdoğan'ı taşıyarak seçimlerde Cumhur İttifakı'nın karşısında yerini aldı.
FRANSIZIN SEÇİM ÇALIŞMASI
Paris'te devam eden gösterileri görmezden gelen dergi, ülkede yaşayan Türk vatandaşlarının oy tercihini değiştirebilmek için kirli bir kampanyaya başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a diktatör deme küstahlığında bulunan dergi, Türkiye'de durumun kötüye gittiğine dair algı yaratmaya çalıştı.
BATI'NIN İKİ YÜZLÜ TUTUMU
Erdoğan'ı diktatörlükle suçlayan Batı medyası, Avrupa'da olan krizleri ve siyasal sorunları görmemekte ise oldukça başarılı. Fransa'nın başkenti Paris'te aylardır devam eden protestolara memurlar da katılacaklarını açıklamışlardı. Memurların bu hafta gerçekleştirdiği eyleme, polis, sert müdahalelerde bulundu.
FITCH DE SIKINTIYI ERDOĞAN'A BAĞLADI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın para politikasıyla ilgili sözlerinin keyfi uygulamaların işaretini verdiğini belirten uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türk ekonomisinin kredi profilinin bu nedenle baskı altına girebileceği uyarısı yaptı.
Türkiye'nin dışa bağımlı ekonomi yüzünden açlıktan kıvrandığı on yıllar boyunca, Batı'daki finans kuruluşlarının sessiz kalıp yüksek faizden elde ettikleri gelirin keyfini sürüyordu. Bağımlı hale getirdikleri ekonomi sayesinde milli varlıkları sömüren finans kuruluşları ne zaman Türkiye bağımsız para politikaları ve hızlı kalkınma ile uluslararası ekonomide söz sahibi olmaya ve büyümeye başladı, o zaman eleştiriler ve baskılar ardı ardına geldi.
Öte yandan Türkiye'de Erdoğan dönemi öncesi birçok insan hakları dışı tutuma, haksızlığa, zulme, antidemokratik politikalara sessiz kalan Batı medyası da, Türkiye'nin siyasal bağımsızlığa kavuşmasıyla tıpkı finans kuruluşları gibi saldırılarını ardı arkası kesilmeden sıralamaya başladı.