İşte AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları:
İstanbul'da sizin Kürtlerden de oy almanız gerekiyor. Bu konuda problemler var deniliyor. Sizin açınızdan bir problem var mı? Ne düşünüyorsunuz?
Bir kere HDP ve Kürt seçmenler ayırt edilmeli. Kürtlerin sanki oyunun tamamına HDP sahipmiş gibi konuşmayacağız. Biz Güneydoğu'daki bazı illerde birinci ve ikinci partiyiz. Kürt seçmenden HDP dışında en çok oyu alan parti AK Parti'dir dolayısıyla bazı kürt vatandaşlarımız. HDP'ye oy veriyor.
HDP'ye oy veren Kürt seçmenden de oy alacağım. O da İstanbul'un geleceği için düşünceleri var. Her şeyden önce HDP aday göstermedi onları bağlayacak bir aday da yok. Ben İstanbuluran tamamının adayıyım.
'Etnik kimliğimizle gurur duyalım' diyorsunuz bu mesajı niye veriyorsunuz?
16 yıl boyunca bunu hep söyledim Anamıza babamıza biz karar vermiyoruz ki? Doğuştan gelen kimliğimiz bizim kimliğimiz ve onurumuzdur. Herkes onur duysun gurur duysun bu bizim kardeşliğimiz için guru duymamız gereklidir.
Vatan toprağımız milletimiz ve devletimiz bizim vazgeçilmezimizdir. Bunlar hepimizin ortak değeridir. Onun dışındaki farklılılarımız bizim alnımızın akıyla göğsümüzü gere gere söyleyeceğiz
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, sanki HDP'ye oy veren seçmenler CHP'ye oy verecekmiş gibi CHP adayını HDP oylarıyla seçilmiş olacak diye uyardı. Biz de şöyle bir izlenim doğuyor, sanki 'HDP seçmeni CHP'ye oy verecek?' buna katılıyor musunuz?
Bu yönelendirme CHP ve HDP tarafından da yapılıyor. Altında bir uyarı da var. Kazanamazsanız sebebini söylüyorum diyorsunuz. Ben de diyorum ki HDP seçmeni ve bu şehrin geleceğini düşünen herkes partisini ertelesin ama İstanbul'un seçiminde beraber gidelim. Çünkü İstanbul bizim ortak geleceğimiz. Bu yeterince bir sebebidir.
'Binali Bey isteksiz' iddiaları haklı mı bunu söyleyenler?
Benim tabiatım öyledir. Ağır konuşurum soyadım gibi iş yaparım Şunu söyleyeyim. Bana hiç kimse hiçbir şartta istemediğim bir şeyi yaptıramadı. İstanbul Belediye Başkanı adaylığına kendim karar verdim ve çok istekliydim.
Meclis Başkanlığı dönemi
Meclis Başkanlığı prestjli bir iştir ve ben de 7 ay bulundum. Yapabileceğim kadar Parlamenter diplomasiyi geliştirecek kadar işler yaptım. Benim geçmiş yaşamım boyunca yaptıklarım dikkate alındığında benim için orası daha fazla götürülecek bir yer değildi. Ben sokakta hep oldum. İDO Genel Müdürü olduğum zamanda Sarıyer'de programlar yaptık. Ben her zaman vatandaşın yaşam kalitesi nasıl yükseltilir bunun için uğraştım Başbakanlık da kalktı.İcra görevi olarak bir tek burası kaldı. İstanbul da Başbakanlık gibi bir yerdir. Büyüklüklere baktığımız zaman Türkiye'nin nüfusunun yüzde 20'si burada. İhracatın yüzde 45'ini yapıyor. Gelen turistin 3'de 1'i İstanbul'a geliyor. Dünyanın 140 ülkesinden ekonomik olarak daha fazla. İstanbul BM'ye bağlı müstakil bir ülke olsa 41. Ülke oluyor. Ekonomi ve nüfus bakımından. İstanbul'u ayır Türkiye'den Türkiye çöker. Çekici güç İstanbul'da. Hiçbir makam küçümsenmez. Ucunda vatandaşa hizmet varsa bütün makamlar kutsaldır.
İstanbul'da belediye başkanlarına baktığımız zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Sonra Kadir Topbaş dönemi var. Sizin farkınız ne olabilir?
Bu geçen 25 yıl bizim dönemimiz. 1994'de İstanbul ne haldeydi. Genç kuşaklar hatırlamaz. O zaman yolar çamurdu çöptü su sorunu vardı hava kirliliği had safadaydı. Bunlar yaşamlar hizmetle, ben buna İstanbul 0.0 versiyonu diyorum. Recep Tayyip Erdoğan bunların hepsini halletti. İnsanlar bir nefes aldı. Onun döneminden sonra sosyal belediyecilik başladı. İnsanlarla bir temas kurup onların envanterini çıkartarak sosyal destek verildi.
Üçüncü adıma da İstanbul 2.0 diyoruz. Artık İstanbul'da yeni ihtiyaçlar doğu. Nedir bu ihtiyaçlar; trafik sorununun çözülmesi yeşil alanların artırılması.
İstanbul 4.0 nedir?
Türkiye son 16 yılda altyapıda 39 sıradan 9. Sıraya yükseldi dünyada. Teknoloji dahil. Bütün altyapıyı kastediyorum. Bu muazzam bir şey. Hakkari neyse İstanbul'da aynı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirseniz teknolojiyi mi kullanacaksınız?
İstanbul'un sorunlarına mahalle mahalle çözme zamanı geride kaldı. İstanbul'un elinde her gün toplanan 30 milyon veri var. Bu verileri analiz etmemiz lazım bu verilerden İstanbulluların ihtiyaçları ne nasıl çözüm üretilmesi lazım bunları fiziken çözmek mümkün değil Teknoloji merkezinde analiz edilecek. Bulunduğumuz yerde bir sokakta bir sorun. O sorun daha peydah olmadan bizim tarafımızdan bilinecek ve müdahale edilecek. İstanbul'a sürücüsüz araçlar gelecek. İnsan elinin değdiği yerlerde manuel olduğu için bir kurguyu bozabiliyorsunuz. Avantaj sağlayacak yerde dezavantaj sağlayabiliyorsunuz.
İstanbulluları davranışlarına göre ihtiyaçlarını önceden görmek ona göre kararlar almak da diğer bölümü. İstanbullu ne yapmak istiyor. Hafta sonu yürümek. Noktasal olarak bunu tespit etmemiz gerekiyor. İkisine de aynı şeyi yazmaya kalkarsak. Teknoloji bunu eldeki veriyle inceliyor.