Dikkat! AYM`den emsal karar! Sizin de başınıza gelebilir

Anayasa Mahkemesi, tüketici hakem heyetine yaptığı başvurunun sonucuna ilişkin tebligatın eline geç ulaşması üzerine itiraz hakkını kaybeden vatandaşı haklı buldu. Dosyayı inceleyen yüksek mahkeme, başvurucunun adil yargılama hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vererek yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :17 Nisan 2019 , 21:03 Güncelleme Tarihi :17 Nisan 2019 , 21:04
Dikkat! AYM`den emsal karar! Sizin de başınıza gelebilir

Anayasa Mahkemesi (AYM), tüketici hakem heyetine yaptığı başvurunun sonucuna ilişkin tebligatın eline geç ulaşması üzerine itiraz hakkını kaybeden vatandaşı haklı buldu.

Resmi Gazete'de yayımlanan AYM kararına göre, Abdullah Volkan Arslan, kredi borcunun yapılandırılması sırasında bankaya ödediği bin 190 liralık masrafı geri alabilmek için, Maltepe Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına başvuruda bulundu.

Başvuruyu inceleyen hakem heyeti, 27 Temmuz 2015'te "ret" kararı verdi. Kararın tebliği için başvurucunun adresine çıkarılan tebligat, 29 Ağustos 2015'te "alıcının adreste tanınmadığı" belirtilerek iade edildi.

Söz konusu karar, yaklaşık 7 ay sonra 9 Mart 2016'da "tebliğ tebellüğ belgesi" başlıklı tutanakla Arslan'a elden teslim edildi.
Arslan'ın, hakem heyetinin kararına, İstanbul Anadolu 2. Tüketici Mahkemesinde yaptığı itiraz, "15 günlük yasal sürenin geçirildiği" gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine Arslan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

"MEŞRU AMAÇLARLA ORANTISIZ"
Dosyayı inceleyen yüksek mahkeme, başvurucunun adil yargılama hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vererek yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

AYM gerekçesinde, somut olayda değerlendirilmesi gereken konunun, mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale oluşturup oluşturmadığı olduğu vurgulandı.

Bu anlamda, mahkemenin yapılan itiraza ilişkin verdiği ret kararının gerekçesinin yeterli ve kabul edilebilir nitelikte olmadığı vurgulanan gerekçede, "Öngörülebilirlik sınırları içinde değerlendirilemeyecek nitelikte hatalı bir uygulamayla verilen ret kararının, başvurucunun kanun yolunu kullanması imkanını ortadan kaldırdığı, başvurucu üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin, hedeflenen meşru amaçlarla orantısız olduğu sonucuna ulaşılmıştır." ifadesi kullanıldı.