KORUMALIĞINI YAPTI
Hz. Peygamber, Mescid-i Nebevi'nin ve evinin yapımı bittikten sonra da kendi evine taşındı. Ancak kendisine yaptıkları hizmet sebebiyle Eyüp Sultan'ı ve eşini hiçbir zaman unutmadı. Bazı günler, ashaptan bir grup arkadaşını yanına alır ve onlarla birlikte Eyüp Sultan'ın evine misafir olurdu. Eyüp Sultan, Peygamber Efendimiz hayatta bulunduğu sürece yanından ayrılmadı. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı. Hayberin, Mekke'nin ve Taifin fethinde de bulundu. Bu savaşlar esnasında zaman zaman Resulullah Efendimiz'in korumalığını yaptı. Eyüp Sultan, Allah Resulü'nün vefatından sonra, İslam'ı yayma ve müdafaa işine önem verdi.
İSTANBUL'UN FETHİNE KATILDI
Eyüp Sultan, cihad maksadıyla yılda en az bir defa sefere katılır ve herkesi buna teşvik ederdi. Peygamber Efendimiz'in, kendilerine İstanbul'u anlatıp, "İstanbul elbette fetholunacaktır; O'nu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" diye müjdelemiştir diyerek 669'daki kuşatmaya katıldı. Uzun bir yolculuk yapan Eyüp Sultan, 80'ini geçmişti. Ordu ile beraber İstanbul önlerine geldi ve şehrin fethedilmesi için büyük gayret gösterdi. Ancak bir sonuç alınamadı. Bu arada kendisinin hastalığı ilerledi ve yatağa düştü. Vasiyeti üzerine surların yakınına defnedildi.
KABRİNİ AKŞEMSETTİN HAZRETLERİ TESPİT ETTİ
Fatih Sultan Mehmed, Eyüp Sultan'ın vefatından 800 yıl sonra, İstanbul'un fethinden önce durumu hocası Akşemseddin Hazretleri'ne açtı. Eyüp Sultan'ın kabrinin nerede olabileceğini sordu. Fatih, 1453'te İstanbul önüne geldiği zaman bütün bu rivayetleri biliyor, Eyüp Sultan'ın kabrini bulmak istiyordu. Akşemseddin, parmağını uzatarak bugün kabrin bulunduğu Eyüp semtini işaret etti. Birlikte işaret edilen yere geldiler. Eyüp Sultan'ın kabrinin bulunduğu nokta Akşemseddin tarafından keşf ve ilham yoluyla tayin ile tespit edildi. Bu arada kabrin baş ve ayak uçlarına Akşemseddin Hazretleri tarafından iki çınar fidanı dikilerek kabrin yeri belirlendi. Bildirdiği yer bir iki arşın kadar kazılınca bir beyaz mermer çıkacağını anlattı. Orası kazıldı, Akşemsettin'in dediği gibi beyaz mermer meydana çıktı. Mermerin üzerinde "Haza kabri Halit İbn-i Zeyd" ibaresi yazılıydı. Akşemseddin'in yaptığı tespitin doğru olup olmadığı Fatih Sultan Mehmet dahil bir çok kimse için merak konusu olmuştu. Fatih Sultan Mehmet, bu noktadaki merakını gidermek için, bir gece kabrin yerini gösteren çınar fidanlarını yerinden söktürüp kıble tarafında farklı bir yere diktirdi. Sonra da kabrin üzerine türbe yaptıracağını söyleyerek, son kez yeri gelip kontrol etmesi için Hocası Akşemseddin'e haber gönderdi. Akşemseddin Hazretleri buraya gelir gelmez, çınar fidanlarının dikili olduğu yerle hiç ilgilenmeden doğrudan önceden tayin ve tespit ettiği yere gidip aynı noktayı işaret etti. Böylece kabrin orada olduğuna kesin olarak hükmedilerek üzerine türbe yapıldı.
MEVLÜT YÜKSEL / İSTANBUL'UN MANEVİ SULTANLARI 26