Beş vakit namaz, Peygamberimize vahiy geldikten yaklaşık 11,5 yıl sonra Mirac'da farz olmuştur. Namaz, erginlik çağına gelen ve aklı başında olan her kadın ve erkek Müslüman'a farzdır. Erginlik çağına gelmemiş olan çocuklara namaz farz değil ise de, yedi yaşından itibaren namaza başlatılmaları, alışkanlık kazanmaları açısından yararlı olur. Allah, imandan sonra namazdan daha üstün bir ibadeti emretmemiştir. Namaz, Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde, çeşitli vesilelerle geçmektedir. Kalp, söz ve beden ile yapılan ibadetleri bir araya toplamış bulunmaktadır.
DÜRÜSTLÜĞE ÖZENDİRİR
İnsana Allah'ı unutturacak şeylere karşı en çok koruyucu bir siper de yine namazdır. Çünkü belli aralıklarla Allah'ı hatırlayan kimse kötü duygu taşıyamaz. Başkalarına hile ve haksızlık düşünemez. Bir gün, yaptığı her şeyin hesabını Allah'a vereceğini düşünerek ölçülü hareket eder. Böylece namaz insan ruhu üzerinde daha etkili, nefsin heva ve hevesine yönelmesine daha çok engel ve her işte dürüstlüğe daha çok özendiricidi
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (el-Ankebût 29/47)
Hiç şüphe yok namazdaki belli hareketler; oturmak, kalkmak, alnı yere koymak, tekbir ve tehlil getirmek, namazın amacını gerçekleştirmeye yetmez. Bunlar namaz için gerekli olmakla beraber, gerçek namazın bunlardan ibaret olduğu söylenemez. Gerçek namaz, ruhu önce Allah'a karşı boyun eğme, yüce yaratıcının huzurunda benliğini silme sonra da Hak ile ilgilenmeye engel her türlü endişe ve kuşkudan sıyrılmadır. Kâinatı yaratan ve yöneten yüce yaratıcının huzurunda bulunduğunu hatırdan çıkarmamaktır. Bunun içindir ki, namaz kılan, namaz esnasında kimse ile konuşmayacağı gibi namaza aykırı bir harekette de bulunmayacaktır.
İLK SORGULAMA NAMAZDAN
Allah Teâlâ'nın verdiği sayılamayacak nimetlere karşılık insan, O yüce yaratıcıya teşekkür etmek durumundadır. Bu teşekkür, dil ile olabileceği gibi en güzeli ibadetle olanıdır. İbadetlerin en mükemmeli ise namazdır. Peygamberimiz, farz namazlardan başka nafile namaz da kılardı. Çoğu kere geceleri kalkar nafile olarak namaz kılardı. Kendisine: — Ey Allah'ın Resûlü, geçmiş ve gelecek günahlarınızı Cenab-ı Hak bağışladığı halde namaz için bu kadar yorulmanızın sebebi nedir? diye sorulduğu zaman, Peygamberimiz: Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı? şeklindeki cevabı namazın hikmetini en güzel şekilde açıklamaktadır. Namaz; zengini fakiri, âmiri memuru ve her seviyedeki insanı camide yan yana getirir ve insan olarak Allah katında eşit olduklarını, aralarında insan olmak bakımından bir fark olmadığını öğretir.
İnsanlar öldükten sonra dirilecekler ve Allah'ın huzurunda dünyada yaptıklarının hesabını vereceklerdir. O gün ibadetlerden ilk sorgulama namazdan olacaktır. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Kulun kıyamet gününde, hesabı ilk önce sorulacak ameli namazdır. Eğer namazı dürüst çıkarsa kurtulmuş ve kazanmıştır. Eğer namazı düzgün çıkmazsa kaybetmiştir." (Tirmizî, Salât, 305) Peygamberimiz'e, hangi ibadetin daha üstün olduğu sorulduğunda: — "Vaktinde kılınan namazdır" buyurmuştur. Namazı vaktinde kılmanın önemini kavrayan kimse, bunu günlük çalışma hayatına da aktaracak ve her işi vaktinde yapmaya özen gösterecektir.
'ZEK âT VER , ORUÇ TUT ...'
İnsanın cennete girmesine vesile olan ibadetlerin başında namazın geldiğinde şüphe yoktur. Ebû Hureyre anlatıyor. Bir kişi Peygamberimiz'e gelerek; "Ey Allah'ın Resûlü, bana bir davranış söyle ki, onu yaptığımda cennete gireyim" dedi. Peygamberimiz: "Allah'a ibadet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; farz olan namazı kılar, farz olan zekâtı verir ve Ramazan'da oruç tutarsın," diye buyurdu. Adam: "Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, bunları yapar, başka bir şey ilâve etmem" dedi.
Ve dönüp gitti. Bunun üzerine Peygamberimiz: "Cennetlik bir adama bakarak mutlu olmak isteyen kimse bu adama baksın" (Buhârî, Zekât, 1) buyurdu.
Kısacası namaz, insan için bir temizlik, günahlardan arınma ve huzur kaynağıdır. Bu ibadet sayesinde insan, kendisini yaratan ve üstün yeteneklerle donatan yüce yaratıcıyı unutmaz, O'na olan sevgi ve saygısını ve şükran duygularını ifade imkânı bulur, insan için bundan daha büyük mutluluk olur mu? Bunun içindir ki, Sevgili Peygamberimiz dünya hayatına vedâ ederken namaza dikkat çekmiş ve Allah hakkı olarak en son onu tavsiye etmiştir.
BİR HADİS
"Oruçlunun iki sevinci vardır. Birisi iftar zamanındaki sevincidir. Diğeri de tuttuğu oruçla Allah'a kavuştuğu ve orucunun mükâfatına erdiği zaman ki sevincidir" (Buhârî, Savm, 9).
BiR DUA
Allahım! Kalbimi nifaktan, davranışlarımı riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin sakladıklarını bilirsin.
ESMâ-İ HÜSNâ:
Vedûd: Sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen. Vedûd isminden kulun nasibi Allah'ın sonsuz rahmet ve sevgisini örnek alarak Allah'ı ve kullarını sevmesidir.
PROF. DR. ALİ KÖSE