Devlet Bahçeli: Terör örgütleri İmamoğlu için güç birliği yapıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen "Beka için milli karar, cumhur için istikrar" temalı iftar programında konuştu. Bahçeli, terör örgütlerinin CHP adayı İmamoğlu'na destek verdiğini hatırlatarak, "Terör örgütleri demokratik güç birliğinden bahsediyor. PKK'lı caniler devamlı açıklamalar yapıp Ekrem İmamoğlu'nu övüyorlar" ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :11 Mayıs 2019 , 21:05 Güncelleme Tarihi :11 Mayıs 2019 , 23:16
Devlet Bahçeli: Terör örgütleri İmamoğlu için güç birliği yapıyor


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul, tertemiz vicdanlara emanet edilmelidir. İstanbul, şaibesiz, şüphesiz, lekesiz, iradeyle yükselebilecektir. Erdemden uzaklaşmış, utanma duygusundan mahrum kalmış, doğruluğu kaybolmuş, siyasi ihtiras sahiplerinin, Balasagunlu Yusuf'un hikmet dolu duyuş ve seslenişinden ders alması beyhude bir avunmadır." dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin İstanbul İl Başkanlığınca WOW Airport Hotel düzenlenen "Beka için milli karar, cumhur için istikrar" temalı iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ve İstanbul'un istikbalini güvenceye almak mecburiyetinde, birliğe, dirliğe, kardeşliğe ve bekaya sahip çıkmak mesuliyetinde olduklarını vurguladı.

Bunu yaparken ahlaki ilkelerine, yüksek ülkülerine sağlam şekilde tutunmak ve sadık kalmak zorunda olduklarını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacip, insan için faydalı 3 şeyden bahsetmiştir. Bunlardan birincisi, erdem, ikincisi, utanma, üçüncüsü ise doğruluktur. Yine büyük düşünürümüz, asırlar öncesinde yöneticilerin akıllı, bilgili, adil, soylu, haya sahibi, yumuşak huylu, merhametli, gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü ve sakin tabiatlı olmalarını tavsiye etmiştir. Tam da bugüne uyacak şu derin ikaz ve tespiti yaşadığı dönemde dile getirmiştir. 'Doğru yap, doğru söyle, doğruyu gizleme ancak gammaz olma, dedikodu yapma'. Temiz olan kendini temiz tutar. Temiz olanlar temizleri tutar. İstanbul, tertemiz vicdanlara emanet edilmelidir. İstanbul, şaibesiz, şüphesiz, lekesiz, iradeyle yükselebilecektir. Erdemden uzaklaşmış, utanma duygusundan mahrum kalmış, doğruluğu kaybolmuş, siyasi ihtiras sahiplerinin, Balasagunlu Yusuf'un hikmet dolu duyuş ve seslenişinden ders alması beyhude bir avunmadır."

"SUKUT KADAR KİMSESİZ ÇIĞLIK KADAR HÜR OLDUK"
Milliyetçi Hareket Partisi, bedeli ne olursa olsun doğru bir siyaset takip ettiğini aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bir yanda erdemli olduk, diğer yanda engelleri aştık. Bir yanda sukut kadar kimsesiz diğer yanda çığlık kadar hür olduk. Bir yanda mazlumların umudu diğer yanda zalimlerin korkulu rüyası haline geldik. İnançlarımızdan taviz vermeden, iddialarımızın sancağından tuttuk. Şükürler olsun ki her rüzgara yelken açacak kadar tarihsel yörüngemizden kopmadık. Her gürültüyü pabuç bırakacak kadar özümüze yabancı düşmedik. Cumhurla cumhuriyeti kaynaştıran, hak ile haklıyı buluşturan, milletle milliyetçiliği kucaklaştıran, tarihsel ve yüksek bir şuurun bugünkü temsilcileriyiz ve de yolumuza Cumhur İttifakı olarak devam ediyoruz. Ne mutlu bizlere ki gönülleri birleşenler 'Cumhur İttifakı' diyor. Haktan, hakikatten, halktan yana olanlar Cumhur İttifakı ile doğruluyor. Vatan, bayrak, millet sevgisinde eriyenler Cumhur İttifakı ile geleceği kavrıyor. Allah aşkıyla yanan yürekler Cumhur İttifakı ile umutlanıp, ufuk ötesine bakıyor. Özellikle ve önemle ifade etmek isterim ki bu iftar sofrasında özlemlerimizi paylaşıyoruz. Bu iftar sofrasında dua ve dileklerimizi seslendiriyoruz. Bu iftar sofrasında hayrın, hasenatın, hasbiliğin, haysiyetin, millete hadim olmanın dilini konuşuyoruz. Bu iftar sofrasında kalp gözüyle bakıyor, muhabbetle dokunuyor, manevi arınma ve kurtuluş için Cenab-ı Allah'a el açıyor, hep birlikte niyaz ediyoruz."

Ramazanın yardımlaşmanın ve dayanışmanın daha da gün yüzüne çıktığı, açların doyurulduğu, fakir fukaranın elinden tutulduğu 11 ayın sultanı bir ay olduğunu aktaran Bahçeli, "Birbirimize yakınlaşmamız, vicdan muhasebesi yapmamız için bu ayın sağladığı manevi imkanlara hem bağlılık göstermeliyiz hem de değer vermeliyiz. İlahi rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu kutlu ayda tuttuğunuz oruçların, yaptığınız ve yapacağınız tüm ibadetlerin Cenab-ı Allah katında makbulünü ve kabulünü diliyorum. Sahurla iftar arasında geçen zaman süresi içinde oruç ibadetinin hakkını tüm uzuvlarımızda, tüm varlığımızla, tüm adanmışlığımızla vermeyi temenni ediyorum. Çünkü ağzın oruçlu kalması kadar kalbin de gözün de elin de niyetli olmasının çok önemli görüyorum." ifadelerini kullandı.

"İSTANBUL, TÜRK VATANININ ÖVÜNCÜDÜR"
İstanbul'un Türk İslam medeniyetinin çınarı, Türk milletinin türbedarı bir kent olduğunu aktaran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul, Türkiye'nin özeti, Türk vatanının övüncüdür. Bu kent, bir tarih, bir şuur, bir dua, bir dilek, kutlu bir müjdedir. O müjde ki alemlere rahmet olarak inmiş efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın mübarek dudaklarından insanlığın hafızasına rahmet damlaları gibi dökülmüştür. O müjde ki İstanbul'un fethedileceğini, asırlar önce cihana tebliğ eden kerametin ilanıdır. Yedi tepesiyle, camileriyle, çeşmeleriyle, hanlarıyla, hamamlarıyla, saraylarıyla, surlarıyla, şadırvanlarıyla, kültürüyle, görgüsüyle her köşesinde tarihin yaşadığı, ecdadımızın izinin bulunduğu İstanbul'un hak eden ve ehil ellerce yönetilmesi geldiğimiz bu aşamada hayat memat meselesidir. Unutmayınız ki İstanbul'u fetheden kahraman hünkar bir Türk'tür. Fethe memur edilmiş yiğit askerler Türk milletinin kudretidir. İstanbul'un fethi dünyanın istikametini değiştiren, çağ açıp çağ kapatan muhteşem bir millet başarısıdır ve İstanbul dünyanın en büyük Türk kenti unvanını almıştır. Bu aziz şehrimizi fetheden Fatihimiz Sultan Mehmet Han'a, fethin manevi kılavuzu Akşemseddin Hoca'ya, fetihte görev alan tüm kahraman ecdadımıza bu vesileyle Allah'tan rahmet diliyorum."

"YERİN DİBİNE BATSIN SİZİN GÜZELİNİZ"
Geçmişin geleceğin aynası, geleceğin ise geçmişin bir sonraki adımı olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Sorarım sizlere, Türk milletinin gururu, gıpta edilecek kıymeti olan İstanbul boyunduruk altına nasıl girecektir? İstanbul'un kaderi terör örgütlerinin, yani Haçlı yedeklerinin tasallutuna nasıl havale edilecektir? Kandil çetesi, Pensilvanya şebekesi nasıl olup da İstanbul'da söz geçirecekler, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini hangi yetkiye dayanarak etkileyebileceklerdir? Bin yıllık kardeşliğimizin celladı, milli varlığımızın düşmanı bu hıyanet ortaklarına inanan, umut bağlayan vicdan sahibi tek bir insanımız olabilecek midir? İstanbul böylesi bir zillete onay verebilir mi? İstanbullu kardeşlerim böyle bir rezalete olur diyebilir mi? Terör örgütleri demokratik güç birliğinden bahsediyor. PKK'lı caniler devamlı açıklamalar yapıp Ekrem İmamoğlu'nu övüyorlar. Ağız birliği etmişler, CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayına destek mesajları paylaşıyorlar. Neymiş, çok güzel şeyler olacakmış. Yerin dibine batsın sizin güzeliniz. Çirkinlik ne zamandır güzel olarak görülüp değerlendiriliyor? Biliniz ki, çirkin görünür, güzel bürünür. Kundaktaki bebeklere kurşun atılırken de güzel şeyler mi oluyordu? 19 Nisan'dan bugüne kadar 12 vatan evladı şehit düşerken de çok güzel şeyler mi yaşanıyordu? FETÖ çok güzel şeyler olacak diyor, CHP de papağan gibi aynı şeyi tekrarlıyor. Martın sonu bahar diyorlardı, demokrasinin kara kışını yaşattılar. Bir CHP milletvekili, 'Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok sayan darbeyle buluşmaz mı?' diyecek kadar millet düşmanı haline gelebilmiştir. Darbe çağrısı büyük bir suçtur, hesabı mutlaka sorulmalıdır. İyiyi kirlettiler, güzeli lekelediler, kısacası değerlerimize kast ettiler. İşte zillet budur, işte rezalet bu kadar küstah ve cüretkardır."